
Suriye ordusunun Halep zaferi, Suriye’ye
yönelik emperyalist saldırganlığın 2011’den beri aldığı en büyük yenilgi
durumunda. Kentin temizlenmesiyle beraber Suriye ordusuna hedef alan yalan
haberlerin sayısında önemli bir artış görüldü.
Halep’le ilgili yapılan yalan haberlerin
en önemli özelliğinin mezhepçilik olduğu görülüyor. Savaşın ilk yıllarında
kendine alıcı bulan bu tarz manipülasyonlara artık pek itibar edilmiyor.
Gericiler kimi zaman da kendi saflarında
gerçekleşen “kadınları köleleştirme” gibi fiilleri Suriye ordusuna isnat ederek
manipülasyon yapmaya çabalıyorlar.
Çoğunlukla iyi kurgulanmış olan yalan
haberler Suriye ordusu ilerleme kaydettikçe “İki kilometrelik alanda 80 bin
kişi sıkıştı” gibi mantık dışı yalanlara dönüşüyor.
Elde manipülasyon yapacak malzeme
kalmayınca cihatçılardan kaçıp Suriye ordusuna sığınan siviller bile “Esad
mağduru” olabiliyor.
Bu yalan girdabına sadece İslamcılar güç
vermiyor. Doğan Grubu’na bağlı CNN Türk gibi holding medyasının devleri de konu
Suriye direnişi olduğu zaman El Kaide militanlarından farklı davranmıyor.
Yalan haberler sadece El Kaide
sempatizanı “marjinal” çevrelerden çıkmıyor. Belgesiz haberlerin büyük kısmı
Türkiye’nin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı tarafından üretiliyor. Gazeteciliğin
temel taşları olan “belgesiz haber yapmama”, “5N1K” kuralları; konu Suriye
olunca yerini “Küsuratlı sayı vereyim de salladığım belli olmasın” ilkesine
bırakıyor.
Mezhepçiliğe ek olarak bazen de
“kadınlar intihar fetvası” istiyor gibi akla hayale gelmeyecek yalanlar
ekleniyor. Yeşilçam filmlerinden görmeye alışık olduğumuz “ırz düşmanı
gavurlar” ve “iffetli müslümanlar” gibi kimlikler yaratılıyor. Bununla beraber
Suriye’nin demografik yapısının doğal sonucu olarak komuta kademesi dahil ezici
çoğunluğu sünnilerden oluşan Suriye ordusu “mezhep örgütü” olarak kodlanıyor.
Yandaş medyada Halep’le ilgili haber
yapılacaksa internetten rastgele bir savaş fotoğrafı bulunuyor ve elde hiçbir
belge olmadan masa başında haber üretiliyor.
Savaşın hemen her anı internet
bağlantılı telefonlarla kayıt altına alınırken bir türlü “sivilleri idam eden
Esad askerleri” içerikli tek videonun ortaya çıkmaması ve “Halep’te siviller
katlediliyor” temalı bütün görsellerinin bir süre sonra kurgu olduğunun ortaya
çıkması bile aynı yalanların tekrar tekrar üretilmesini engellemiyor.
Kabataş’tan Halep’e: İslamcılar
yıllardır yalan söylüyor muheysini
İncelikle ürettikleri yalan haberlere
rağmen El Kaide lideri Muheysini ile röportaj yapmaları gizlemeye çalıştıkları
niyetlerini açıkça ortaya koyuyor.
Savaşın gerginleştiği zamanlarda ise
Yeni Akit gibi gizlenme gereği duymadan El Kaide lideri Colani’nin fotoğrafını
yayınlayıp üzerine “Bekle Halep geliyoruz” yazabiliyorlar.
Kabataş’tan Halep’e: İslamcılar
yıllardır yalan söylüyor nefret
Halep zaferinin kesinleşmesinden sonra
ise maskelerini tamamen attıkları ve Türkiye’deki Alevilere yönelik katliam
çağrıları yaptıkları görülüyor.