6 Ekim 1923’te Van- Erciş yolu üzerinde
Muradiye İlçesi olan Ünseli köyünde dünyaya gelen Yaşar Kemal Kürt kökenli bir
aileden gelmiştir. Türkmenlerin yoğun olduğu bir köyde yaşayan Kemal, evde
Kürtçe, dışarıda ise Türkçe konuşurdu. Yazar; kendi anlatımına göre “bir
Türkmen köyündeki tek Kürt ailenin tek çocuğu” olmuştur. Ailesi Birinci Dünya
Savaşı nedeniyle, Yaşar Kemal 5 yaşındayken Adana’ya yerleşirler. Yaşar Kemal’i
Yaşar Kemal yapan en önemli değerler, pamuk tarlalarının bol olduğu memlekete
gelir. Göç sırasında Yaşar Kemal’in babası Sadık Efendi’nin sahiplenip
büyüttüğü Yunus adlı çocuk kan davası nedeniyle Sadık Efendi’yi köydeki camide
namaz kılarken bıçaklayarak öldürür. 5 yaşında camide babasının öldürülüşüne
tanık olan ve ilkokulu Adana Burhanlı köyünde okuyan Kemal için zorlu günler
başlar. Yine bu olaydan sonra on iki yaşına kadar kekemeliğe tutulur.
Ortaokulun son sınıfındayken okulu
bırakmak zorunda kalarak; ırgatlık, amelebaşılık, pirinç tarlalarında su
bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalışır.
Kemal’in, 1940’lı yılların başlarında Orhan Kemal’in aracılığıyla Pertev Naili
Boratav, Abidin Dino ve Arif Dino gibi sol görüşlü yazarlarla tanışması gerek
edebi alanda, gerekse düşünce alanında onu bambaşka bir yere taşıyacak; geniş
ufuklar açacaktır. 1943’te bir folklor derlemesi olan ilk kitabı Ağıtlar’ı
yayımlar. Askerliğini yaptıktan sonra 1946’da gittiği İstanbul’da Fransızlara
ait Havagazı Şirketi’nde gaz kontrol memuru olarak çalışır. Kemal, 1950’de
142.Maddeden komünizm propagandası suçlamasıyla tutuklanır Bu arada Ülke,
Kovan, Millet, Beşpınar Dergilerinde, şiirleri görülür. 1951 yılında İstanbul'a
yerleşerek, Cumhuriyet Gazetesi'nde fıkra ile röportaj yazarlığı yapmaya başlar
ve çalışmalarını 1963 yılına kadar sürdürür. "Dünyanın En Büyük
Çiftliğinde Yedi Gün" başlıklı röportajıyla, Gazeteciler Cemiyeti Özel
Başarı Armağanı'nı kazanır. Daha sonra tüm röportajlarını 1985 yılında Bu Diyar
Baştan Başa başlığıyla dört kitap halinde bir araya getirerek yayımlanacak;
derleme bir kitap olan Röportaj Yazarlığında 60 Yıl adında röportaj kitabında,
daha önce yayımlanmamış ve kitaplarında yer almayan bir röportajı da olacaktır.
Kemal, 1952 yılında Abdülhamid’in başhekimi Jak Mandil Paşa’nın torunu Tilda
Hanım’la evlenir. Eşi Tilda’nın 2001 yılındaki ölümüne kadar onunla evli kalır.
Bu evlilikten oğlu Raşit Gökçeli dünyaya gelecektir.
1952’de ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak,
1955’te ise bugüne dek kırktan fazla dile çevrilen romanı İnce Memed gazetede
tefrika olarak yayımlanır. 1951 yılında öyküleri; Dükkancı, Bebek, Memet ile
Memet ve romanları; Sarı Sıcak ile İnce Memed basılır. Böylece yazarın ünü bir
kat daha artmıştır. Romanı yazma nedeni eşkıya olan ve dağda vurulan amcasının
oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtecektir. Aynı
söyleşide, çocukluğunun eşkıyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en
büyük" eşkıyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze
yakın eşkıya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi
ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu
söyler. İnce Memed romanının gördüğü ilgi nedeniyle kendini tamamen romancılığa
vermeye başlar; ama yazıları ve siyasi etkinlikleri dolayısıyla birçok kez
kovuşturmaya uğrayacaktır. Teneke (1955), Dağın Öte Yüzü serisi, Üç Anadolu
Efsanesi (1967), Binboğalar Efsanesi (1971), Yılanı Öldürseler (1976),
Hüyükteki Nar Ağacı (1982) dahil olmak üzere yazarın birçok eseri, Çukurova'da
geçmektedir. Ayrıca eserlerden sekizi bugüne değin tiyatro oyununa, on ikisi
sinemaya ve ikisi baleye uyarlanmıştır. Yaşar Kemal'in ayrıca senaryosunu
yazdığı filmleri de mevcuttur.
“İnsan, evrende gövdesi kadar değil,
gönlü kadar yer kaplar.” Hem ülkemizde hem de dünya çapında sembol isimlerinden
olarak tarihteki yerini alan Yaşar Kemal’i 5.Ölüm Yıldönümünde anıyoruz.
. Ortaokulun son sınıfındayken okulu
bırakmak zorunda kalarak; ırgatlık, amelebaşılık, pirinç tarlalarında su
bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalışan
Kemal’in, 1940’lı yılların başlarında Orhan Kemal’in aracılığıyla Pertev Naili
Boratav, Abidin Dino ve Arif Dino gibi sol görüşlü yazarlarla tanışması gerek
edebi alanda, gerekse düşünce alanında onu bambaşka bir yere taşıyacak; geniş
ufuklar açacaktır. 1943’te bir folklor derlemesi olan ilk kitabı Ağıtlar’ı
yayımlar. Askerliğini yaptıktan sonra 1946’da gittiği İstanbul’da Fransızlara
ait Havagazı Şirketi’nde gaz kontrol memuru olarak çalışır. Kemal, 1950’de
142.Maddeden komünizm propagandası suçlamasıyla tutuklanır Bu arada Ülke,
Kovan, Millet, Beşpınar Dergilerinde, şiirleri görülür. 1951 yılında İstanbul'a
yerleşerek, Cumhuriyet Gazetesi'nde fıkra ile röportaj yazarlığı yapmaya başlar
ve çalışmalarını 1963 yılına kadar sürdürür. "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde
Yedi Gün" başlıklı röportajıyla, Gazeteciler Cemiyeti Özel Başarı
Armağanı'nı kazanır.
Daha sonra tüm röportajlarını 1985
yılında Bu Diyar Baştan Başa başlığıyla dört kitap halinde bir araya getirerek
yayımlanacak; derleme bir kitap olan Röportaj Yazarlığında 60 Yıl adında
röportaj kitabında, daha önce yayımlanmamış ve kitaplarında yer almayan bir
röportajı da olacaktır. Kemal, 1952 yılında Abdülhamid’in başhekimi Jak Mandil
Paşa’nın torunu Tilda Hanım’la evlenir. Eşi Tilda’nın 2001 yılındaki ölümüne
kadar onunla evli kalır. Bu evlilikten oğlu Raşit Gökçeli dünyaya gelecektir.
1952’de ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak, 1955’te ise bugüne dek kırktan fazla
dile çevrilen romanı İnce Memed gazetede tefrika olarak yayımlanır. 1951
yılında öyküleri; Dükkancı, Bebek, Memet ile Memet ve romanları; Sarı Sıcak ile
İnce Memed basılır. Böylece yazarın ünü bir kat daha artmıştır. Romanı yazma
nedeni eşkıya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987
yılındaki bir söyleşisinde belirtecektir. Aynı söyleşide, çocukluğunun
eşkıyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkıyalardan biri
olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkıya bulunduğunu ve
bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan
Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyler. İnce Memed romanının
gördüğü ilgi nedeniyle kendini tamamen romancılığa vermeye başlar; ama yazıları
ve siyasi etkinlikleri dolayısıyla birçok kez kovuşturmaya uğrayacaktır. Teneke
(1955), Dağın Öte Yüzü serisi, Üç Anadolu Efsanesi (1967), Binboğalar Efsanesi
(1971), Yılanı Öldürseler (1976), Hüyükteki Nar Ağacı (1982) dahil olmak üzere
yazarın birçok eseri, Çukurova'da geçmektedir. Ayrıca eserlerden sekizi bugüne
değin tiyatro oyununa, on ikisi sinemaya ve ikisi baleye uyarlanmıştır. Yaşar
Kemal'in ayrıca senaryosunu yazdığı filmleri de mevcuttur.
Yaşamı boyunca kurulu sisteme karşı dik
duruş içinde olan ve boyun eğmeden emekçilerin yanında saf tutan Yaşar Kemal
emekçilerin eşitlik ve özgürlük yürüyüşünde yaşayacaktır.