14 Kasım 2008 Cuma

BODRUMDA KÜRTLERE POLİS TERÖRÜ

Gözen, polislerden şikayetçi olmak isteyince, polisler sokaktaki iki kişiyi şahit göstererek, “Biz senden davacıyız” diyerek, tutanak tutturdu. Gözaltına alınan Gözen, rapor da alamadı. Sahil bölgelerinde bir yandan linç edilme korkusuyla kimliklerini dahi gizlemek zorunda kalan Kürtler bir yandan da derilerinin rengi nedeniyle polis şiddetine maruz kalıyor. 10 yıldır Bodrum’da esnaflık yapan Mehmetşah Gözen, kendisini azarlayarak kimlik soran polislere “Sizin yetkiniz var mı?” diye sorunca başına gelmeyen kalmadı. Olay şöyle gelişti; Gözen, 6 Kasım akşamı bir arkadaşıyla beraber Bodrum Kalesi’ne yakın yerde bulunan bir restaurant önünde bulunan banklara dinlenmek için oturdu. Halka açık bir yer olan ve onlarca kişinin bulunduğu bankların yanındaki yoldan geçen 2 motosikletli polis, Gözen ve arkadaşına yaklaşarak yüksek sesle “Çıkarın lan kimlikleri” diye azarlamaya başladı.

Sokak ortasında işkence

Gözen polise “Sizin kimlik sorma yetkiniz var mı?” diye sordu. Bunun üzerine polislerden biri sinirlenerek, “Sen kim oluyorsun da bize yetki soruyorsun, seni emniyete götürelim de yetki neymiş gör” diye bağırarak hakaret etmeye başladı. Ardından polisler tarafından dövülen ve aldığı darbelerle yere yığılan Gözen’in nefes almaması için polislerden biri ağzını kapatırken diğeri ise burun deliklerini parmaklarını soktu. Yaklaşık bir saat küfür ve hakaretlerle dövülen Gözen, aynı polisler tarafından polis otosuna bindirilerek, Bodrum Devlet Hastanesi’ne götürüldü.

Doktor: Alın götürün

Bindirildiği arabada da polislerin dövmeye devam ettiğini ve ağzından kan gelmesine rağmen kendisini muayene eden doktorun “Alın bunu götürün bir şeyi yok” dediğini söyleyen Gözen, “Doktor bana şikayetin ne diye sordu. Bende ağzımdan kan geliyor. Kafamda şişlikler oluştu. Kendimi iyi hissetmiyorum dedim. Buna rağmen alın götürün bunun bir şeyi yok dedi” diye konuştu.

Polis şahitleri

Hastanenin ardından arkadaşıyla beraber Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü ve burada ifadesi alınırken yanındaki arkadaşını dışarıya çıkaran bazı polislerin arkadaşına “Bu olayı unutun gelin sizi barıştıralım yoksa başınıza iş alırsınız” diye tehdit ettiğini ve bunun üzerine arkadaşının yanına gelerek “Bu olayı unutalım” dediğini de ifade eden Gözen, şikayetinden vazgeçmeyeceğini söylediğini aktardı. İfadesinde polislerden şikayetçi olduğunu söylemesi üzerine polislerin daha önce hiç görmediği iki genci sokaktan alıp getirerek, “Biz de senden şikayetçiyiz, şahitlerimiz de bunlar” dediğini belirten Gözen, “Olay sırasında orada olmayan iki yalancı şahide ‘Evet biz gördük bu kişi polislere hakaret etti, saldırdı’ diye ifade verdirttiler” dedi.

Bodrum’da 10 yıldır esnaflık yaptığını ve son dönemlerde Kürtler üzerindeki baskının her geçen gün arttığını da dile getiren Gözen, “Hiç suçum yokken polisler tarafından herkesin içinde hakarete ve dayağa maruz kaldım. Salt rengimiz esmer olduğu için keyfi uygulamalara maruz kalıyoruz. Kişilik haklarım ve gururum çiğnendi. Polisler hakkında davacı oldum ve bu davamdan vazgeçmeyeceğim” diye belirtti. Gözen, İHD Muğla Şubesi’ne de başvurarak, yardım talebinde bulundu.

Kürtler terketmeye zorlanıyor

Son dönemlerde sahil bölgelerinde Kürtlere yönelik baskıların arttığına dikkat çeken İHD Muğla Şube Yöneticisi İdris Danışlı ise, saldırıların hem sivil bazı kesimler ve hem de polisler tarafından dozunun artırıldığını belirtti. Son bir yıl içinde polis tarafından onlarca kişinin gözaltına alındığını ve çoğu zaman bu gözaltının nedenin Kürtçe konuşmak ya da Kürtçe müzik dinlemek olduğunu da ifade eden Danışlı, Kürtlere yönelik ayrımcılığın iki boyutlu ele alınması gerektiğini söyledi. Yıllardır Bodrum’da yaşayan Kürtlerin hem ekonomik hem de sosyal olarak kıskaca alınmaya çalışıldığını ve kenti terketmeye zorlandıklarını aktaran Danışlı, “İnsan hakları savunucuları olarak son dönemde Bodrum’da yaşananlar bizi kaygılandırıyor. İnsanlar göçe zorlanıyor. Sokakta dahi gezemez duruma geldiklerini ifade ediyorlar. Son olarak Gözen’in yaşadığı olayı düşünün sadece renginden kaynaklı aşağılanıyor. Polislerin hak ve hukuk tanımadan insanlara bu şekilde davranma yetkisini nerden aldıklarının sormak gerekiyor” dedi.

FATMA KOÇAK/DİHA/MUĞLA