
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun 2
Aralık’ta hayatını kaybeden babası Fehmi Tanrıkulu için kurulan taziyeyi
ziyaret etmek üzere bugün Diyarbakır’a geldi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök
ve PM üyeleri ile birlikte havayoluyla Diyarbakır’a gelen Kılıçdaroğlu, önce
merkez Bağlar ilçesinde bulunan Liceliler Yas Evi’nde kurulan taziyeye geçti.
Zırhlı araçlar ve özel harekat polisleri
ile, etrafında yoğun güvenlik önlemleri alınan taziye evinde vekil Sezgin
Tanrıkulu ve ailesine taziye dileklerini ileten Kılıçdaroğlu, daha sonra CHP İl
Örgütü binasına geçti.
‘ADİL BİR YARGILANMA VARSA SORUN YOK’
Parti binası önüne basın mensuplarına
kısa bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’a taziye ziyareti amacıyla
geldiklerini belirtti. Sabah saatlerinde Ankara’da, Gülen cemaati üyesi olduğu
iddiasıyla gözaltına alınan başdanışmanı Doç. Dr. Fatih Gürsul hakkında
yöneltilen sorulara yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Miting öncesi ve sonrası beraber
araştırmalar yapardık. Miting sonraları mitingdeki konuşmalarımın etkilerini
beraber tartışırdık. Kendisinin herhangi bir suçu var mı bilmiyoruz. Eğer adil
bir yargılanma varsa bizim açımızdan sorun yok. Herkes gidecek ifadesini
verecek. Ne gerekiyorsa yapılacak” dedi.
Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın “Kürt sorunu yok, terör sorunu var” sözlerini hatırlatarak bu
konudaki görüşlerini sorduğu Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
“Türkiye’nin 35 yıldır uğraştığı bir
sorunu böyle ayaküstü ‘çözeceğiz’ demek çok sıradan bir cevap olur. Bu konuda
bizim raporlarımız var. Sorunun çözümlerine ilişkin basın toplantıları,
kitaplarımız var. Ayaküstü ‘şunu şunu yapacağız’ dersek doğru olmaz. Ama şunu
rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye’de var olan sorunu çözecek tek parti vardır.
O partinin adı da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Sözüm sözdür. 4 yıl içerisinde
bu sorunu çözeceğim. Demokrasi ve insan hakları bağlamında biz bu sorunu
çözeriz.”. Bu açıklamayla Kılçtaroğlunun Kürt sorunun çözümünde dünden bu güne
farklı birşey söylemediği ve Ana dilde eğitim hakkının bile bölücülük olarak
görülüp-gösterildiği,Kürtlerin bir ulus olduğu ve haliyle de kolektif
haklarının var olduğunu kabul etmeyen bu yaklaşımla Kürt sorununu çözmesinin
mümkün olmayacağı bir sır olmasa gerek.
‘GAZETECİLERİN TUTUKLANMASI DEMOKRASİ
AYIBIDIR’
Tutuklu gazeteciler konusunda da değinen
Kılıçdaroğlu, “Bizim ilkemize göre hiçbir gazeteci hapiste olmamalıdır. “Yazı
yazan, düşüncelerini ifade eden bir gazeteci benim düşüncelerimi ifade ettiği
zaman dışarı çıksın, ifade etmediği zaman da içeri girsin. Siyaset çifte
standart kabul etmez. Siyasette doğru ve ilkeli duracaksınız. Ben 146
gazetecinin tutuklanmasını istemiyorum. Uluslararası arenada bir demokrasi
ayıbıdır” ifadelerini kullandı.