
Akademisyenler, öğrenciler ve işçiler üniversiteye yönelik baskılara ve işten atmalara karşı 8 Aralık’ta Beyazıt’ta bir araya geliyor
Üniversiteye yönelik saldırılara karşı üniversite bileşenleri üniversiteyi savunmaya çağırıyor. Akademisyenler, öğrenciler ve işçiler “Üniversiteler bizimdir” diyerek yaptıkları ortak açıklamada herkesi 8 Aralık Perşembe günü saat 13.00’da Beyazıt Meydanı’na çağırıyor.
İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, SES Aksaray Şubesi, Eğitim Sen 6 Nolu Üniversiteler Şubesi ve İstanbul Tabip Odası üniversiteye yönelik iktidar bazlı saldırılara, akademisyenlerin işten atılmasına, ÖYP’liler 50d’ye geçirilerek güvencesizleştirilmesine, rektör seçimleri kaldırılmasına karşı “Bu gidişata dur demek için!” Beyazıt Meydanı’na buluşuyor.
Sendika.Org olarak üniversite bileşenlerine neden bu eyleme katıldıklarını sorduk.
Öğrenci Kolektifleri Sözcüsü Gönenç Hacaloğlu:
KHK’ler ile emekten, kamusal üniversiteden yana olan hocalarımız uzaklaştırıldı. Zaten antidemokratik olan rektörlük seçimleri komple kaldırılarak rektör seçme yetkisi doğrudan Saray’a bağlandı. Biz bu saldırıları AKP’nin her zaman kan uyuşmazlığı yaşadığı üniversiteyi tahakküm altına alma çabası olarak okuyoruz.
Bu duruma karşı başta Boğaziçi Üniversitesi’nde olmak üzere üniversiteliler kitlesel tepkiler verdiler. Yalnızca bu saldırılara karşı değil aynı zamanda üniversitede yapılan kantin zamları gibi piyasacı saldırılara, üniversiteye yönelik gerici faşist çetelerin doğrudan saldırılarına karşı üniversitelilerin direnişi parçalı da olsa sürüyor. Ancak tüm bu direnişleri bir araya getirmek gerekiyor. 3 Kasım’da Beyazıt Meydanı’nda üniversite bileşenlerinin örgütlediği eylem kitleselliği ve coşkusuyla hem üniversite muhalefeti için hem de toplumsal muhalefetin geneli için oldukça iyi bir etki yarattı. Biz de üniversiteli gençlik örgütleriyle, akademisyenlerin meslek örgütleriyle bir araya gelerek bu olumlu durumu daha ileriye taşımalıyız diye tartıştık. Bu anlamda ilk olarak 8 Aralık, üniversite bileşenlerinin bir araya gelerek özerk-demokratik üniversite mücadelesini büyüttükleri bir gün olacak. İkinci olarak da gençliğin inisiyatif alarak İstanbul’da tüm üniversitelerdeki direnişleri birleştirme iradesini gösterdiği ve iktidarın topyekûn saldırılarına karşı bir adım öne çıktığı bir gün olacak. Bunun için tüm sıra arkadaşlarımızı Beyazıt Meydanı’na bekliyoruz.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Makine Mühendisliği öğrencisi Eda Güven:
İTÜ öğrencileri olarak;
– Kantin, kırtasiye gibi okuldaki işletmelerin fahiş fiyatlı olmasına karşı sermayeden özerk öğrenci denetiminde alanlar yaratılması için,
– Kadın yurtlarındaki gerici uygulamalara karşı kadınların kamusal alandaki özgürlük talepleri için,
– OHAL bahanesiyle klüp ve topluluk faaliyetlerinin engellenmemesi için,
– Yandaş rektör Karaca’nın OHAL bahanesiyle ifade özgürlüğüne saldırması ve uzaklaştırmayla eğitim hakkımızın engellenmesine karşı demokratik üniversiteyi kurmak için,
– Üniversitemizdeki gerici dönüşümlere karşı bilimsel laik eğitim için
8 Aralık’ta Beyazıt’ta olacağız
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Kadir selamet:
Saray/AKP iktidarı, başarısız darbe girişimini de arkasına alarak, iktidarın imkanlarını faşist bir rejime dönüştürme hedefinden şaşmaksızın ilerlemeye devam ediyor. OHAL ve kanun hükmünde kararnameler ile meclisin etkisizleştirilmesi Erdoğan’ın kişilik kültü etrafında İslam-Türk sentezi ideolojinin egemen kılındığı, totaliter, organik bir toplum inşa edilmesiyle iç içe geçmiş durumda. Saray/AKP iktidarı hedefleri doğrultusunda muhalefet potansiyelini kurutmak, itiraz edebilme cüretini ortadan kaldırmak için üniversitelere saldırılarını sürdürmektedir. Fakat üniversitenin dinsel otorite, sermaye kıskacı ve katı denetim ile kan uyuşmazlığı içinde olduğu defalarca ispatlanmıştır. Bu durumun yarattığı dinamiklerin açığa çıkarılması, kitlesel militan bir muhalefetin harekete geçirilmesi için öğrenci muhalefetinin bu sürece müdahale etmesi kritik bir önem taşımaktadır. En güncel ve asli görevimiz üniversitedeki bütün demokrasi güçlerini bir araya getirmek, üniversiteleri birer anti-faşist mevzi haline getirmek olmalıdır. Bu yüzden 8 Aralık günü bütün üniversite bileşenleri olarak üniversiteyi saraya bakmayacağız demek için Beyazıt Ana Kapı önünde buluşuyoruz. Ve herkese sesleniyoruz bu gidişata dur demezsek tarihin bizi affetmeyeceği gerçeğiyle yüz yüzeyiz.
Akademisyenlerin yaptığı ortak açıklama
Gençlik örgütlerinin ortak yaptığı açıklama:
Üniversiteler Bizimdir!
Ülkemizin içine çekildiği atmosfer gün geçtikçe daha karanlık bir hal alıyor. 15 Temmuz darbe girişimini adeta bir fırsata çeviren AKP iktidarı, cemaate karşı başlattığını söylediği operasyonları memleketin tüm ilerici-devrimci güçlerini içine alacak şekilde genişletiyor. Bir yanda halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler, diğer yanda halkın oylarıyla seçilen vekiller, öbür yanda halkın türkülerini söyleyen sanatçılar tutuklanıyor. Ülke mezhepçi politikalarla savaşa sürükleniyor. Dernekler, basın kuruluşları kapatılıyor. Kendisi dışında kalan herkese düşman olan iktidar, başkanlık uğruna tüm ülkeyi ateşe atarken gerici, piyasacı, kadın düşmanı saldırıları da hız kesmiyor. Yaşam alanlarımız talan edilmeye, işçiler iş cinayetlerinde hayatını kaybetmeye devam ediyor. Cinsel istismar yasasıyla tecavüzü meşrulaştırmaya çalışan iktidar sokakta, kampüste, işyerinde kadınların isyanıyla karşılaşıyor.
Bu saldırılardan üniversite de nasibini alıyor elbette. Çıkarılan KHK’lar ile emekten, barıştan ve öğrencisinden yana olan hocalarımız üniversiteden ihraç ediliyor. Sıra arkadaşlarımız tutuklanıyor. Üniversitelerin özerkliği yok sayılarak rektörlük seçimleri kaldırılıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde seçimlerde aday bile olmayan birisi saray tarafından rektör olarak atanıyor.
Başkanlığa giden yolda muktedirin tüm bu baskı siyasetine, herkesin kendisine biat etmesine ihtiyaç duyduğunun farkındayız. Ancak biz biat etmiyoruz! Ve tüm üniversitelileri, üniversitenin tarihsel sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz. Gelin hep birlikte üniversitenin teslim olmayacağını dosta da düşmana da gösterelim. İhraç edilen hocalarımızla, üniversitenin tüm bileşenleriyle birlikte haykıralım: “OHAL’e KHK’lara, Rektörlere karşı üniversiteler bizimdir!”
Bizler, gençlik olarak bir adım öne çıkıyoruz. 8 Aralık günü saat 13.00’da herkesi bir kez daha üniversiteler bizimdir demeye, Beyazıt Ana Kapı önüne çağırıyoruz.
Yürüyelim arkadaşlar, hep birlikte. Can Yücel’in söylediği gibi:
“Meydan ya Taksim ya Beyazıt Meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Şair bizden söz ediyor, bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor, yürüyelim
Özgürlüğe, mutluluğa doğru”
Üniversite Öğrencileri