6 Mart 2017 Pazartesi

8 Martı Emeğin sermayeye karşı eşitlik ve özgürlük günü olarak Yaşatalım..!

1857 yılında Amerikanın Newyork kentinde 129 kadın tekstil işçisinin, kapitalistlerin acımasız saldırısı sonucu katledilişinin üzerinden tam 160 yıl geçti. Bu katliamı unutmayan ve onu bize bir mücadele günü olarak armağan eden Komünist 2. Enternasyonalist bir araya gelişin üzerinden ise tam 107 yıl...
Kapitalizmin bu gezegene ayak basmasından bu yana gecen kanlı 200 yıl boyunca tüm kaynaklarıyla, doğası ve insanlarıyla alabildiğine sömürülen yerkürenin bunu daha ne kadar kaldırabileceğini tahmin etmek çok zor olmasa da, devrimci mücadelenin tüm bu gidişatı birden ve kesin bir şekilde bambaşka bir şeye dönüştürebileceğini her zaman hatırlayarak, mücadelenin bir adım daha yükseltileceği bir 8 Mart’a yaklaşıyoruz....
Emekçi kadınların bir kez daha sokakları dolduracağı bugün kendisi gibi emeğini satarak, hayatta kalan erkeklere kıyasla daha çok sömürülen, aynı işi yapmasına karşın daha az ücret alan, krizde işten çıkarılan, işçi sınıfını besleyen yeni işçileri yaratması için sürekli dişiliği kutsanan, ama bu dişiliğiyle geceleri sokaklarda yürüyemeyen, tacize ve tecavüze uğrayan ve bunun mağduru olmasına rağmen suçlusuymuş gibi cezalandırılan, bedeni tüketim toplumu için alabildiğine kullanılan, sömürülen ama bu bedeni kendi istediği şekilde kullanılmasına izin verilmeyen, kadın-kız, namuslu-namussuz,, savaşlarda cephede ölen erkekleri-çocukları-kardeşleri için gözyaşı dökerken, militarizm tarafından bedenleri çiğnenen kadınlar bir kez daha sokaklara çıkacak.
İkiyüzlü sistem tüm kanunlarıyla, eşitlik sağladığını söylese de kadın olmayı en ağır şekilde ödetmeye devam ettiği kapitalizmde kadınlara mücadele etmek dışında başka bir yaşam alanı kalmıyor: sömürülmeye karşı, ikinci cins olmaya karşı sokaklar dışında başka bir mücadele şekli kalmıyor.
Kadınlar basit bir su taşmasında işlerine giderken servis aracında sıkışıp ölen tekstil işçileri olmamak, ayrılmak istediği için sokak ortasında katledilmemek, mini etek giydiği için tecavüz edilmeyi hak etmemek, Irak’ta bir ana ya da Afganistan’da bir kız kardeş, ABD dostu Suudi Arabistan’da kırbaç cezası bekleyen bir genç kadın ya da hemen yani başımızda Kürt coğrafyasındaki özel savaş koşullarında kadın olmanın bedelini en ağır şekilde ödememek için kurtuluş mücadelesini kendileri gibi bu sistemin pisliğini çeken erkeklerle ortak cephede yer alarak sürdürmeli ve sisteme ortak vurmalılar.
Burjuva kapitalist sisteme kırılabildiği her noktada, saldırabileceğimiz her noktada alabildiğine saldırmalıyız.
Daha çok 8 mart yaratmalıyız tıpkı 160 yıl öncesi kurulan fabrika barikatı gibi radikal, tıpkı 107 yıl öncesi ilan edilen Komünist 2. Enternasyonal gibi kızıl ve tıpkı Rosa gibi devrimci olmalıyız.
Kahrolsun Emperyalizm,Kapitalizm ve Faşizm!
Yaşasın Dünya Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart!