
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık
grevine başladıkları gün gözaltına alınırken işkence gördüklerine dair
yaptıkları suç duyurusuna kovuşturmaya yer yok (takipsizlik) kararı verildi.
Emniyet Müdürlüğü, savcılığa cevabında,
“işkence gibi mesnetsiz iddialarla emniyet güçlerince gerçekleştirilen başarılı
operasyonları sekteye uğratmaya, personelin azmini olumsuz etkilemeye
çalıştıklarını” belirtti.
Eğitimciler Gülmen ile Özakça, işlerine
geri dönme talebiyle yaptıkları açlık grevinin 91. gününde, Sincan
Hapishanesi’nde tutuklular.
Tutukluluklarına yapılan itiraz da dün
reddedildi.
Spor salonunda gözaltında tutuldular
Gülmen ve Özakça 9 Mart’ta Meclis’e
giderek milletvekilleri ile beraber kendi durumuna ilişkin bir basın
açıklamasına katıldı.
Suç duyurusu dilekçesine göre, ardından
şunlar yaşandı:
“Basın açıklaması bittikten sonra Konur
Sokakta oturdukları bir kafede Terörle Mücadele Şubesi’nden polislerce
gözaltına alındılar. Gözaltında kaldıkları süre boyunca kolluk kuvvetleri
tarafından darp ve cebire maruz kaldılar. Özelikle parmak izi alınması ve üst
araması bahanesiyle TEM polislerinin saldırısına uğradılar. Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğü kampüsü içerisindeki spor salonunda 50 kişi ile birlikte
gözaltında tutuldular.”
Dilekçede, “işkence ve kötü muamelede
bulunan görevliler hakkında” suç duyurusu yapıldı.
“Direncini kıracak ölçüde bedeni kuvvet
kullanıldı”
Ankara Emniyet Müdürlüğü ise savcılığın
soruşturmasına 15 Mayıs tarihli şu yazıyla yanıt verdi:
“Şüpheli Gülmen ve Özakça, mevzuat
gereği yapılması gereken işlemler sırasında (yakalama, parmak izi alınması,
fotoğraf çekimi, üst araması vb.) direnç gösterdi.”
“Şahsın direncini kıracak ölçüde bedeni
kuvvet kullanmak suretiyle belirtilen işlemler gerçekleştirildi. Tüm zor
kullanma işlemleri sırasında tutanak tutuldu ve sağlık durumu doktor raporuyla
tespit edildi.”
“Yaptığımız işlemler hukuka ve mevzuata
uygun”
Emniyet’in yazısında, yapılanların
hukuka uygun olduğu ileri sürüldü:
“Başta DHKP/C olmak üzere sol terör
örgütlerine yönelik olarak yapılan operasyonlarda yakalanan şüpheliler,
örgütsel tavır takınarak kolluk kuvvetlerine karşı direnç gösterdi,
nezarethanelerde açlık grevi yaptılar. Kendilerine karşı işkence uygulandığı
iddiasında bulundular.”
“Bu tür mesnetsiz iddialarla Emniyet
güçlerince gerçekleştirilen başarılı operasyonları sekteye uğratmaya,
personelin azmini olumsuz etkilemeye ve görevli kolluk kuvvetlerinin açık
kimlik bilgilerini deşifre ederek örgütün hedefi haline getirmeye çalıştılar.”
“Yaptığımız işlemler hukuka ve mevzuata
uygun.”
Savcılık: Emniyet’in yazısı var, davaya
gerek yok
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
şikayetle ilgili takipsizlik kararı verdi:
“Gözaltına alındıkları süre boyunca 2559
sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun verdiği yetkinin dışında kötü
muameleye maruz kaldığına dair kendi iddialarından başka ve Emniyet
Müdürlüğünün savunma niteliğindeki yazısının aksine kamu davası açmayı
gerektirecek derecede delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına
yer olmadığına karar verildi.”