
O meşum 15 Temmuz 2016 tarihli darbe
teşebbüsünden sonra 21 Temmuz’dan başlamak üzere, 3 ay süreyle, bütün
Türkiye’de olağanüstü hal(OHAL) ilan edilmişti.
OHAL, önce Ekim 2016 ve sonra da Ocak
2017 tarihlerinde üçer ay uzatıldı.
Darbeciler, 173'ü sivil 246 kişiyi
öldürmüş, 2 binden fazla insanı yaralamışlardı.
İHD olarak, darbe teşebbüsünde
bulunanların, işledikleri suçlar nedeniyle, insan hakları hukuku ilkeleri
dâhilinde, soruşturulmaları, kovuşturulmaları ve yargılanmalarını doğal
karşılamaktayız.
Darbe teşebbüsü bastırılmış ve tüm
toplum kesimleri darbeye karşı çıkmışlardır. Darbeciler ve arkasındaki örgütle
mücadele etmek için OHAL çıkarılmasına gerek yoktu. Çünkü, TBMM’de grubu
bulanan tüm partiler bu konuda Hükümete yardım edeceklerini açıklamışlardı.
Ancak, buna rağmen OHAL ilan edilmesi bir karşı darbe pratiğine dönüşmüş ve
toplumsal muhalefet bir bütün olarak baskı altına alınmıştır. Nitekim, OHAL
ilanı sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile OHAL ilanını
gerekli kılan konuları tamamen aşan uygulamalar yaşanmış ve yaşanmaktadır.
Anayasa’nın 15.maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15 ve Birleşmiş
Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 4.maddesindeki
yükümlülüklerin azaltılması ile ilgili hükümleri aşan bu uygulamalar, pek çok
insan hak ve özgürlüklerinin ihlali sonucunu doğurmuştur.
Nitekim 667 sayılı ilk KHK’den 678.
KHK’ye kadar çıkarılan 12 KHK, konu bakımından darbe ile ve süre bakımından
OHAL süresi ile sınırlı olmayan, kalıcı hukuksal düzenlemeler içermektedir. Bu
KHK’larla kamu görevinden savunma ve etkili yargı hakkı tanınmadan haksızca
çıkarılan binlerce insan adeta ”Medeni Ölü” haline getirilerek sosyal infaza
tabi tutulmuştur.
Mevzuat yoluyla ve uygulamada yaşam
hakkı ve işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, adil yargılanma
hakkı, düşünce, din ve inanç, ifade, örgütlenme, seyahat, toplanma
özgürlükleri, çalışma hakkı ve mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, ayrımcılık yasağı
gibi pek çok hak ve özgürlükler alanında yoğun ihlaller yaşanmıştır ve
yaşanmaktadır. Bu konulardaki sorunlara Avrupa Konseyi İnsan Hakları
Komiserinin ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu raporlarında da dikkat
çekilmektedir.
Şöyle bir bilanço ortaya çıkmaktadır
15 Temmuz sonrasında gözaltında ve
cezaevlerinde 20 civarında insan yaşamını yitirdi. Çok sayıda insan işkence ve
onur kırıcı muameleye tabi tutuldu. 41 bin kişi tutuklandı, kamuda 122 bin kişi
hakkında işlem başlatıldı, 87 bin kişi ihraç edildi, 35 bin kişi açığa
alındı,177 medya kuruluşu kapatıldı, 10 bine yakın yakın gazeteci ve medya
çalışanı işsiz kaldı, 144 gazeteci tutuklandı. 53 belediyeye kayyum atandı. HDP
eş başkanları dâhil 12 milletvekili, binlerce il ve ilçe yönetici ve üyesi
tutuklandı. 3 bin 750 sosyal medya kullanıcısı hakkında adli işlem yapıldı,
1656’ kişi tutuklandı, 10 bin kişinin dosyası da inceleniyor. Bankalara,
fabrikalara, çeşitli şirketlere el kondu.1500’den fazla dernek, 15 üniversite,
çok sayıda sendika kapatıldı.
İHD olarak OHAL’e karşıyız. Çünkü OHAL
hukuksuzluk demektir. OHAL keyfilik demektir. OHAL insan hakları ve
özgürlüklerinin kullanılamaması, korunamaması demektir. OHAL pratikte yasama
organının devre dışı bırakılması, ihlaller söz konusu olduğunda yargısal
korumanın ve hukukun üstünlüğü ilkesinin rafa kaldırılması demektir.
OHAL yasaklar rejimine dönüş demektir.
Oysa Türkiye’nin ihtiyacı, özgürlükler
rejimidir, demokrasidir, insan hakları ve özgürlüklerinin tanınması,
kullanılması, korunması ve geliştirilmesidir.
OHAL demokrasinin reddidir. OHAL savaş
politikası ve uygulamasıdır. Oysa Türkiye’nin ihtiyacı barıştır. Barış ve
demokrasi politikaları ve uygulamasıdır.
OHAL kaldırılmalıdır. Türkiye’nin,
Türkiye toplumun ihtiyacı, barış ve demokrasi talebinin vücut bulacağı bir
demokratik rejimdir.
Şu anda uygulanmakta olan OHAL
rejiminde, devlet, demokratik tarzda değil despotizme yönelik tarzda yeniden
yapılandırılmak istenmektedir. Anayasa değişiklikleri de bu nedenle ve
yaşadığımız OHAL rejimi şartlarında gündeme getirilmektedir.
OHAL’e hayır! OHAL kaldırılmalıdır.
İnsan Hakları Derneği