23 Haziran 2009 Salı

KIRIKLAR F TİPİ’NDE ‘HAK GASPLARI VE SALDIRI’ İDDİALARI

İzmir Kırıklar F Tipi Hapishanesi'nde tutuklu bulunan Ümit Çobanoğlu, idarenin hapishanede "tünel kazıldığı ve bunu tespit ettikleri" gerekçesiyle hapishanede yarattığı baskılara ilişkin gazetemize gönderdiği mektupta, şunları anlattı:
"Basından, Kırıklar F Tipi'nde tünel çıktığını çıktığına dair haberleri okuyup, öğrenmişsinizdir. Gerçek mi değil mi bilmiyoruz. Tabii, bu tünelin çıkmasıyla birlikte baskı, hak gaspları ve saldırılar da en üst seviyeye çıktı. Fikret T... isimli adli bir mahkum, 1 metreye 4 metre tünel kazmış ve tünelin ortaya çıkmasıyla darp edilip, ağır işkence görmüş. Rapor almış ama en son tekli hücrede hiçbir şeyi verilmeden tutuluyor.

KİTAP VE DERGİLERİMİZ KISITLANDI
Tünelin ortaya çıkmasının ardından baskı ve hak gasplarının arttığını söylemiştim. Bu durumu fırsat bilen idare, hapishanede olağanüstü hal ilan etti ve bütün kazanımlara saldırıya başladı. Bir hafta boyunca sayım yapıldığı bahane edilerek, sohbet ve bütün etkinlikler iptal edildi. Bizim ısrarımızın sonucu 2 gün sohbete çıkabildik ama bizim dışımızda kimse çıkartılmamış. İdare uzun süredir gündemde tuttuğu kitap, dergi sınırlaması gibi hak gasplarını fırsat bu fırsat diyerek hayata geçirmeye çalışıyor, baskıyı her yönden arttırıyor. En son ise savcılık izniyle bir arama yaptılar. Savcılığın jandarma ve idareye verdiği tüm yetkinin sonucu talan, yağma ve saldırı-işkenceyle bitti.

GARDİYAN PROVOKE ETTİ
Cuma günü sabah saat 08.30 civarı baskın şeklinde bir arama başlatıldı. Nedense hiçbir adli tutuklunun hücresi aranmazken, ilk bizim hücrelerimiz jandarma ve gardiyanlarca adeta basıldı. Arama esnasında bütün eşyalarımız, kağıtlar, dilekçeler, mektuplar, gazeteler, akla gelebilecek herşey hücrelerin ortasına döküldü, tokmakla tünel kapağı aranması nedense en kısa süreni oldu.
Jandarma ve kimi baş gardiyanlar, ortamı ısrarla provoke ettiler, gerdiler. Kimi hücrelerde ayakkabı, kiminde pano, gömlek vb. üzerinden sorunlar çıkartıldı. El koymak istedikleri hiçbir şeyin tünelle alakası yoktu ve kantinde satılan ürünlerdi. Hücrenin ortasındaki eşyaları talan eder gibi hiç seçmeden dışarı atıyorlardı.

AYAKABILARIMIZI ALIP KAÇTILAR
Amaçları sadece bir şeylere el koymak, keyfiyetti. Nitekim bu talan ve yağmaya itiraz ettik. Bu itirazımız sonucu gardiyanların saldırısına uğradık. En sonunda da kantinde satılan karton, kalem, FM radyo anteni, ayakkabı gibi eşyalardan ne kapabildilerse hızlıca alıp kaçtılar. Hücrenin içindeki çöp kovasını bile kırmışlardı.

ARAMA DEĞİL YAĞMA YAPILDI
İleri Kızılaltun'a ise arama esnasında 3 kere saldırıldı. Aramaya, İleri Kızılaltun'a daha önce işkence yapmış ve davalık olduğu 3 tane uzman çavuş gidiyor. Önce ayakkabılarını çıkarmadığı için, sonra da 2 kere bu yağmaya itiraz ettiği için saldırıyorlar. Gardiyanların çekiçle duvardaki askılıkları kırması arama adına ne için geldiklerinin en iyi göstergesi oldu. Arama sonunda ise yorgan, su bardağı, bulaşık deterjanı, yazlık eşyalar, mektup, dilekçe, gazeteler gibi aslında el koyamayacakları birçok eşyaya el koydular. Hiçbir abartısız hücre içinde doğru düzgün tek bir eşya bırakmadılar. Arama adı altında yağma, talan ve işkenceyi böylece atlatmış olduk.
Bu keyfiyet hakkında suç duyurusunda da bulunduk elbette, ama daha önceki pratiklerimiz, suç duyurularından hiçbir şey çıkmayacağını, aksine bizlere dava açılabileceğini gösteriyor. Sizleri hasretle sıkıca kucaklıyor ve kolay gelsin diyorum." BirGün