17 Ağustos 2009 Pazartesi

Karayılan: Her iki taraf silah bırakmalı


Koma Civaken Kurdistan (KCK) Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Fransız Le Monde gazetesine verdiği mülakatta, sorunun çözümün için “Her iki tarafın silahlarını bırakması gerekir” dedi. Tek isteklerinin samimiyet olduğunu belirten Karayılan, “Eğer Türkiye eski yöntemleri denemeye kalkarsa, askeri ve toplumsal olarak karşı koyarız” diye uyardı.



Fransız Le Monde gazetesi muhabiri Guillaume Perrier, Kandil’de KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile görüştü. Gazeteye mülakat veren Karayılan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın açıklaması beklenen Yol Haritası’nın üç yıl uygulamada kalan 1921 Anayasası’na dayanacağını belirtti. PKK’lilere af yasası çıkarılmasını reddeden Karayılan, her iki tarafın birbirini affetmesi gerektiğin kaydetti. İşte gazetenin Karayılan ile yaptığı mülakat:



HÜKÜMET ŞİMDİLİK TEK BAŞINA ÇÖZME ARAYIŞINDA



-Ankara’nın ilan ettiği açılım Kürt sorunun çözümüne dönüşebilir mi?

Kürt sorununu çözmek için, sadece iki yol mümkündür: Kürtleri ezmek, bugüne kadar kullanılan yöntem budur, sonuç almadı; ya da diyalog başlatmak, devletin yaptığı budur. Taraflar arasında gerçek bir tartışma gerekiyor, oysa Türk hükümeti şimdilik sorunu tek başına çözme arayışında. Uluslar arası toplumu yanıltmak için bir manevra olduğunu düşünüyoruz. Başkanımızın Yol Haritası’nın etkisini azaltmak istiyorlar. ABD ve Avrupalıların daha güçlü bir baskısı gerekiyor. 


Kürt sorununun çözümü bir gerekliliktir: Amerikan birliklerinin Irak’tan çıkışı dengeleri değiştiriyor. Nabucco üzerine yapılan son anlaşmanın da gösterdiği gibi Türkiye aynı zamanda birinci derece önemde enerji koridoru haline geldi. Batı’nın bölgede istikrara ihtiyacı var.

YOL HARİTASI 1921 ANAYASASI’NA VURGU YAPACAK



-Yol Haritası’nda ne var?



Üç yıl uygulamada kalan 1921 Türk Anayasası’na dayanıyor. Bu Anayasa çözümü içeriyor: Vatandaşlığın daha açık bir tanımını yapıyor. Kürt kimliğinin, siyasi haklarını ve kültürünün tanınması gerekiyor… Ve Türkiye’de toplumsal bir sözleşme. Şimdilik Devlet sadece kırmızı çizgileri çiziyor ve ne yapmayacağını sıralıyor: Öcalan’a özgürlük yok, Kürt dilinde eğitim yok, otonomi yok… Neden Kürtler kendi dillerinde eğitim göremesin ki?



Bölgenin coğrafyasının yeniden çizilmesini talep etmiyoruz, 10 yıldan beridir ayrılığı savunmuyoruz. Çözüm mevcut sınırlar içinde bulunuyor ama eğer Türkiye Avrupa demokratik standartlarını uygularsa.



Her iki tarafından silahlarını bırakması gerekiyor. Oysa, şimdi, Devlet, hareketimize saldırmak için ABD, Irak ve İran ile gizli görüşmelerine devam ediyor. Tek istediğimiz, samimiyettir. Eğer Türkiye eski yöntemleri denemeye kalkarsa, askeri ve toplumsal olarak karşı koyarız.



TÜRK DEVLETİ ÖNCE ÖZÜR DİLEMELİ



-İsyancılar için bir af yasası gerekli mi?



Kimin için af? Kim kimi affedecek? Kim esrarengiz saldırganlar tarafından öldürülen 17 bin sivilden bahsedecek? Şehirlerin orta yerinde katledilen bu iş adamları, avukatlar, sendikacılar, doktorlar, öğretmenlerden kim bahsedecek? Her iki tarafın birbirini affetmesi gerekiyor. Türk devleti önce özür dilemeli. Güney Afrika örneği bir çözüm olabilir: Bir Hakikatler Araştırma ve Uzlaşı Komisyonu gerekiyor.



BATILILAR PKK’NİN ALTI AYDA DAĞILACAĞINI DÜŞÜNÜYORLARDI



-PKK’nin askeri durumu nedir?



Abdullah Öcalan’ın 1999’da yakalanması artından Batılı ülkeler PKK’nin altı ay içinde dağılacağını düşünüyordu. 10 yıl boyunca büyük güçler yok etmeye çalıştı. Hiçbir devletin desteği olmadan direndik. 7 bin ila 8 bin kadromuz var, yarısı Irak Kürdistan’ı parçasında, diğer yarısı da Türkiye parçasında. İhtiyaç duyulması halinde bu sayıyı kolaylıkla arttırabiliriz.

-Ankara’ya karşı mücadele etkisizliğini göstermedi mi?

1984 yılında Türkiye’de Kürt olduğunu söylemek bir suçtu. 1980 faşist darbesi kültürel bir soykırıma yol açtı. Türk devleti Kürt inkarında ‘bilimsel’ bir teori geliştirmişti. Bize ‘Dağ Türkleri’ deniyordu. Kürt kelimesinin karda yürürken çıkan sesten geldiği söyleniyordu. Mücadelemiz sayesinde Kürtler kendi kimlerini yeniden keşfetti. Bu direniş Türk devletini dönüştürdü: Bugün Kürt sorununu varlığını tanıyor, bir çözüm öngörülüyor.

FRANSA POLİTİKASINI DEĞİŞTİRMELİ



-Avrupalılardan ne bekliyorsunuz?



Almanya ve Fransa Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne karşılar ve çatışma bir çözümü yeteri kadar aktif bir şekilde desteklemiyorlar. PKK ilse savaş üyeliği reddetmek için iyi bir argüman, buna karşın sorunu çözen bir Türkiye kolaylıkla AB’ye girebilir. Bu nedenle Türkiye’nin üyeliğini destekliyoruz. Nicolas Sarkozy’nin seçilmesinden bu yana Fransa’nın yaklaşımı değişti. ‘Terörist aktiviteler’ de bulundukları gerekçesiyle Fransa’da 26 Kürt siyasetçi tutuklu bulunuyor. Ateşkes ilan ettiğimiz bir dönemde Kürt organizasyonlara saldırarak savaşın devam etmesini isteyenlere bir destek mesajı gönderiyor. Eğer Fransa’nın Kürtlere bir düşmanlığı yoksa, politikasını değiştirmesi gerekiyor.


ANF / 16.08.09