1 Haziran 2009 Pazartesi

Kayıt dışı gözaltının kaydı bulundu!

Bu yılki 1 Mayıs’ın iki sembol görüntüsü vardı. İlki, bir evin camından gizlice çekilmiş kamera kaydıydı. Kayıtta; Öztürk Aladağ adlı genç beş polis tarafından evire çevire dövülüyor, sonra da gözaltına alınıyordu. İkinci görüntü ise iki polisin kolunda götürülen Naciye Kaplan’a ait gazete fotoğrafıydı. Aynı sokakta gözaltına alınan, hem o sırada hem de Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’nde dövüldüklerini öne süren iki mağdura ait kayıtlar, ‘kayıt dışı gözaltının’ kanıtı oldu. Çünkü, dört polisin soruşturulduğu dosyada, ne Kaplan’a ne de Aladağ’a ait bir yakalama tutanağı ve gözaltı kaydı var.
Tarlabaşı’ndaki Alhatun Sokağı’na bakan bir pencerenin arkasında, titrek bir elin tuttuğu kamera şu görüntüyü kaydediyordu: Bir genç, maskeli polislerce yere yatırılarak tekmeler, yumruklar ve coplarla dövülüyor, sonra da götürülüyordu. O kişi, 28 yaşındaki Öztürk Aladağ’dı.

Sağlık raporu aldı
2 Mayıs’ta bu kayıtla ortaya çıkan Aladağ, omzu ve alnındaki morartıları saptayan sağlık raporuyla birlikte Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’na gidip şikâyetçi oldu. Aladağ şu iddialarda bulundu:
“Bizi uyarıda bulunmadan araya alıp coplarla 10 dakika darp edip Beyoğlu İlçe Emniyet’e götürdüler. Girişe göre sağ taraftaki odada üç -dört kişi copla ve elle darp etti. Benimle birlikte yakalanan şahısların bir kısmı tekmeyle darp ediliyordu. Döverken başımı kaldırıp baktığımda başıma vuruyorlardı. Ellerimiz arkadan kelepçeliydi. Oturmamıza izin verilmediği gibi, üzerimize su döküp ıslattılar.”
İddiaya göre aynı sokakta gözaltına alınan bir diğer kişi 22 yaşındaki Naciye Kaplan’dı. Kaplan, 8 Mayıs’ta verdiği ifadesine kanıt olarak gazetelerde yayımlanan bir fotoğrafını sunuyordu. Fotoğrafa göre Kaplan, koluna girmiş, biri maskeli iki polisçe götürülüyordu. Kaplan, fotoğraf öncesi ve sonrasını şöyle anlattı:
“Sokağın iki tarafında yüzleri maskeli 10’dan fazla polis sıkıştırdı. Gazetede, yüzü belirgin halde görünen şahıs ve diğerleri bana ve iki kişiye cop ve tekmeyle vurdular. Yüzü maskeli polis arkamdan tekme atıyordu. Çelme takıp yere düşürdü, vurmaya devam etti. Başıma vurdular, kasklarıyla, ayaklarıyla bastılar. “Kaç kişinin altına yatıyorsun? Anan mı sizi pazarlıyor? Kimler sizi s...? Biz de depoya götürelim, s...! Baban mı seni hamile bıraktı?” dediler. Beyoğlu Emniyeti’ne saçımdan sürükleyerek soktular. Tutanak istedik, ‘Dayaktan doymadınız mı, tutmuyorum, çıkın gidin’ dediler.”
22 yaşındaki Kaplan’ın sağlık raporunda ise boyun hareketlerinde kısıtlılık, sol meme altında ağrı, her iki bacakta, sol diz kapağı ve baldırında morluk, sağ bileğinde şişlik, sol şakağında morluk saptandı. Kaplan, raporla birlikte 8 Mayıs’ta şikâyette bulundu. İki dosya 13 Mayıs’ta birleştirildi. Aladağ’ın kanıtı kamera kaydı, Kaplan’ınki gazete kupürleriydi.

Komiser: Yakalayıp teslim ettik
Soruşturma kapsamında 1 Mayıs’ta o bölgede görev yapan polislerin listesi üzerinden teşhis yapıldı. Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şubesi’nde komiser yardımcısı olan N.M.D., bu şubede polis olarak görev yapan V.T. ile Beyoğlu Emniyeti’nde görevli A.A. ve K.G. teşhis edildi. D. ifadesinde, “Yüzü açık fotoğrafı gözüken kişi benim. Görüntü çekildikten sonra bayanı başka ekibe teslim ettim. Sonra olanları bilemem” dedi.
Bu ifadeye, kamera kaydına ve gazete fotoğraflarına göre gözaltına alındıkları anlaşılan Aladağ ve Kaplan’a ilişkin gözaltı kaydı bulunmadığı ve yakalama tutanağı da tutulmadığı ortaya çıktı. Böylece bu kanıtlar, ‘kayıt dışı gözaltının’ kaydı ve kanıtı oldu.