14 Temmuz 2009 Salı

VAKİT’Lİ PROVOKASYONA TEPKİLER BÜYÜYOR

Alperen Ocakları üyesi yüz kişilik bir grubun, dünyaca ünlü piyanist İdil Biret’in Topkapı Sarayı’ndaki caz konserine, Vakit gazetesi referanslı saldırısına tepkiler büyüyor
İdil Biret’in önceki akşam Topkapı Sarayında gerçekleştirdiği konsere Alperen Ocakları üyesi bir grubun “Uygur Türklerinin katledildiği olaylara rağmen Kutsal Emanetler'in bulunduğu Topkapı Sarayı'nda içkili konser düzenlenmesine” gerekçesiyle gerçekleştirdikleri saldırıya tepkiler sürüyor.

GÜNAY: İLKEL YARATIKLAR!
Topkapı Sarayı'nda yaşanan provokasyonla ilgili açıklama yapan Kültür Ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay “Türkiye'yi böyle ilkel yaratıkların yönlendirmesine müsaade etmeyiz” dedi.
Ertuğrul Günay, Biret'in şarap firması sponsorluğunda Topkapı Sarayı'ndaki konserinin protesto edilmesi ve sanatçının afişlerinin yakılmasıyla ilgili olaya tepki gösterdi. “Türkiye'yi geriye götürmek isteyen zavallıların bu tür saçma girişimlerine kimse müsaade etmeyecektir” diyen Bakan Günay, şöyle konuştu:
“Basından gördüğüm kadarıyla üzüntü verici bir davranış. Herhangi bir kurumsal kimlik altında böyle saçma bir davranışı kimsenin sergileyebileceğini düşünmüyorum. Oradaki topluluğun ne olduğu hakkında emniyetimiz gereken incelemeleri yapıyor. Türkiye’nin çağdaşlık yolundaki gelişmelerini, ilerlemelerini böyle kasıtlı biçimde engellemeye çalışanlara Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir makamı hoşgörü göstermeyecektir. Bunu herkesin bilmesini isterim.”

ÇGD: VAKİT’İN İLK SABIKASI DEĞİL
Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, Vakit gazetesinin internet sitesinde, Topkapı Sarayı'ndaki İdil Biret konserine yönelik yürütülen provokasyonun, gazetecilik açısından "yüz karartıcı" bir olay olduğunu söyledi.
Basın savcılığını gerekli soruşturmayı yapmaya çağıran Abakay, “Bu tür provokatif yazılar, gazeteciliğin bağımsızlık anlayışıyla bağdaşmaz. Bu halkı kışkırtıcı yayın yapmaktır” dedi.

‘NEDEN HAREKETE GEÇİLMİYOR”
ÇGD Başkanı Abakay, yaptığı açıklamada, yürüttükleri provokasyon sonucu, İdil Biret konseri sırasında çıkan olaylar nedeniyle Vakit gazetesini, kınadıklarını söyledi. Olayın söz konusu yayın organının ilk "sabıkası" olmadığını ifade eden Abakay, "Geçmişte de benzer, kışkırtıcı, demokrasi dışı bir çok olayın yaratıcısı konumuna geldi. Yaptığı haberlerle, insanları hedef gösterdi. Şimdi burada da yine bir kültür-sanat olayına ve çok saygın bir sanatçıya karşı insanları şiddet eylemine yönlendirdi. Bir ölçüde amacına da ulaştı" dedi.
Eylemcilerin adeta göz göre göre meydan okuduklarını ifade eden Abakay, olay sırasında polislerin saldırganlara karşı hoşgörülü davranmasının da dikkat çekici olduğunu söyledi.
Abakay, İçişleri Bakanlığının ve Emniyet görevlilerinin saldırganlar belli olduğu halde hiçbir şey olamamış gibi davrandıklarını ifade etti.
Yaşanan bu olay münferit değil

ÇYDD ONUR KURULU ÜYESİ
İBRAHİM KABOĞLU: Son haftalarda Türkiye'de asker-sivil ilişkisi içindeyken, dünya- öbür dünya ayrımında hala demokrasi eşiğinde. Bu nedenle toplumsal olaylar tam olarak tartışılmıyor diyebiliriz. Bu durumun yani Alperen Ocakları'nın gerçekleştirdiği olay sadece tek boyutlu olarak ele alınmamalıdır. Kışkırtılan insanlar söz konusu basından Vakit Gazetesi, polisin tavrı, Alperen Ocakları'nın algısı hepsi birbirine bağlı. Çünkü, Türkiye'de böyle olaylar münferit olmaz. Alperen Ocakları'nın tarihine baktığımızda 1970li yıllarda devlet tarafından desteklenip ortaya çıktı.Türkiye bu anlamda demokrasi mücadelesi vermeli.

Kutsal emanetler bahane
ORKESTRA ŞEFİ CEM MANSUR: Ben konser sırasında içerideydim. Biz içeride konseri rahatsız edecek birşey hissetmedik. Protestocular herşeyi birbirine karıştırmışlar. Bir taraftan Doğu Türkistan, diğer taraftan içki içilmesi bahanesi, kutsal emanetler, o kadar kafaları karışık ki. Akılsızca protesto çok sıkıcı oluyor. Kendileri açısından da ters etkiyi yaratıyor. Çok sığ ve derinliği olmayan bir tartışma bu. Ne söyleyeceğinizi bilemiyorsunuz. Birinin başkasının içkisine karışmaya hakkı var mı? Bu protesto tamamen kendi ideolojisini, düşüncesini başkasına empoze etmekle ilgili. Kutsal emanetler bahane olarak gösteriliyor fakat emanetlerin yanı başında içkili lokanta var. Bu akıllarına gelmiyor. Tamamen bahane. Birileri içkiye, başkaları başörtüsüne karışıyor. Bu kadar sığ ve ilkel bir seviyede tartıştığımız zaman kamplaşma gittikçe büyüyor. Kendilerine "milliyetçi" diyen insanlar orada dünya çapında bir Türkiyeli sanatçının binlerce insan tarafından alkışlamasına sevinecekken, bahanelerle saldırıyorlar.
Özge Kantarcı
Vakit, ‘Bir ülke böyle yıkılır’ diyerek linç başlattı
»Vakit Gazetesi konser öncesinde linç kampanyası başlattı.
"Bir ülke böyle yıkılır" başlığı ile konseri manşete taşıdığı haberde, "Topkapı sarayında 1. Avlu'da caz konseri yapılacak, konser duyurusunda, Osmanlı İmparatorluğu döneminde askerlerin cephaneye kuran okuyarak uğurlandığı saray avlusuna şarap getirilmesi çağrısında bulunuluyor" şeklinde ifadelere yer verilmişti.
» İdil Biret'in konseri esnasında yaşanan provokasyonu gerçekleştirenlerin gerekçesi "Doğu Türkistan'da yaşanan katliamlara rağmen Kutsal Emanetler'in bulunduğu Topkapı Sarayı'nda şarap firması sponsorluğunda konser verilmesi" olarak açıklandı.
» Göstericilerin basın açıklamasında Kutsal Emanetler'in yer aldığı Topkapı Sarayı'nda bu konsere izin veren yetkililer kınandı ve konser "hayasızlık ve terbiyesizlik" olarak niteledi.
» Olayın failleri konserin düzenlendiği alana girmek istedi. Grup engellenince, tekbir eşliğinde konser afişlerini yaktı.
» Topkapı Sarayı önünde büyük bir Türk bayrağı üzerinde akşam namazı kılan eylemciler, daha sonra Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri için dua etti.
» Grup "Alperenler burada şarapçılar nerede" ve "Bir gece ansızın gelebilir" sloganları tehditler savurdu.
Bu olayı yapan
50 kişi değil faşist zihniyetin kendisidir
SANATÇI ZEYNEP TANBAY: Sadece bu olayın değil, bir çoklarının arkasında bu faşist zihniyet var. Faşist zihniyet nerede var oluyorsa, Alperen Ocakları ya da başka dernekler vakıflar, buraların derhal kapatılması lazım. Çünkü arkalarında aslında başka isimler var.
Somut olarak bakarsak orada toplanan sadece yaklaşık 50 kişi değil, bu zihniyet algısı da var