3 Ağustos 2009 Pazartesi
Hasta Tutsaklara Özgürlük
Hapisten bir kişi daha tabutla çıktı; İsmet Ablak' da cezaevinde yaşamını yitirdi. Son dönemde sık okuduğumuz başlıklar oldu bunlar. Artık bu tür haberler duymak istemiyoruz. Geçtiğimiz yıllarda bu yasanın uygulanabildiğini hep birlikte yaşayarak gördük. Cumhurbaşkanı, Erbakan'ın ev hapsi cezasını hasta ve yaşlı diye affetti. Ergenekon tutuklusu Generaller ve diğer subaylar ile İbrahim Şahin ve bazı sivil tutuklular tedavi görebilsinler diye serbest bırakıldılar. Bizler, beş yılı aşkın süredir Erol Zavar'a Yaşam Hakkı Koordinasyonu olarak sayısız eylem ve etk,nlik gerçekleştirdik. Erol şahsında cezaevlerinde yaşanan haksız uygulamara dikkat çekmeye çalıştık. Mesane kanseri olan ve bugüne dek 20 ameliyet geçirip, vücudundan 50'nin üzerinden kanserli ur alınan Erol Zavar'ın F tipi tecrit koşullarında direnmek durumunda kaldığı bu hayati sorunu kamuoyuna taşımaya çalıştık. Erol'un Türk Tabipler Birliği tarafından düzenlenmiş olan “tedavisinin uygun koşullarda yapılabilmesi için derhal tahliye edilmesi gerektiği”ne dair raporunu vermek üzere aylarca randevu beklediğimiz Cumurbaşkanlığı Sekreterliği'nden, 3 hafta kadar önce ve adeta alay eder gibi “Elimize Erol Zavar konusunda ulaşmış Rapor yoktur!” açıklaması yapıldı. Bunun üzerine randevu verilmeyeceğine ikna olarak söz konusu Raporu iadeli tahahütlü olarak Cumhurbaşkanlığı Makamı'na gönderdik. Hiç olmazsa artık bu konuda yanıltıcı açıklamalar yapılamayacaktır. 3 Ağustos Pazartesi günü ise Erol Zavar'ın Raporu İstanbul Tabip Odası'da TTB Başkanı Prof.Dr. Gencay Gürsoy ve bizler tarafından kamuoyuna açıklanacaktır. Erol'a karşı sergilenen bu yaklaşımın da nedenini biliyoruz, çünkü Erol Zavar da bir devrimcidir. Erol'u “ora”dan alabilir, “duvar”da bir gedik açabilirsek arkası gelir, önce hasta tutsakları ölümün pençesinden çekip almak, paralelinde de “ F tipi tecrit” konusunda bir duyarlılık oluşturmak mümkün olabilir. Eğer güçlü bir kamuoyu ve hasta tutsaklar etrafında güçlü bir dayaışma yaratamazsak belki de Güler Zere, A. Samet Çelik ya da Erol Zavar bir sonraki kayıplarımız olacak. Cezaevlerindeki hasta tutsaklar sorunu, sadece yakınlarının, arkadaşlarının, yoldaşlarının değil başta devrimci-demokrat çevreler, insan hakları savunucuları ile aydın ve sanatçılar olmak üzere insanım diyen herkesin sorunudur. Hasta insanlarımızı; tedavilerinin yapılabilmesi amacıyla dışarı alabilmek hepimize düşen bir görevdir.