14 Aralık 2018 Cuma

STALİN VE KİŞİ KÜLTÜ YALANI..!


Biliyoruz ki dünyada Jozef Stalin kadar karalanmış, yanlış tanıtılmış ve haksız eleştirilere maruz olmuş başka bir ünlü kişilik bulunmadığını söylemek hiçte abartıcı olmayacaktır. Ölümünün üzerinden 63.yıl geçtiği, inşası ve savunmasında büyük rol oynadığı sosyalist Sovyetler Birliği önce Kruşçevçiler eliyle bozulup-dejenere edildiği ve daha sonra biçimsel olarak da yıkıldığı, yıllardır gerek emperyalist kapitalist ülkelerde ve gerekse dünyanın diğer bölgelerinde güçlü bir işçi sınıfı hareketi ve komünist hareket yaratılamdığı halde dünya emperyalist kapitalist burjuvazisinin Jozef Stalin’e karşı onyıllardır sürdürdüğü nefret, karalama ve saldırı kampanyası bugün de bütün hızıyla sürüyor.,
“Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor —Komünizm hayaleti. Eski Avrupa’nın bütün güçleri bu hayaleti defetmek üzere kutsal bir ittifak içine girdiler: Papa ile Çar, Metternich ile Guizot, Fransız radikalleri ile Alman polis ajanları” diyorlardı. Aradan geçen 161 yıl bu gerçeği değiştirmemiş gibidir. Bugün de burjuvazinin ve sömürücü sınıfların anti-Stalinizm biçimini almış olan anti-komünizm kampanyası; her tür ve renkten küçük-burjuva milliyetçileri, sosyal-demokratlar, revizyonistler, pasifistler, Trotskistler, dinsel gericiler, sol liberaller, devrim dönekleri, burjuva aydınları, reformistlerin yanısıra küçük-burjuva devrimcilerinin bir bölümü tarafından destekleniyor. 
Dolayısıyla, başını emperyalist burjuvazinin çektiği anti-Stalinizmin; sömürücü ve mülk sahibi sınıfların farklı katmanlarını temsil eden farklı siyasal eğilimlerin üzerinde birleştiği bir platform olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Görünen o ki “Stalin hayaleti”, dünya burjuvazisini korkutmaya devam etmektedir ve edecektir. Bu bağlamda, devrim ve sosyalizm davasına sırt çeviren örgüt, çevre ve kişilerin işe bir “Stalin eleştirisi”yle başlamalarının adeta evrensel bir gelenek haline gelmiş olmasının hiç de şaşırtıcı olmadığını belirtmek gerekir. Bu ritüel, burjuvaziye güven vermenin en şaşmaz ve kestirme formülü olarak yerleşmiştir.
Bu yalan ve çarpıtmalarından ve Sosyalizmin başarısına gölge düşürme saldırlarından biriside Stalinin kişi kültü yaratıp , partide diktatör olduğu, demokrasiyi işletmediği vb. iddiaları.
Neki pratik uygulamalara ve verilere baktığımızda,burjuvazi ve onun ideolojik pınarında beslenen bilumum oportünist-revizyonist. Troçkist kesimlerin savlarının yalan olduğu görülmektedir.
Stalin’in kendi kişi kültünün oluşturulmasına yıllarca karşı çıktığını gösteren sayısız kanıt var. İşte Stalin’in bu bakış açısını dile getirdiği mektuplardan, konuşmalardan ve sohbetlerden seçme parçalar aktararak, tüm bu iddiaların kara propaganda olduğunu ortaya koyalım:
Haziran 1926:
''Doğrusunu isterseniz yoldaşlar, bana yapılan övgülerden yarısını bile hak etmiyorum. Beni hem Ekim Devrimi’nin kahramanı, hem Sovyetler Birliği Komünist Partisinin lideri, hem Komintern’in lideri, mucizevi bir kişi olarak gösteriyorlar. Bunların hepsi saçmalık yoldaşlar, gereksiz abartmalar. Genelde ölmüş devrimcilerin tabutunun başında böyle konuşulur. Ama benim ölmeye niyetim yok...
Ben aslında Tiflis’teki demiryolu atölyelerinin önde gelen işçilerinin öğrencilerinden biriydim, hâlâ da öyleyim.'' ( J.V. Stalin. 8 Haziran 1926 tarihinde Tiflis’teki başlıca demiryolu atölyelerinin işçilerinin selamlamalarına cevap olarak. // J.V. Stalin. "Toplu Eserler". Cilt 8. - Yay: OGİZ; Gospolitizdat, 1948, s. 173.)
Ekim 1927:
“Stalin kimdir, Stalin küçük bir insandır.'' ( J.V. Stalin. “Geçmişte ve Bugün Trotskist Muhalefet”. MK ve SBKP(B) MYK’nin 27 Ekim 1927 tarihli ortak Genel Toplantısında yaptığı konuşma. Aynı eser. Cilt 10, s.172.)
Aralık 1929:
''Kutlamalarınızı ve iltifatlarınızı beni bugünlere getiren işçi sınıfının büyük partisi adına kabul ediyorum. Leninist parti adına kabul ederek size bir Bolşevik’in minnettarlığıyla cevap veriyorum.'' ( J.V. Stalin. Stalin yoldaşın 50. doğum günü için kutlamalar gönderen tüm örgütlere ve yoldaşlara. // Aynı eser. Cilt:12, s.140.)
Nisan 1930:
'''Başarı sarhoşluğu' yazısının Stalin’in kendi girişimleriyle yazıldığını düşünüyorlar. Bu, kesinlikle saçmalık. MK’da kişisel inisiyatif kullanıp böyle bir şey yapacak kimse yok. '' (J.V. Stalin. Kolhozdaki yoldaşlara cevap. // Aynı eser. s. 213.)
Ağustos 1930:
''Bana 'sadık' olduğunuzu söylüyorsunuz. Belki de kazayla ağzınızdan çıktı. Belki de... Ama kazayla çıkmadıysa, kişilere sadakat 'ilkesinden' vazgeçmenizi tavsiye ederim. Bolşevikçe bir tavır değil. İşçi sınıfına, onun partisine, devletine sadık olun. Bu gerekli ve iyi bir şeydir. Ama bunu kişilere sadakatle, bu anlamsız ve gereksiz, ne olduğu belli olmayan zırvalarla karıştırmayın.'' ( J.V. Stalin. Şatunovskiy yoldaşa mektup. // Aynı eser, cilt: 13, s.19. )
Aralık 1931:
''Bana gelince, ben sadece Lenin’in öğrencisiyim ve hayatımın amacı, ona layık bir öğrenci olabilmek...
Marksizm, ön plana çıkmış ya da tarihi değiştirmiş kişilerin rolünü tamamen reddetmez... Büyük insanlar sadece şartları doğru bir şekilde anlamakla kalmazlar, onları nasıl değiştireceklerini de bilirler. Eğer bu şartları anlamazlar ve düşüncelerini hayata geçirecek bir biçimde değiştirmek istemezlerse, Don Kişot konumuna düşerler...
Hayır, kararlar tek başına alınamaz. Tek başına alınan kararlar her zaman ya da neredeyse her zaman, tek taraflı kararlardır. Her kurulda, her kolektif yapıda fikirlerinin dikkate alınması gereken insanlar vardır. Her kurulda, her kolektif yapıda yanlış da olsa görüşlerini dile getirebilecek insanlar vardır. Üç devrim tecrübesi bize, kolektif olarak gözden geçirilip düzeltilmemiş 100 karardan 90’ının tek taraflı olduğunu gösterdi...
Emekçilerimiz hiçbir zaman, hiçbir koşul altında tek kişinin yönetimine maruz kalmadı. Oldukça önemli yetkililer, emekçi kitleler onlara olan güvenini kaybeder kaybetmez, emekçi kitlelerle bağları kopar kopmaz gözden düşerler ve bir hiçe dönüşürler.'' (J.V. Stalin. Alman yazar Emil Ludwig’le görüşme. // Aynı eser. s. 105-107 ve 110.)
Şubat 1933:
''Yaptıklarım için bana ikinci bir madalya verilmesi öneriniz hakkındaki mektubu aldım.
Samimi ifadeleriniz ve yoldaşça sözleriniz için teşekkür ederim. Benim için fedakârlık yaptığınızı biliyorum ve bu duygularınıza değer veriyorum.
Yine de vereceğiniz ikinci madalyayı kabul edemem. Sadece bu madalyayı siz hak ettiğiniz için değil yoldaşlarımın ilgisini ve saygısını yeterince aldığım için ve sizin hak ettiğiniz bu madalyayı elinizden almaya hakkım olmadığı için kabul edemem. 
Madalyalar zaten tanınan insanlar için değil yeterince tanınmayan ve herkesin tanıması gereken kahraman insanlar içindir. 
Ayrıca benim zaten iki madalyam olduğunu da belirtmeliyim. Ve bunlar bile benim için fazla - sizi temin ederim.'' (J.V. Stalin. İ.N. Bajanov yoldaşa mektup. // Aynı eser, s. 235.)
Mayıs 1933:
''Robins: Sizi ziyaret edebilme imkânının bulabilmiş olmak benim için büyük bir onur.
Stalin: Çok önemli bir şey değil. Abartıyorsunuz.
Robins: (gülerek) Benim için en ilginç olan Rusya’nın her yerinde Lenin-Stalin, Lenin-Stalin, Lenin-Stalin isimlerine birlikte rastlamış olmak.
Stalin: Bu konuda da abartıyorsunuz. Ben Lenin’le nasıl aynı seviyede olabilirim?'' ( V.İ. Stalin. Albay Robins'le 13 Mayıs 1933 tarihinde yaptığı görüşme. (Kısa kayıt) // Aynı eser, s. 260)
Şubat 1938:
''Stalin’in çocukluğu hakkında öyküler' isimli kitabın basılmasına kesinlikle karşıyım.
Kitapta fazlasıyla gerçekle tutarsızlıklar, çarpıtmalar, abartmalar ve gereksiz övgü var. Yazar ancak masallarda, saçma öykülerde rastlanabilecek gereksiz abartmalara başvurmuş (bunları iyi niyetinden yapmış olabilir). Yazar için üzgünüm ama gerçekler değiştirilemez.
Ama ana mesele bu değil. Ana mesele Sovyet çocuklarının (ve genel olarak insanlarının) bilincinde kişi, önder, kusursuz kahraman kültü yaratma eğiliminin olması. Bu çok tehlikeli ve zararlı. 'Kahraman' ve 'kitle' kuramı Bolşeviklerin kuramında değil Sosyalist Devrimci (SR) kuramda vardır. 'Kahramanlar halkı yaratır, onu kitleden halka dönüştürür' der SR’liler. 'Halk kahramanları yaratır' diye karşılık verir Bolşevikler, SR’lilere. Kitap SR’lilerin değirmenine su taşıyor. Sosyalist devrimci partililerin değirmenine su taşıyan her kitap Bolşevizme zarar verir.
Bu kitabın yakılmasını tavsiye ediyorum.'' ( J.V. Stalin. Komsomol MK’ya Detizdat hakkında mektup)