12 Haziran 2018 Salı

HİTLER TASLAĞI ŞEFLİK REJİMİNE SENDİKASIZLAŞTIRMA KÖLECE ÇALIŞMA KOŞULLARINA VE FAŞİST TERÖRE DUR DEMEK İÇİN DAHA GÜÇLÜ VE YENİ 15-16 HAZİRANLAR GEREKİYOR…!

15-16 haziran direnişi ile ilgili görsel sonucu

Türkiye işçi sınıfının, kazanılmış sendika haklarının gasp edilmesine yönelik Demirel hükümetinin çıkarmaya çalıştığı DİSKİ kapatma ve kazanılmış hakları gaspetme hedefli gerici yasalara karşı  15-16 Haziran 1970 yılında ayağa kalkarak bölgesel genel greve geçtiği direnişinin 79.yıl dönümü. Burjuvazi ve onların temsilcisi faşist gerici güçleri korkuya salan, 15-16 Haziran Büyük İşçi direnişi, sınıfın vahşi sömür ve örgütsüzlük dayatmasına karşı güncel olmaya devam ediyor.
Çeşitli ulus ve ulusal azınlıklardan oluşan Türkiye İş­çi sı­nı­fı, 1970 15-16 Ha­zi­ran’ın­da, ta­ri­hi­nin en gör­kem­li di­re­ni­şi­ni ya­rat­tı ül­ke­miz­de. Tüm ile­ri­ci, dev­rim güç­le­ri ey­lem ala­nın­da ön­der­li­ğin­de bir­leş­ti­ren iş­çi sı­nı­fı, kar­şı dev­ri­min top­ye­kün güç­le­ri­ne kar­şı baş­ta İs­tan­bul ol­mak üze­re, İs­tan­bul ve İz­mit iş­çi­le­ri böl­ge­sel bir genel di­re­niş ya­ra­ta­rak, ken­di sı­nıf­sal hak­la­rı­nı ko­ru­mak, eko­no­mik, de­mok­ra­tik, sen­di­kal hak ve ka­za­nım­la­rı­na yö­ne­lik ge­ri­ci-fa­şist sal­dı­rı­la­rı iş­çi yum­ru­ğuy­la püs­kürt­mek için so­kak­la­ra çık­tı. Üre­tim­den ge­len gü­cü­nü ha­re­ke­te ge­çi­rip, ey­lem alan­la­rın­da bir­leş­ti­ren iş­çi sı­nı­fı, 15-16 Ha­zi­ran 1970’de, iş­çi sı­nı­fı­nın bugün kal­bi olan İs­tan­bul’a so­kak­la­rın sa­hi­bi­ni gös­ter­di. Kav­ga­nın şa­fak­la­rın­da do­ğan, kav­ga­nın sa­hi­bi­ni ta­nıt­tı. İş­çi sı­nı­fı­nın bir­le­şik gücünün ya­rat­tı­ğı di­re­ni­şi, ik­ti­dar kav­ga­sı­nın za­fe­ri­ni ne ka­dar ya­kın­laş­tır­dı­ğı­nı, te­kil ey­lem ve is­tem­ler­de za­fe­ri na­sıl ya­ka­la­dı­ğı­nı öğ­re­ti­ci ol­du. Sı­nı­fın ken­di gücüne güve­ni­ni ge­liş­ti­ri­ci ve pe­kiş­ti­ri­ci ol­du. Dev­ri­min di­ğer güç­le­ri­ne, ön­cü güç ola­rak güven ve­ri­ci­li­ği­ni ey­le­miy­le ka­nıt­la­dı.
15-16 Ha­zi­ran şan­lı iş­çi di­re­ni­şi, 1970 yı­lın­da, ba­şın­da De­mi­rel’in bu­lun­du­ğu fa­şist Ada­let Par­ti­si (AP) hü­kü­me­ti­nin, o dö­nem ge­li­şen iş­çi ha­re­ke­ti­nin ge­li­şi­mi­ni dur­dur­mak, dev­let gü­düm­lü sen­di­ka olan Türk-İş kar­şı­sın­da, iş­çi sı­nı­fı­nın hem ile­ri ve hem­ de da­ha mü­ca­de­le­ci ke­sim­le­ri­nin ör­güt­len­di­ği DİSK’i ka­pat­mak için ya­pıl­mak is­te­nen 274-275 sa­yı­lı ya­sa­lar­da ya­pıl­ma­sı düşünülen de­ği­şik­li­ğin, bur­ju­va­zi­nin söz­cü­le­ri­nin te­pin­di­ği par­la­men­to­da gö­rü­şül­dü­ğü gün, iş­çi­le­rin bu­na ya­nıt ver­mek için şar­tel­le­ri in­di­rip, so­kak­la­ra çık­ma­sıy­la baş­la­dı. DİSK’in ön­der­li­ğin­de­ki DİSK üye­le­ri iş­çi­ler­ce baş­la­tı­lan di­re­niş, Türk-İş’e üye iş­çi­le­ri­ de ey­lem ala­nın­da ken­di sı­nıf çı­kar­la­rı­nı sa­vun­ma bi­lin­ci­ni ge­liş­ti­re­rek, bir­leş­ti­rip ku­cak­la­dı. İs­tan­bul iş­çi­le­ri­nin ya­nın­da, özel­lik­le İz­mit iş­çi­le­ri so­kak­la­rı iş­gal ede­rek, üre­tim­den ge­len gü­cüy­le İs­tan­bul’da­ki iş­çi­ler­le bir­leş­mek için İs­tan­bul’a yürüdü. İş­çi sı­nı­fı­nın, eko­no­mik, de­mok­ra­tik ve sen­di­kal hak­la­rı­na yö­ne­lik, bur­ju­va­zi­nin sal­dı­rı­la­rı­na kar­şı, var gücüy­le di­re­niş­çi iş­çi­le­re sal­dır­dı. Yol­la­ra tan­kı, pan­ze­riy­le ba­ri­kat­lar kur­du. An­cak, bir­le­şik gü­cüy­le ha­re­ke­te ge­çen iş­çi se­li, bu fa­şist ba­ri­kat­la­rı bi­rer bi­rer aşa­rak, İz­mit’i İs­tan­bul’­la bir­leş­ti­rip, İs­tan­bul’u et­ki­si al­tı­na al­dı. Böy­le­ce 15 Ha­zi­ran’da baş­la­yan büyük iş­çi di­re­ni­şi, 16 Ha­zi­ran’ı ka­zan­dı.
Mev­cut ik­ti­da­rı doğ­ru­dan he­def­le­yen iş­çi­le­rin ey­le­mi, po­li­tik içe­ri­ğiy­le dev­let­le acık bir kav­ga­ya dö­nüş­tü. Bu du­rum iş­çi­le­rin di­re­ni­şi­ni ör­güt­le­yen D‹SK yö­ne­ti­mi­ni aş­tı. Ey­lem ege­men sı­nıf­la­rı ol­du­ğu ka­dar, re­for­mist-re­viz­yo­nist DİSK ön­der­li­ği­ni­ de kor­kut­tu. DİSK ön­der­li­ği­nin bu re­for­mist tu­tu­mu, dev­le­tin “ne­fes bo­ru­su” ol­du. Or­du­nun, po­li­sin fa­şist sal­dı­rı­la­rı­na kar­şı di­re­nen iş­çi­le­re, 15 Ha­zi­ran ak­şa­mı DİSK Ge­nel Baş­ka­nı Ke­mal Türk­ler rad­yo­da yap­tı­ğı ko­nuş­ma­da: “Di­re­ni­şe son ve­rin. Ev­le­ri­ni­ze, işi­ni­ze dönün. Or­du­nun emir­le­ri­ne uyun, as­ker­ler si­zin kar­de­şi­niz­dir, on­la­ra kar­şı gel­me­yin. Ara­nı­za ka­rı­şan mi­li­tan­la­rın tah­rik­le­ri­ne ka­pıl­ma­yın” yol­lu açık­la­ma­lar­da bu­lun­du. Dev­rim­ci gen­çli­ğin yo­lu, iş­çi sı­nı­fı­nın yo­lu­dur bi­lin­ciy­le, iş­çi sı­nı­fı­nın di­re­ni­şi­ne en ak­tif da­ya­nış­ma­da bu­lu­nan ve fi­ilen iş­çi­ler­le bir­lik­te ba­ri­kat­la­rın önün­de dövüşen dev­rim­ci genç­lik, bur­juva­zi­nin di­liy­le Ke­mal Türk­ler ta­ra­fın­dan suç­lan­dı. Sı­nı­fa iha­ne­ti­nin ör­ne­ği­ni ser­gi­le­di. DİSK yöne­ti­mi bu tu­tu­muy­la, “Bu bir ih­ti­lal pro­va­sı­dır” di­yen Türk-İş Baş­ka­nı Sey­fi De­mir­soy­’la, ege­men ser­ma­ye sı­nıf­la­rı­nın çı­kar­la­rı doğ­rul­tu­sun­da kol­ ko­la ol­du­lar.
An­cak “göğe hücu­ma kal­kan” iş­çi sı­nı­fı­nın di­re­ni­şi, di­re­ni­şe iha­net eden DİSK ve Türk-İş yöne­ti­mi­ni aşa­rak dev­rim­ci ro­ta­da iler­le­miş, İs­tan­bul’un zap­tı­nı ger­çek­leş­tir­miş­tir. İş­çi sı­nı­fı bu di­re­ni­şi sa­ye­sin­de hüküme­te ge­ri adım at­tır­mış, par­la­men­to­da onay­la­nan ya­sal de­ği­şik­lik­ler ge­ri çe­kil­miş, ana­ya­sa Mah­ke­me­si bu de­ği­şik­li­ği ip­tal et­mek zo­run­da kal­mış­tır. Böyle­ce ka­za­nan iş­çi sı­nı­fı ol­muş­tur. Üs­te­lik 15-16 Ha­zi­ran di­re­ni­şin­de iş­çi­ler, bu za­fer ka­za­nı­mı­nı, DİSK ön­der­li­ği­nin iha­ne­ti­ne, iş­çi sı­nı­fı­nın ko­münist bir po­li­tik ön­der­lik­ten, ken­di sı­nıf par­ti­si­nin yok­sun­lu­ğu­na kar­şın el­de et­miş­tir. Yüz­ler­ce ya­ra­lı ve 3 şe­hit, yüz­ler­ce tu­tuk­lu ve­re­rek ka­zan­mış­tır işçi sı­nı­fı.
15-16 Ha­zi­ran şan­lı iş­çi di­re­ni­şi, bir baş­kal­dı­rı­dır. Sı­nı­fın bir­le­şik gücüy­le, emek­çi­si, genç­li­ğiy­le bir baş­kal­dı­rı­dır. Üze­rin­den 36 yıl geçme­si­ne rağ­men bir çok ders­ler­le do­lu bir baş­kal­dı­rı­dır. İş­çi sı­nı­fı, şan­lı 15-16 Ha­zi­ran’ı baş­kal­dı­rı­sı­nın ders­lerin­den 36. yı­lın­da da öğ­ren­me­li­yiz. İş­çi sı­nı­fı­nı ken­di­li­ğin­den ta­rih­sel ey­le­mi ola­rak ara­dan 36. yıl geç­me­si­ne kar­şın, di­re­ni­şin ders­le­ri, öğ­re­ti­ci­li­ği­ni bu­gün­de tüm ya­kı­cı­lı­ğıy­la ko­ru­mak­ta­dır.
Her adım­da sı­nı­fın par­ti­si­ni in­şa et­mek ve adım adım par­ti­leş­mek için ça­lı­şan İn­şa­mız için 15-16 Ha­zi­ran di­re­ni­şi­nin ders­le­ri da­ha bir eği­ti­ci ve öğ­re­ti­ci­dir. İ. Kay­pak­ka­ya yol­daş ön­der­li­ğin­de M-L mu­ha­le­fet ola­rak ilk şe­kil­le­ni­şi­ni, do­ğu­şu­nu ko­şul­lan­dı­ran önem­li bir ol­gu 15-16 Ha­zi­ran şan­lı iş­çi di­re­ni­şi ol­muş­tur. PDA re­viz­yo­niz­mi, bu ken­di­li­ğin­den ta­rih­sel ey­le­mi­nin kar­şı­sın­da sec­de­ye du­rup, her şe­yi bun­dan bek­le­me man­tı­ğı­na kar­şı çık­mış, ör­güt­lü bir ey­lem­miş gi­bi sa­hip­le­ni­şi­ni eleş­tir­miş­tir. 15-16 Ha­zi­ran di­re­ni­şi­ni, iş­çi sı­nı­fı­nın ön­cü­sü, sa­vaş kur­ma­yı pro­le­tar­ya par­ti­si­nin yok­sun­lu­ğu­nu, bu­nun ek­sik­li­ği­ni sa­va­şım içe­ri­sin­de da­ha çok his­set­tir­miş, bu ne­den­le sa­va­şı­mı­nı ik­ti­dar sa­va­şı­mıy­la bir­leş­ti­ri­ci ola­ma­mış­tır. 15-16 Ha­zi­ran di­re­ni­şi, İs­tan­bul’un zap­tı­nı ik­ti­da­rın zap­tı­na ta­şı­ya­cak, müca­de­le­si­ni po­li­tik he­def­le­re yö­nel­te­cek ve onu her gün­kü po­li­tik sa­va­şım içe­ri­sin­de eği­te­cek par­ti­yi, iş­çi sı­nı­fı­na ka­vuş­tur­ma­nın ge­rek­li der­si­ni ver­miş­tir, ko­mü­nist ha­re­ke­te. Bu­gün­de, 36. yıl ön­ce­si­nde ol­du­ğu gi­bi, sı­nıf ha­re­ke­tiy­le ko­münist ha­re­ket ay­rı ay­rı yol­lar­da yürüme­ye de­vam edi­yor.
Ko­mü­nist ha­re­ket çü­rümüş ve yoz­laş­mış ön­der­le­rin elin­de ge­ri­ye sav­rul­muş, ken­di ka­de­ri­ne ter­k e­dil­miş ve sı­nıf için­de ken­di ken­di­ni üre­ten ko­münist hüc­re­ler üze­rin­de yük­se­len ko­münist par­ti­si ya­ra­tıl­ma­mış ve sı­nıf­la ya­ka­la­nan bağ­lar ve ilişki­ler küçük bur­ju­va dev­rim­ci­li­ği­ne ka­pak­la­nı­la­rak ter­k e­dil­miş­tir. Ay­nı za­man­da bu şan­lı di­re­niş, ko­mü­nist bir ön­cü ol­mak­sı­zın, ba­şa­rı­la­rın ka­lı­cı ol­ma­dı­ğı­nın çar­pı­cı der­si­ni ver­miş­tir.
15-16 Ha­zi­ran bü­yük iş­çi di­re­ni­şi, iş­çi sı­nı­fı­na, bur­ju­va­zi­nin iş­çi sı­nı­fı için­de­ki “ajan­la­rı” olan iş­çi aris­tok­ra­tlarını sen­di­ka ağa­la­rı­nı ta­nı­tı­cı ol­muş, bun­la­rın ne­yin kav­ga­sın­da ol­duk­la­rı­nı öğ­ret­miş­tir. Zo­ra gel­dik­le­rin­de kaçtık­la­rı­nı, bur­ju­va­zi ile ay­nı kul­var­da bir­leş­tik­le­ri­ni, bir sof­ra­ya bağ­daş kur­duk­la­rı­nı gös­teri­ci ol­muş­tur. 15-16 Ha­zi­ran şan­lı iş­çi di­re­ni­şi, ege­men ser­ma­ye güç­le­ri ta­ra­fın­dan “ kur­ta­rı­cı ”, “sı­nıf­lar üs­tü ” gös­te­ri­len, pro­pa­gan­da­sı ya­pı­lan or­du­nun sı­nıf­sal ka­rak­te­ri­ni, fa­şist yüzünü açı­ğa çı­kar­tı­cı ve or­du­nun fa­şist ni­te­li­ği­ni, ser­ma­ye bek­çi­li­ği gö­re­vi­ni kav­ra­tı­cı ol­muş­tur. Çün­kü or­du her za­man ol­du­ğu gibi, 15-16 Ha­zi­ran di­re­ni­şin­de de iş­çi sı­nı­fı­nın mü­ca­de­le­si­ni ez­mek için elin­den ge­len her­şe­yi yap­mış, kit­le­le­rin üze­ri­ne tan­kı­nı, pan­ze­ri­ni sür­müş­tür.
15-16 Ha­zi­ran şan­lı di­re­ni­şin­de iş­çi sı­nı­fı, dev­ri­min ye­dek güç­le­ri­ni­ de di­re­ni­şi­nin çem­be­rin­den ge­çi­re­rek, ken­tin küçük bur­ju­va­zi­si ile gençli­ği iş­çi sı­nı­fı yo­lun­da bir­leş­tir­miş­tir. 15-16 şan­lı iş­çi di­re­ni­şi, dev­ri­min şid­det­le ola­ca­ğı­nı, her önem­li döne­me­ce ha­zır­lık­lı ol­mak ge­rek­ti­ği­ni, ül­ke­miz dev­rim­ci-ko­münist ha­re­ke­ti­ne bir ders ola­rak ver­miş­tir.
Ay­nı za­man­da 15-16 Ha­zi­ran iş­çi di­re­ni­şi, “sı­nı­fı ka­za­nan dev­ri­mi­ de ya­par” bil­gi­si­ni bir kez da­ha tar­tış­ma­ya yer ver­me­ye­cek düzey­de ka­nıt­la­yı­cı ol­muş­tur. 49. yı­lın­da 15-16 Haziran’ın baş­kal­dı­rı ders­le­rin­de, öğ­re­ne­rek sı­nıf için­de­ki ça­lışma­la­rı ge­liş­tir­me­li, dev­ri­mi ör­güt­le­me­nin sı­nı­fı ör­güt­le­me­den geç­ti­ği gerçe­ği­ni unut­ma­dan, seçimlerde başını OHAL rejimiyle işçi sınıfını sermaye karşısında örgütsüz ve grev-direniş silahından mahrum bırakan AKP’nin başını çektiği şeflik rejimine geçmenin ve daha çok emekçileri baskı ve sömürü altında tutmanın, kazanılmış hakları yok etmenin adı olan Cumhur İttifakının önünü kesilmesi ve hesap sorulması için oy vermeyip hesap sormalıyız.
Başında AKP-MHP faşist ittifakının durduğu fa­şiz­m ve ser­ma­ye­nin iş­çi sı­nı­fı ve emek­çi halk­la­rı­mı­za yöne­lik; özel­leş­tir­me, ta­şe­ron­laş­tır­ma, sen­di­ka­sız­laş­tır­ma, kir­li sa­va­şı da­yat­ma ve her tür­den fa­şist-şe­ri­at­çı sal­dı­rı­la­rı­na kar­şı ba­ri­kat ör­mek ve bü­tün sal­dı­rı­la­rı ge­ri püs­kürt­mek, sı­nı­fın ön­cülüğün­de ye­ni 15-16 Ha­zi­ran­lar ya­rat­mak­tan ge­çi­yor. Bu­nu ya­ka­la­mak ise ön­celik­le sı­nı­fa yöne­lik sürek­li­lik ar­z e­den devrimci çalışma yapmak, seçimlerde faşist dinci işçi ve halk düşmanı Cumhur ittifakına hayır demek ve HDP’yi desteklemek geçtiğini unutmayalım.