5 Mayıs 2020 Salı

Marks 202.Yaşında Marksizm hala yeni ve güncel olarak İşçi sınıfı ve dünyayı değiştirmek için dövüşenlere yol göstermeye devam ediyor..!


Dünya işçi sınıfının teorik hazinesinin kurucusu Karl Marx’ın doğumunun 202. yılı. Bilimsel sosyalizmin kurucusu; Karl Marx, 5 Mayıs 1818’de Trier kentinde (Almanya) doğdu ve 14 Mart 1883 yılında İngiltere de yaşama gözlerini kapadı. Babası, 1824 yılında protestanlığı kabul etmiş bir Yahudi avukattır. Ailesi zengin ve kültürlü idi, ama devrimci değildi. Trier’deki liseden mezun olduktan sonra Marx, önce Bonn’da üniversiteye gitti. Daha sonra Berlin Üniversitesi’ne geçerek, hukuk öğrenimi gördü, tarih ve felsefeye çok ağırlık verdi. Üniversite öğrenimini, Egukuros felsefesi üstüne bir doktora tezi sunarak 1841 yılında tamamladı. Ölene kadar yaşamını işçi sınıfının kurtuluşu ve komünist teorinin gelişmesine adadı.
Karl Marx 1848 devrimleri sırasında Engels ile birlikte kaleme aldığı Komünist Manifesto ile işçi sınıfı hareketine bir program kazandırmış, kapitalizmin analizinden tarihin akışının sosyalizme doğru ilerlediği sonucunu çıkarmış, sömürü sistemine son verecek olan sınıfa işaret etmişti. Kendisiyle birlikte bütün ezilenlerin kurtuluşunun ön koşullarını gerçekleştirecek olan proletaryanın eylemi, Marx’ın görüşlerini birçok kez haklı çıkardı. 1871 Paris Komünü, 1917 Ekim Devrimi ve sonraki devrimler Marx’ın teorisinin hem sınandığı hem hayata geçirildiği tarihsel dönüm noktalarıydı.
19. yüzyıldaki büyük dönüşümler çağında yaşamış olan Marx’ın düşüncelerinin ve eyleminin çeşitli yönleriyle irdelendiği özel bir sayıyla, büyük önderin doğumundan iki yüzyıl sonra, hem tarihe hem bugüne bakıyor. Böylece aradan geçen bunca zaman boyunca dünyayı anlamak ve değiştirmek isteyenler için eşsiz bir kılavuz ve mücadele silahı olarak geçerliliğini koruyan Marksist teoridir.
Marx “Filozoflar şimdiye kadar dünyayı yorumlamakla yetindiler, asıl

olan onu değiştirmektir” diye yazmıştı. Kendi hayatını her gün yeniden üretirken girdiği toplumsal ilişkiler tarafından giderek sınırlandığını hisseden işçi sınıfı nihayet bu sınırlamanın kaynağının sömürü sistemi olduğunu fark eder. Zincirlerini kırması gerektiğini işçiye öğreten ve bu eyleminde onun sürekli yanında olan Marksizmdir.
Bugün burjuvazinin en büyük korkusu bu yüzden Marksizmin yeniden hatırlanması ve Marx’ın teorisinin maddi bir güce dönüşmesidir. Yoksulluğun bu kadar derinleştiği, sınıf çelişkilerinin sürekli derinleştiği günümüz koşullarında Marksizmin hayaleti, sömürücü sınıfların kabusu olarak sık sık görülmeye devam ediyor.
202. yılını selamladığımız Marx hala genç ve güncel” diye hatırlatıyor. Ve Marx “asıl olan”ın yani değiştirme mücadelesinin nasıl ve neden olması gerektiğini anlatmaya devam ediyor; işçi sınıfının ve komünistlerin yoldaşı olmayı sürdürüyor.