11 Temmuz 2019 Perşembe

Beyaz Torosların yerini siyah Transporterlar aldı: Üç yılda 29 kişi kaçırıldı!

OHAL boyunca sorulan 'Türkiye yeniden 90’lara mı dönüyor?' sorusu yeniden gündemde: İnsan kaçırmalar, siyah transporterlar, kafalara çuval geçirmeler, gizli gözaltı merkezleri, sistematik işkenceler.

Türkiye’de gözaltı merkezlerinde ve sokakta işkence iddiaları, öldürmeler, kayıp vakaları 1990'lı yıllar boyunca hep sürdü. Yakın tarihte bu iddialar hiçbir zaman son bulmasa da en azından artık zorla kaybetmeler yaşanmıyordu. 
Ta ki 2016’ya kadar. 
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL, insan hakları adına yıllarca büyük bedellerle kazanılan tüm hakları bir gecede yok etti. Zira, hükümetin OHAL’de aldığı ilk karar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni askıya almak oldu.
Önce gözaltı merkezlerinde sistematik işkence haberleri gelmeye başladı. Ardından sokaklarda siyah transporter araçlar görüldü. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran seçimlerinden sonra tehdit unsuru olarak kullandığı 90’lardaki beyaz torosların yerini artık siyah transporterlar almıştı. 
İHD Genel Sekreteri Osman İşçi, beyaz toroslar ve siyah transporter araçlar arasında doğrudan bir bağ kuruyor:
“Şekli bir değişiklik ama mantalite aynı. O dönemdeki beyaz toroslar için bir yetkili şöyle diyordu; ‘köylerde rahat dolaşabilen bir araç, dikkat çekmiyor.’ Şimdi de bu tür olayların çoğunlukla geceleri yaşandığını düşündüğümüzde siyah olması karanlığa denk gelen bir durum. Buradaki sembolün siyah transporter olması, elimizde doğrudan bir veri olmasa da bize bir fikir veriyor; bu vakaları yapanlar aşağı yukarı aynı yolu izliyor ve aynı grup profilinden geliyorlar.”
Kayıplar konusunda yakın zamanda bir rapor hazırlayan Hak İnisiyatifi’nden Fatma Bostan Ünsal da “aynı gruplara” işaret ediyor. 2016’dan bu yana kaçırılan kişilerin kimler tarafından kaçırıldığı sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Onu bilmiyoruz, çeşitli spekülasyonlar var. Ancak bu kadar ipucu olduğu halde polis tarafından bulunamaması nedeniyle artık spekülasyonun ötesine geçiyor. Daha önce kaçırılmış, sonrasında gözaltına alınmış veya tutuklanmış insanların ifadelerinden anlıyoruz ki, bir şekilde devlet güçleri yer almış. 90’lardaki JİTEM’e benzer bir gruptan şüpheleniyoruz.”
İHD'nin verilerine göre, 2017 ve 2018 yıllarında toplam 291 kişi tehdit ve ajanlık teklifine maruz kaldı. Farklı siyasi görüşlere sahip bu kişilerden 35'i belirli süreler kaçırılarak bu dayatmalara maruz kaldı.
Artı Gerçek'te yer alan Derya Okatan'ın haberine göre, yine söz konusu yıllarda kaçırılan dört kişinin akıbeti hâlâ bilinmiyor. İHD yetkilileri, bu kişiler bulunmuş olsalar da veriler güncellenemediği için hâlâ kayıtlarda kayıp olarak geçtiğini belirtiyor. Bu kaçırma ve tehdit vakalarının bir kısmında siyah transporter araçların kullanıldığı kayıtlara geçen bir diğer bilgi.
Siyah transporterlara bindirilen kişiler şehir merkezleri dışında ıssız yerlere götürülerek darp ve tehdit ediliyor, ajanlık dayatmasında bulunuluyor. Büyük çoğunluğu gözleri bağlı olarak dolaştırılan bu kişiler daha sonra bir yerlere bırakıldı. 
Ancak bırakılmayanlar da oldu. 
Zorla kaybetme, uluslararası sözleşmelerde şöyle tanımlanıyor:
“Devlet görevlilerinin ya da devletin yetkilendirmesi, desteği veya göz yummasıyla hareket eden kişilerin ya da kişi gruplarının gözaltına alma, tutuklama, kaçırma ya da diğer herhangi bir biçimde özgürlükten yoksun bırakması ve bu durumdaki bir kimseyi özgürlükten yoksun bıraktığını reddederek veya kaybedilen kişinin akıbetini ya da nerede olduğunu gizleyerek hukukun koruması dışına çıkarmasıdır.” 
Hak İnisiyatifi’nin raporuna göre, 2016’dan bu yana 28 kişi kaçırıldı. HDP Kocaeli Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu’na göre ise bu sayı, 29. Gergerlioğlu, yakın zamanda kendisine ulaşan bir kişinin yaşadıklarının Ayten Öztürk, Zabit Kişi ve Mustafa Özgür Gültekin’in anlatımları ile benzerlik taşıdığını belirtiyor.
Rapora göre, 2016 yılında toplamda üç kişi kaçırıldı. Sunay Elmas dışında eski MİT mensubu Ayhan Oran 1 Kasım 2016'da, Mustafa Özgür Gültekin 21 Aralık 2016'da kaçırıldı. 
Hak İnisiyatifi’nin raporuna göre, 2016 yılında üç, 2017 yılında 14, 2018 yılında beş ve 2019 yılında altı kişi kaçırıldı. Toplam 28 kaçırma vakasından 16'sı Ankara’da yaşandı. Dokuz kişinin siyah Transporter ile kaçırıldığı biliniyor. 26 kişi Gülen cemaati ile ilişkilendirilirken, Ayten Öztürk DHKP-C’yle, Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde kaybolan Hıdır Çelik ise PKK ile ilişkilendiriliyor. 
2016-2018 yıllarında kaçırılan kişilerin tamamının ortaya çıktıkları tahmin edilirken, 2019 yılı Şubat ayında kaçırılan altı kişiden hâlâ haber yok. Yakın tarihlerde kaçırılan kişilerle ilgili ailelerinin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı.
Aileleri, şimdi kapı kapı gezerek eşlerini arıyor. Emniyet-Adliye-Meclis arasında mekik dokuyan aileler, geçtiğimiz günlerde İHD Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.