13 Eylül 2019 Cuma

14 Eylül 1980 yılında Davutpaşa Zindanında Ve Çeliğe Su Veren Komünist Önder İrfan Çelik..!


   Görüntünün olası içeriÄŸi: 1 kiÅŸi, yazı
Kızgın bir demir parçası gibi yapıştı celladın suratına, bir yürek daha durdu,
14 Eylül 1980 yılında Davutpaşa zindanında,. Bir not daha, düşürdüler tarihin direniş destanları yazan defterine.
TKP-ML Hareketinin kurucu ve toparlayıcı önderlerinden, ser verip sır vermeyenlerin Bolşevik ordusunun komutanıydı İrfan Çelik yoldaş.
İrfan Çelik yoldaş 25 Haziran 1980 yılında polis tarafından gözaltına alındı. Üzerinde her türlü işkenceyi denediler ama o önderi Kaypakkaya yoldaşın ser verip ser vermeyen kızıl direniş geleneğinin ileri taşıyıcısı olarak İstanbul 1. Şube işkencehanelerin de destansı direnişiyle birlikte gözaltına alınan yoldaşlarıyla geçilmez barikat kurdu düşmanın ininde. Özel ilaç işkencesi belki de ilk defa İrfan Çelik yoldaş üzerinde denendi. Ama tüm işkence metotları gibi bu vücuda ilaç zerk ederek irade kırıp konuşturma metodu da  komünist irade karşısında tuzla buz oldu.  Ama boşuna uğraştılar!
 O, soylu bir direniş destanı yazdı hem 1. Şubedeki işkencede hem de Davutpaşa zindanında yeniden işkenceye alınıp karanlık dehlizler içinde ölüm senaryoları içinde  işkenceye çekildiğinde. İrfan Çelik yoldaş gerçekten de Kaypakkaya yoldaşın çizgisini en iyi özümleyenlerdendi. Önderi Kaypakkaya yoldaşa derinden bağlıydı kuşku yok ki  dogmatikçe değil Marksistçe. Bu durum  İrfan yoldaşı, 1973 yenilgisi ve nedenlerini tartışıp hataları aşmada önderlik rolünü üstelenmesinde netçe ortaya çıktı. Faşist işkenceci cellatlar karşısında “parçalasanız da konuşmayacağım” açık meydan okuması, Kaypakkaya yoldaşın komünist çizgisinin nasıl derinden özümlendiğini ve ser verip sır vermeme geleneğinin sıradan bir direniş değil, devrime, sosyalizme ve örgüte bağlılığın somut bir ifadesiydi. Zaten İrfan yoldaşı işkencede direndikçe yücelten bu gerçeklikti. İrfan yoldaşın işkence c ve zindanda boyun eğmez komünist tutumu örgüt TKP-ML Hareketinin, örgüt olarak kolektif direniş raylarının döşenmesiydi. Nitekim İrfan yoldaşın her yerde “düşmana karşı her alanda uzlaşmaz ve ilkeli davran çağrısı ve pratiği”  ki  yoldaşlara ilham kaynağı olmuştur. 12 eylül faşist darbesinin merkezi önderliğini açığa çıkartamadığı tek örgütün TKP-ML Hareketi olması da bunu doğrulamaktadır.  
İbrahim yoldaşın  “Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor. Belki biz olmayacağız, ama bu çelik aldığı suyu unutmayacak”tır sözleriyle  tamda İrfan Çelik yoldaşı anlatıyordu. Bir çok özellikleri ortak olan İbrahim yoldaş ile İrfan yoldaş aslında bir madalyonun iki yüzü gibiydiler. Onların önderlik özellikleri örtüşüyor ve her bakımdan yaşamlarını devrim ve sosyalizmin büyütülmesine ve örgütün gelişip güçlenmesine göre konumlamış olmalarıydı. Yarın devrim olacak coşkusu içinde çalışmak ve yoldaşlarını buna göre motive etmek oldukça önem taşıyor.  
 Nitekim ideolojik-politik örgütsel sorunların çözümünde olduğu gibi, aynı zamandan  faşizmin işkenceleri karşısındaki tutumu da ortaklaşıyordu.  İrfan yoldaş yoğun işkencelere karşın asla yılmadı, asla teslim olmadı, sonuna kadar direndi ve diretti. Faşist işkenceci katillerinden çok şey alacaklarını umuyorlardı. Ama onların bu paslı silahı geri tepti. Komünist yoldaşımız tıpkı önderi Kaypakkaya yoldaş gibi işkencecilerin karşısında granitten örülü direnişi ile karşı durarak,  onları yenilgiye uğrattı.  
 Çünkü işkence ona kar etmiyordu. Cellatlar işkence yaptıkça, o, onların iğrenç suratlarına tükürerek " KONUŞMAYACAĞIM, PARÇALASANIZDA HİÇ BİR ŞEY KONUŞMAYACAĞIM " diye haykırdı. Bu kızıl direniş ruhu karşısında yenik düşen işkenceci cellatlar, yoldaşı " FİİLİ İŞKENCEYLE KONUŞTURAMAYACAKLARI KANAATİNE VARDIKLARINI " gizlemeden söyleyerek, ona "SEN KAZANDIN" demek zorunda kaldılar. Ve' böylece bir kez daha proletaryanın direniş ruhu işkenceci zalimler karşısında, kan ve ter içinde başarıyla sınavdan geçerek ZAFER KAZANDl ! ..
Önder yoldaşın bu baş eğmez direnişi karşısında çaresiz kalan işkenceci faşistler O'nu cezaevine göndermek zorunda kaldılar. Davutpaşa kışlasına nakledildiğinde işkence burada da bütün şiddetiyle devam etti. O'nun kararlılığı ve yenilmez direnişi karşısında acizleşen eli kanlı faşist katiller, O'nu 13 Eylül'ü 14 Eylül'e bağlayan gece sabaha doğru, bizzat faşist cuntanın emriyle, ağır işkencelerin ardında hücresinde asarak canice katlettiler. Saygıyla anıyoruz.
Komünist Önder İrfan Çelik Yoldaş Ölümsüzdür..!