Kızgın bir demir parçası gibi yapıştı
celladın suratına, bir yürek daha durdu,
14 Eylül 1980 yılında Davutpaşa zindanında,.
Bir not daha, düşürdüler tarihin direniş destanları yazan defterine.
TKP-ML Hareketinin kurucu ve toparlayıcı
önderlerinden, ser verip sır vermeyenlerin Bolşevik ordusunun komutanıydı İrfan
Çelik yoldaş.
İrfan Çelik yoldaş 25 Haziran 1980
yılında polis tarafından gözaltına alındı. Üzerinde her türlü işkenceyi
denediler ama o önderi Kaypakkaya yoldaşın ser verip ser vermeyen kızıl direniş
geleneğinin ileri taşıyıcısı olarak İstanbul 1. Şube işkencehanelerin de destansı
direnişiyle birlikte gözaltına alınan yoldaşlarıyla geçilmez barikat kurdu
düşmanın ininde. Özel ilaç işkencesi belki de ilk defa İrfan Çelik yoldaş
üzerinde denendi. Ama tüm işkence metotları gibi bu vücuda ilaç zerk
ederek irade kırıp konuşturma metodu da komünist
irade karşısında tuzla buz oldu. Ama boşuna uğraştılar!
O, soylu bir direniş destanı yazdı
hem 1. Şubedeki işkencede hem de Davutpaşa zindanında yeniden işkenceye alınıp
karanlık dehlizler içinde ölüm senaryoları içinde işkenceye çekildiğinde. İrfan Çelik yoldaş
gerçekten de Kaypakkaya yoldaşın çizgisini en iyi özümleyenlerdendi. Önderi
Kaypakkaya yoldaşa derinden bağlıydı kuşku yok ki dogmatikçe değil Marksistçe. Bu durum İrfan yoldaşı, 1973 yenilgisi ve nedenlerini
tartışıp hataları aşmada önderlik rolünü üstelenmesinde netçe ortaya çıktı. Faşist
işkenceci cellatlar karşısında “parçalasanız da konuşmayacağım” açık meydan
okuması, Kaypakkaya yoldaşın komünist çizgisinin nasıl derinden özümlendiğini
ve ser verip sır vermeme geleneğinin sıradan bir direniş değil, devrime, sosyalizme
ve örgüte bağlılığın somut bir ifadesiydi. Zaten İrfan yoldaşı işkencede direndikçe
yücelten bu gerçeklikti. İrfan yoldaşın işkence c ve zindanda boyun eğmez
komünist tutumu örgüt TKP-ML Hareketinin, örgüt olarak kolektif direniş
raylarının döşenmesiydi. Nitekim İrfan yoldaşın her yerde “düşmana karşı her
alanda uzlaşmaz ve ilkeli davran çağrısı ve pratiği” ki yoldaşlara ilham kaynağı olmuştur. 12 eylül
faşist darbesinin merkezi önderliğini açığa çıkartamadığı tek örgütün TKP-ML
Hareketi olması da bunu doğrulamaktadır.
İbrahim yoldaşın “Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor. Belki biz
olmayacağız, ama bu çelik aldığı suyu unutmayacak”tır sözleriyle tamda İrfan Çelik yoldaşı anlatıyordu. Bir çok
özellikleri ortak olan İbrahim yoldaş ile İrfan yoldaş aslında bir madalyonun
iki yüzü gibiydiler. Onların önderlik özellikleri örtüşüyor ve her bakımdan
yaşamlarını devrim ve sosyalizmin büyütülmesine ve örgütün gelişip güçlenmesine
göre konumlamış olmalarıydı. Yarın devrim olacak coşkusu içinde çalışmak ve
yoldaşlarını buna göre motive etmek oldukça önem taşıyor.
Nitekim ideolojik-politik örgütsel
sorunların çözümünde olduğu gibi, aynı zamandan faşizmin işkenceleri karşısındaki tutumu da
ortaklaşıyordu. İrfan yoldaş yoğun
işkencelere karşın asla yılmadı, asla teslim olmadı, sonuna kadar direndi ve
diretti. Faşist işkenceci katillerinden çok şey alacaklarını umuyorlardı. Ama
onların bu paslı silahı geri tepti. Komünist yoldaşımız tıpkı önderi Kaypakkaya
yoldaş gibi işkencecilerin karşısında granitten örülü direnişi ile karşı
durarak, onları yenilgiye uğrattı.
Çünkü işkence ona kar etmiyordu.
Cellatlar işkence yaptıkça, o, onların iğrenç suratlarına tükürerek "
KONUŞMAYACAĞIM, PARÇALASANIZDA HİÇ BİR ŞEY KONUŞMAYACAĞIM " diye haykırdı.
Bu kızıl direniş ruhu karşısında yenik düşen işkenceci cellatlar, yoldaşı
" FİİLİ İŞKENCEYLE KONUŞTURAMAYACAKLARI KANAATİNE VARDIKLARINI "
gizlemeden söyleyerek, ona "SEN KAZANDIN" demek zorunda kaldılar. Ve'
böylece bir kez daha proletaryanın direniş ruhu işkenceci zalimler karşısında,
kan ve ter içinde başarıyla sınavdan geçerek ZAFER KAZANDl ! ..
Önder yoldaşın bu baş eğmez direnişi karşısında çaresiz kalan işkenceci
faşistler O'nu cezaevine göndermek zorunda kaldılar. Davutpaşa kışlasına
nakledildiğinde işkence burada da bütün şiddetiyle devam etti. O'nun
kararlılığı ve yenilmez direnişi karşısında acizleşen eli kanlı faşist
katiller, O'nu 13 Eylül'ü 14 Eylül'e bağlayan gece sabaha doğru, bizzat faşist
cuntanın emriyle, ağır işkencelerin ardında hücresinde asarak canice
katlettiler. Saygıyla anıyoruz.
Komünist Önder İrfan
Çelik Yoldaş Ölümsüzdür..!