4 Eylül 2019 Çarşamba

Turan Dursun Tabulara Vurduğu İçin Şeriatçılarca Katledildi..!



Turan Dursun'un şeriatçılarca hedef alınıp 4 Eylülde 1990 yılında hunharca katledilmesi tesadüfü bir olay değildir. Bizzat din bilgini olarak işin içinde gelen birisinin İslam dininin gerçeklerini ortaya koyması şeriatçıları oldukça rahatsız etmiştir. Çünkü Turan Dursun tabulara vuran bir aydındı.
Onun yazıları ve kitaplarında "peygamberin cinsel yaşamından" tutun da, insana uygulanan şiddetten, kamu oyunu uzu süre meşgul eden şu ünlü 'şeytan ayetleri' konusunu tartışmasına dek pek çok ilginç bölümü var. Yer ye kadın konusu üstüne İslam’ın neler dediğine de değinilmiş.
Şöyle diyor Turan Dursun kitabında konuya ilişkin: "Muhammed için kadın, erkeği her zaman bastan çıkaran bir 'şehvet kabartandı'."
Muhammedin gözünde "kadın" her zaman: "şeytan" görünümundeydi.
Turan Dursun'u okuyunca görüyoruz ki, Kur'a da pek çok ayet peygamberin cinsel yaşamına; ayrılmış. Sanırız tanrının oldukça fazla "boş vakti” varmış. Hiç üşenmeden peygamber efendimizin tüm seks yaşamını düzenlemiş. İslam’ın dikkate değer yönlerinden biri de kadının aşağılanması. Peygamberin pek çok hadisi ve Kurandaki bir çok ayet kadını aşağılamaya yönelik, Türkiye'de bugün pek çok genç. kadının militanca destekliyor olması ilginç. bir paradoks olsa gerek. Kitaptan dikkate değer bulduğumuz bir aktarma yapalım; Peygamber arkadaşlarına şunları söylüyor. "Kadın şeytan biçiminde çıkar karşıya. Ve yine şeytan biçiminde dönüp gider. Bu nedenle sizden herhangi biriniz bir kadın gördü mü, hemen gidip onunla yatsın. Çünkü bu (cinsel ilişki), o kişinin içindekini (kabaran şehvetini) söndürür" Görülüyor ki, ulu peygamber için kadın bir 'seks objesi' yalnızca. İslam’ın inanan kadınlara tüm açıklığıyla anlaşılması gerek, tüm ciddiyetiyle ve İslam kaynaklarına dayanarak. Evet, söz konusu olan "bizim' inancımız değil, ama 'Mümin'lerin inancı...
Gelelim İslam da şiddet konusuna; ki, Turan Dursun'un öldürülmesiyle yeniden somutlandı. Yine kitaptan ilginç bir bölüm:
"Maide suresinin 33. ayetinde şu buyruk verilmiştir: "Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası, ya boyunları vurularak öldürülmeleri, ya asılmaları ya ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmeleri, ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada çekecekleri rezilliktir. Ahirette ise, onlara daha büyük cezalar hazırlanmıştır."
Ne dersiniz yüce tanrı işkence yöntemleri konusunda deneyimli galiba?.. Yine kitaptan son bir aktarma yapalım konuyla ilgili olarak; "Müşriklere yeryüzünde dolaşabilmeleri için dört ay süre 'verilmişti. Bu süre dolduktan sonra müminlerin onlara ne yapacakları bildirilmişti: Nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin, her gözetleme yerinde yakalamak için bekleyin. Tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekat verirlerse serbest bırakın. Allah esirgeyen ve bağışlayandır.»
"Ve Allah uğruna verilen bu savaş kıyamete kadar sürecekti" diyor Turan Dursun. "Müminler Allah'ın ve İslam’ın hakimiyeti için canla malla" savaşmaya çağrılıyordu. Şeriat hükümlerini bütün düşüince inanç ve dinlerin üstüne çıkarmak ve kayıtsız şartsız hakim kılmak için kutsal savaş" deccal öldürülünceye kadar" son bulmayacaktı. (Ebü Davut, Kitb'ul-Cihad Babunu şu devamlı-Cihad, hadis 2484, c3,s.I)
Ve devam ediyor Turan Dursun:,"Şubat 1989, Camilerde günlerdir cihad namazları kılınıyor. Komünistlerin kanını dökme çağrısı yapılıyor. 16 Şubat 1969 günü Beyazıt, Dolmabahçe ve Fındıklı camilerinde Cihad namazları kılındıktan sonra topluluklar halinde Taksim'e gidiliyor. O gün, meydana Amerikan 6. Filosuna karşı anti-emperyalist yürüyüş yapanlar gelecek. Amerika Müslümanın dostu mu ne? Yerde iki ölü yatıyor. Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan. Yüzlerce yaralı ve gazeteler manşet atıyor. "Kanlı Pazar..."
Kitaptan bu kadar aktarma yeter. Turan Dursun'un kitabını hem bir materyalist ve ateistin gözüyle hem de bir müminin gözüyle okumalıyız,
Şeriatçılar gerçeğin açığa çıkmasının engellenmesi için bir yandan yasakları dayatırken, öte yandan faşist baskı ve süikastlarla dinin yarattığı karanlık ortamın devam etmesini sağlamayı hedefledirler. Nitekim aydınlanma savaşçısı Turan Dursun!da bunun için hedef alınarak katledildi. Dini gericiliğe karşı aydınlanma savaşımımızda Turan Dursun yaşıyor.