24 Ocak 2019 Perşembe

Faşizmi İninde Yenen Ser Ver Sır Vermemenin Adı Meral Yakar..!



12 Mart faşist cuntasına karşı devrimci mücadeleyi omuzlayan TKP/ML Hareketi'nin kurucu militanlarından Meral Yakar Türkiye'nin işkence ilk olarak katledilen komünist kadın savaşçılarındandı
Meral Yakar; İbrahim Kaypakkaya, Ahmet Muharrem Çiçek, Ali Haydar Yıldız, İrfan Çelik yoldaşların yoldaşıydı. PDA da İbrahim Yoldaşla birlikte koparak TKP/ML Hareketi'ni kurmuşlardı. Yakar, kendini; devrim ve sosyalizm için, işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilenlerin kurtuluşu için mücadeleye adayan bir ' bir komünist devrimciydi.
Türkiye devrimci hareketinin ilk militan kadın şehitleri arasında olan Meral Yakar, Antep'in Kilis ilçesi 1950-ki ailesinin iddiasına göre Meral 1952 doğumlu. O dönemde geç yazdırılması nedeniyle nüfusa 2 yıl yaşı büyük yazdırılmış-doğumlu. İstanbul Çapa Tıp Fakültesi'nde öğrenci gençliğin mücadelesine katılır. 12 Mart darbesinden sonra TKP/ML Hareketi'nin saflarında illegal devrimci mücadeleyi seçer. Profesyonel devrimci yaşamı seçmesi nedeniyle okulunu bırakır. Meral Yakar, Gülsuyu Mahallesi'nin kuruluşunda da yer alır.
Meral Yakar, 1973 yılının Ocak ayının 22'sinde İstanbul Ümraniye'de kaldığı evde yoldaşının kaza kuşunu ile yaralanır. Yoldaşı Meral'i hastaneye götürür. Hastanede işkenceciler, tedavisi karşılığı yoldaşları hakkında bilgi vermeyi dayatırlar. Ama o direnişi seçer. Meral üç gün yaşar. İşkenceci polislerin baskı ve tehditleri altında ağzından tek söz çıkmaz. Meral Yakar işkenceler sonucu, ölüm tutanağına göre 25 Ocak 1973 günü katledilir.
 Önderi Kaypakkaya’nın geleneğini sürdüren Meral Yakar yoldaş ser verdi ama sır vermedi. Katledilişinin 36. yılında Meral yoldaşı saygıyla anıyor yarım bıraktıklarını tamamlayacağımıza söz veriyoruz.
ALİ TAŞYAPANIN ANILARINDA MERAL YAKAR..!
Meral Yakar Gaziantep'in Nizip ilçesindendi. Yargılandığımız dönemde Meral'ın babasının hayatta olmadığı söylenmiş, aile fertlerinin anneyle birlikte iki kız ve bir erkek evlattan oluştuğu kulağıma çalınmıştı. Evlat sayısı konusunda yanılmış olabilirim. Verdiğim sayıya göre Meral kardeşlerin ortancası, erkek kardeşi büyüğü, kız kardeşi ise küçüğüydü. Duruşmanın birinde Meral'ın abisi mahkemede tanık olarak dinlendi. Duruşma yargıcının sorularını özenle yanıtladı, Meral'ın devrimci kişiliğine olan saygısını çok ince bir üslupla vermeye çalıştı. Bu olumlu tutum hem bizleri onurlandırmıştı, hem de gönlümüzde Meral'ın ailesi için sevgi ve saygıyı yeşertmişti. Örgüt tezlerinin İstanbul'da yazıya dökülüşü sırasında Meral Yakar, örgüt önderi İbrahim Kaypakkaya ile yoğun bir birliktelik yaşamıştı. İbrahim düşüncelerini el yazısıyla kağıda dökmüş, Meral bunları daktiloya çekmişti. Tezlerimizin bu ilk daktilolu yazımına Meral'ın el emeği, göz nuru geçmişti. İkisi aramızdan hemencecik ayrıldı, ama tezler onbinlerce ilerici insanın düşün aleminde gezindi durdu, akış günümüze dek sürdü. Aynı devinim bundan böyle de sürüp gidecek.
Meral'i tanıyan arkadaşların anlatılarından edindiğim izlenim, onun, yeni doğmuş TKP(ML)'nin en bilinçli bayan elemanı olduğu doğrultusundadır. Örgütümüzün çöküş öncesi kısa faaliyet döneminde Meral Yakar, üst düzeyli örgüt elemanlarıyla birliktelik yaşamış, özellikle hareketin düşünsel boyutlu yoğun etkinliğinin tanığı, cereyan eden teorik tartışmaların katılımcısı olmuştur. Yine Meral'ın de içinde bulunduğu bazı pratik etkinliklerin aktarımından onun kararlı ve atılımcı bir kişilik taşıdığı sonucu çıkmaktadır.
Meral Yakar ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra üç yıllık kız öğretmen okuluna girdi. Burada iki yıl okudu, başarılı öğrenciliği nedeniyle İzmir Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi'ne gönderildi. Aynı yıl İrfan Çelik de başka bir öğretmen okulundan buraya gönderilmişti. İkisi tanıştı, aralarında devrimci dostluk oluştu. Yüksek öğrenim için ikisinin seyir istikameti İstanbul'a yöneldi. İrfan, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu yatılısı olarak Fen Fakültesi'ne kaydoldu. Meral yatılı hakkından feragat etti, Çapa Tıp Fakültesi'ne girdi. Bu ikiliden Meral 12 Mart'ta, İrfan 12 Eylül'de yaşama veda etti.
Meral Yakar, Arslan Kılıç, üçüncü bir şahıs aynı örgüt evini paylaşıyorlardı. Tarih Ocak 73. Meral ve Arslan evdeydi, örgütsel uğraşla günün bir kısmı akıp gitmişti. Meral daktiloyla birşeyler yazıyordu. Aslan ise tabancasını kurcalayıp duruyordu. Şarjör çıkarılmıştı, ama dikkatsizlik sonucu namluda bir mermi kalmıştı. Silah boştur diye Aslan namluyu rastgele istikamete çevirip duruyordu. Namlunun Meral'a yönelik olduğu bir anda tetik düştü, silah patladı, Meral kanlar içinde yana devrildi. İliği kurutucu bir şokun içine girdi Arslan. Kazaya neden olan arkadaşını Meral metanetle teskin etti.
Ev Anadolu yakasında olup semt epeyce sapaydı. Bir taksi bulmak için Arslan dışarı fırladı, maalesef... Yolda bulunur ümidiyle Arslan eve döndü, Meral'i kucakta bir süre taşıdı, taksi değil nihayet bir minibüs tedarik etti. Şoför Meral'ın doğum sancısı çektiğini sandı, Zeynep Kamil Doğum Hastahanesi'ne yöneldi. Arslan'ın uyarısı üzerine istikamet Haydarpaşa Numune Hastahanesi'ne çevrildi. Daha ev çıkışında Meral, kesinlikle araçla gelmemesini, tedarik edilen araç şoförüne kendisini tanımadığını, yaralı halde yolda bulup yardımcı olduğunu söylemesini Arslan'a yineleyip durdu. Yoğun suçluluk duygusu içinde çırpınan Arslan bu uyarılara kulak tıkadı. Meral son ısrarlı uyarısını Haydarpaşa Numune Hastahanesi önünde yaptı. Görevli kılığında sivil polisin hastanelerde denetim kurduğunu, kendisini kapının girişinde bırakıp uzaklaşması gerektiğini söyledi. Arslan bunu da dinlemedi, Meral'i kucaklayıp hastaneye taşıdı. Teslim işlemi yapılırken sivil polis bitiverdi. Aslan seyirtti, ama geç kalmıştı. Önce koridorlarda, sonra bahçede kovalamaca oldu, karşılıklı silah sıkıldı ve Arslan yakalandı. Doğru Gayrettepe'ye işkence tezgahına. Arslan için zor günlerdi. Kaza ile yoldaşını ağır yaralamanın kahredici üzüntüsünü yüreğinde taşıyarak işkence zulmüne göğüs gerdi, devrimci onuru işkencecilere çiğnetmemek için bütün gücüyle direndi. Öbür işkencelerin neden olduğu tahribatın yanı sıra ayak parmağı kırıldı, burulan hayası mosmor olup şişti. Ama Arslan baş eğmedi. Tüm İstanbul örgütünü biliyordu. Tahribata yolaçmayan bazı açıklamalarla sorgu dönemini savuşturdu.
Beri yanda ağır yaralı haliyle Meral de hastanede sorgulandı. Bunu şurdan biliyoruz: 12 Martın başında Maltepe çatışması olmuş, ağır yaralı olarak yakalanan Mahir Çayan hastanede günlerce sorgulanmıştı. işkence dahil her türlü yöntem denenmişti. Devlet ideolojisinin şarlatanlığına kapılan bazı doktorlar, insanlığın yüzkarası bu uygulamaya maalesef alet olmuşlardı. Meral hastanede ifade vermedi. Kan kaybı, kasti bakımsızlık, sorgu gibi üç yıkıcı etkiye Meral üç gün direnebildi, gencecik onurlu yaşamı karanlık hiçlikle noktalandı.
KAPAKKAYA İLE BİRLİKTE (Anılar) Ali Taşyapan) [ I. Bölüm ]