17 Ocak 2019 Perşembe

ÖLÜMÜNÜN 8. YILINDA DOĞAN SOYSÜREN YOLDAŞI ANIYORUZ…!


“Bir yürek var bende
İçerisinde acılar
Bir yürek var bende
İçinde bitmek, tükenmez sevdalar
Bir yürek var bende
Meydan okur ölüme...!
Sende çıkar
Göğsünün kafesinde yüreğini
Şu güneş düşen ateşe fırlat
Yüreğini,yüreğimizin yanına at...!
Kendisiyle barışık Ne çok öldük hem de devrime ve halkların özgürlük savaşımına daha fazla hizmet edeceğimiz bir zamanda. erkence aramızda ayrılanlardan biriside Doğan Soysüren yoldaştı. 1961 yılında K.Maraş’ın Elbistan İlçesi Kantarma köyünde Kürt Alevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Doğan Soysüren yoldaş 16 Ocak 2011 tarihinde kahrolası kanser hastalığı sonucu kaybettik.
Doğan yoldaş daha küçük yaşlardan itibaren bölgede etkin olan TKP-ML Hareketinin çalışmalarından etkilenerek devrimci oldu. Liseyi Antep devam eden doğan yoldaş,hem okuluna devam etti ve hem de devrimci çalışmalara aktif olarak katıldı. sorgulayıcı ve eleştirel özellikleri, fedakar ve cesaretli duruşuyla öne çıkan Doğan yoldaş 12 eylül faşist darbesi döneminde Antepte gözaltına alındı ve K.Maraş işkencehanelerin de ağır işkencelere maruz kalarak tutuklanarak zindana atıldı. uzun zindan yaşamının ardından tahliye oldu. Evlilik nedeniyle 90'lı yıllarda yurt-dışına çıktı. Yurt-dışına adım attığından itibaren yoldaşlarıyla bağlantı sağladı ve gece gündüz demeden evini devrimci çalışmalara açarak Berlin de komünist hareketin toparlanması için yoğun çaba içinde oldu. Bir yandan çalışı öte yandan sıkı bir devrimci çalışma içine girişti. Güleç yüzü espirütel özellikleri, ve fedakar tutumlarıyla yoldaşları arasında öne çıktı. Mücadele düz bir hatta ilerlemiyor.
Yurt-dışında sağlam bir ideolojik-örgütsel duruş ve dur durak bilmez bir devrimci pratik,,planlı ve hedefe bağlanmış disiplinli bir devrimci çalışma içinde olmadan devrimci olarak ayakta kalmak oldukça zordur. Yurtdışı bir yerde tasfiyeciliğin ve savrulmanın binlerce devrimciyi adeta değirmen gibi öğüterek düzen çarklarının içine yeniden çekmenin alanı olmuştur. Doğan yoldaş bir dönem tasfiyeci örgütlü yaşamda koparak yalnızlık anaforuna kapıldı.. Biliyoruz ki yalnızlık yığınlar kalabalığı içerisinde diğerlerine benzememe bir yandan idealler öte yandan ondan uzaklaşma gelgitleri yaşamaktır. Özünde yalnızlık tek başına yaşanılmaz, en acı yalnızlık kalabalık içerisinde öteki olarak yaşamaktır. Yaşam, doğasına aykırı bir biçimde farklılıkları sindiremeyen monoton bir akış içerisinde sürdürülmeye çalışılıyor. Diğerlerine yani burjuva düzen kişiliğine benzeşirsen ilkesizleşir ve kendin olmaktan uzaklaşırsın. Diğerlerine benzemezsen yalnızlaşırsın. Yüreğini güzelliklere ve gerçeklere açmışsan bir o kadar da acıya ve yalnızlığa açmışsın demektir.. Doğan yoldaş bir dönem düştüğü boşluktan kendi olma kavgasını verdiğinden yüreğini acıya da yalnızlığa da açmıştı. Tüm zorluklarına, acılarına rağmen kendi olmayı ve kendi kalmayı başardı. Kendi olma savaşımını sürekli olarak yürüttü ve hastalık süreci Doğan yoldaşı silkeleyip yeniden kendisine gelmesinin yolunu döşedi. Örgütlü savaşımın dışına düşmenin bir devrimci için adeta ölüm olduğunu bilince çıkarak Doğan yoldaş, kahrolası kanser hastalığını yenerek yeniden kendisini toparlanmasına yöneldiği bir zamanda hastalık yeniden nüksetti ve Onu erkence aramızda koparıp almasına neden oldu.
Doğan yoldaş politik olarak sorunlara egemen olan ve analatik yaklaşıma sahip ,halk fıkralarıyla politik konuları aktarma başarısı içinde olan bireydeki bilinç ve duygu birliğinin yürek ve beyin ortaklaşmasının anlamlı ve güzel bir örneğiydi. Komünist harekete katılımının temelinde de hareketimizin yoldaşlık ilişkilerindeki sadeliği ve paylaşımlarda yaşanan derinliği vardı. İnsana verdiği değer, ilişkilerinde somut ifadesini buluyordu. Onun için insanların insan olma savaşımını yürütmeleri sevilmeye değer kılardı onları. Bireylerin yaşadıkları ne olursa olsun anlatmaya ve anlamaya yürek ortağı olmaya çalışırdı. Bunu yaparken hem iyi bir dinleyiciydi hem de iyi bir gözlemciydi. Doğan yoldaşın yaşamıyla, sohbetleriyle hatta duruşuyla insanları etkilemeyi ve karşısındakine yön vermeyi başarıyordu. Bunu yaparken karşısındakine de hissettirmeden, iradesine ve yaşadıklarına saygı göstererek bunu yapıyordu. Sevmek Onun için emek harcamak ve birbirinin iradesini kırmadan paylaşmaktı. İlişkilerinde karşısındakinin kendisine benzemesini istemez, herkesin özsel gerçekliğiyle yaşama katılması gerektiğine inanırdı. Kendisiyle yürüttüğü en büyük savaşım ise hatalara ve zaaflara karşı mücadelede iyiniyetli olmasıydı.
Mücadelenin zorlu ve çetrefilli süreçlerini yeni olmasına rağmen tek başına ayakta kalarak aşmaya çalışan beyniyle ve yüreğiyle etrafını aydınlatmaya çalışan bir yoldaştı. Doğan yoldaş da sahtelik ve kabalık yoktu. Her şeyi sadelik içinde ya pardı. Mücadele ederken de, emek harcarken de, birini eleştirirken de bunu hep çaktırmadan yapardı. Göstermelik olan, herkesin göreceği şeyleri yapmayı sevmezdi. Doğan yoldaş hemen herşeye limon olmazdı ve mücadelesini anlık değil zamana yayarak yürütürdü. Yaşama ve insanlara ucuz yaklaşmazdı. Emek harcarken de bunun karşılığını beklemez ve değişimin kolay olmadığını bilirdi. Onun için önemli olan karşısındaki insanın eşitlik ve özgürlük arayışlarını güçlendirmek ve kafasında kişinin kendisine ilişkin soru işaretleri oluşturabilmekti. Bu nedenledir ki birçok kişi onu olumlu özellikleriyle tanıdı.
Güzel düşünceli temiz yürekli özgürleşmeye yakın bir insandı
Bir dönem sonra onu hastalığa yakalandığının ardında ilk kez görüştük. Bu görüşmemizin son görüşmemiz olacağını düşünemedik Bir gece sabah kadar hemen herşeyi tartıştık ve kendi zaaf ve yetmezliklerinin özeleştirisini yaptı. Bu konuşmamız onu oldukça rahatlaştırmış ve tartışma yüreğimizde yıllardan sonra birbirimizi görmenin sıcaklığı vardı. Bu tartışmadan Onun devrimci özünü yitirmediğini görmekten mutluydum. O ise kendini anlatmanın ve yürek ortağı olmaya çalışmanın iç huzurunu yaşıyordu. Bir daha birbirimizi hiç görmedik. Uzaktan da olsa haberlerini alıyordum. Kendini aşarak devrimci kavgaya yeniden aktif olarak omuz vereceğini düşünürken karanlık zindan hücresinde ölümsüzlüğe el salladığı haberini aldım. Doğan yoldaş aslında teorik-politik birikimi, deney ve tecrübesiyle devrimci savaşma önemli katkı yapacak, bir yoldaştı. . Sade, çıkarsız, sakin ve insanı derinden tanımak isteyen bakışları, pırıltılı gözleri artık saçlarına düşmüş aklarla ve kendi kimliğine ait olgun duruşuyla görmüş geçirmiş kişilere ait yaşam bilgesi edası çevresindekileri etkilemesine yetiyordu. Yoldaşları etrafında toplamak için özel bir çaba içerisine girmesine gerek yoktu. Gerçek bir devrimci olduğunu öncelikle kendi yaşamıyla insanlara kanıtladığından çekiciydi.
Doğan yoldaş devrimci savaşıma büyük emek vermiş bir devrimciydi. Gidişi bu kadar erken olmamalıydı . Ölüm adres tanır bu yüzden hep en iyileri, en güzelleri seçer. Ölüm sana hiç yakışmadı Doğan yoldaş. Utangaç ama muzır gülüşünle karşımızda hep var oldun.. Biliyor musun Doğan yoldaş, hani derler ya kendim özüyle sözü bir insanlara daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Bu tür zorlu süreçlerde senin gibi düşünen ve yaşayan insanlara ihtiyacımız var. İçinde yaşadığımız süreç senin gibi güçlü çalışkan, fedakar ve arkasına bakmadan mücadeleye sıkıca bağlanmış devrimcilerle yürütülebilecek bir süreç Daha yapacağımız çok şey varken erkence aramıza ayrılan Doğan yoldaşı ölümünün 8. yılında saygıyla anıyor ve ideallerini yaşatacağımıza söz veriyoruz.