Değerli işçiler, emekçiler, devrimciler, yoldaşlar:
18 Mayıs 1973
yılında Diyarbakır işkencehanelerinden katledilen İbrahim Kaypakkaya yoldaşı
anıyoruz.
Tarih yaprakları 18 Mayıs 1973’ü gösterirken
Diyarbakır zindanında ser verip sır vermeyen komünist önder İbrahim Kaypakkaya
yoldaş, faşist cellatlarca katlediliyordu. Kaypakkaya yoldaşın işkencede
katledilmesinin üzerinden 46. Yıl geçti. Onu katledenler lanetle anılırken,
Kaypakkaya yoldaş milyonların kavgasında ve beyninde umut olmaya devam ediyor.
Biliyoruz ki, ilk insanın sevda tohumunu, sadeliğini,
güzelliğini taşıyanlar hep varlıklarını sürdürmüşlerdir. Hem söze anlam
kazandırmak ve hem de kaybedilen insanı tekrar aramaya koyulmuşlar. Bunun için
tek amaçları iyi ve güzele ulaşmak için kire pasa bulaşmamakmış. Derileri
soyulsa da, çarmıhlara gerilseler de, kuyulara doldurulsalar da boyun
eğmezlermiş Tıpkı 3.5 ay en ağır işkencelere direnen Kaypakkaya yoldaş gibi.
Volkan gibi patlayıp önce ölüm, sonra yaşam olanlar da vardır. Tasarlanmış
yürekten yüreğe. Her volkanda daha bir arınır, direnişte daha bir kanatlanır,
her ateşte daha bir güzelleşirlermiş.
Komünist önder yoldaş, aslında ateş topuydu. O hem uçurum
kelebeği kadar narin ve soylu, hem de volkan kadar öfkeli, isyankar ve ateşte
yaşamı tutacak kadar büyüktü.
Peki, Neden Kaypakkaya gibi yoldaşlar en iyiler en
önde düşerler toprağa! Neden yaşamı anlamlandıracaklar erken terk ederler bu
yaşamı? Neden doğa en güzel sanatıyla yarattıklarını ilk adaklar arasında
sunar? Neden en çirkin pislikleri, en güzel ürünleriyle temizler? Neden acı ve
sevinç iç içedir, umut ve gelecek gibi. Neden ve neden?
Aslını sorarsan bulur bazı sorular cevaplarını, ama
yürek kaldıramaz. Bilir asırların çarpıklığını, ancak bu narin canlar düzeltir.
Ama bedelini kaldıramaz ki… Kimler çağırdı seni? Halayını kimler izledi?
“Üzülmeyin benden sonra…” kavgayı harlayın demiştin ve söylediğini unutmadan
kavgayı daha sıkı ördük ve senin izine takılıp yolunda yürüdük inatla ve
ısrarla. Kendilerine, kavgaya küsenler, yarı yolda düşenler oldu ve diri
kalmaya çalışanlar oldu. Neden en iyiler en önde düşerler!
Biliriz ki komünist önderlik silikleşen değerlerin
yeniden dirilişidir. İçinde Kaypakkaya yoldaşın temsil ettiği değerlerde,
devrim, sosyalizm, soyluluk, özgürlük, sevgi ve isyan vardır. Hem devrim,
sosyalizm hem yaşam, hem isyan, hem sevda olan… Soylu değerlerini yitiren
insanlar tanrılar yarattılar. Sonra da kendi cüceliklerini görüp onlara
taptılar. Korktular, korkuttular, yedi kat göklere çıkarırken bir nefes kadar
yakına oturttular. Gerçek kurtuluşun kendi içlerinde saklı olduğunu bilmeden…
Veya bildiği halde onu açığa çıkarmaya cesaret
etmeden. Halkın Birliği , Kaypakkaya yoldaşın komünist mirasına sahip çıkarak
devrim ve sosyalizmde ısrar ediyor ve emekçilerin kurtuluşunun örgütlü savaşımı
dışında başka bir yolu olmadığını yüksek sesle dillendiriyor. “ İşte bu
herkesin içinde gizlenmiş kurtuluşun özellikleriyle donanıp, bilinçle yoğrulup,
Haziran isyanla canlanan, azimle yaratılan komünist değerlerin bayraklaştırıcı
olarak, korkunun ve yılgınlığın üzerine yürüyerek , önder Kaypakkaya’ya layık olmaya çalışacağız
HALKIN BİRLİĞİ okurları olarak: Bütün işçi-emekçi ve
devrimcileri , “Umut Bizde Gelecek Bizde” şiarını bayraklaştırarak, Kaypakkaya
yoldaştan öğrenip Onu anlayarak devrim ve sosyalizm yürüyüşünde inatla ve
ısrarla yürüyemeye çağırıyoruz.
Komünist Önder
İbrahim Kaypakkaya Yoldaş Ölümsüzdür..!
14 Mayıs 2019
Halkın Birliği