24 Haziran 2017 Cumartesi

Cumartesi Anneleri: Bayram da adalet de herkes içindir!..!

Cumartesi Anneleri, 639. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek, kayıpların akıbetini sordu. “Failler belli kayıplar nerede”, "Bayram da adalette herkes içindir" pankartını açan Cumartesi Anneleri, kayıp resimlerinin bulunduğu dövizleri taşıdı. Açıklamaya kayıp yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Bu haftaki eylemde kayıp yakınları 1995 yılında gözaltında kaybedilen Mehmet Sait Zengin'in akıbetinin açıklanmasını ve faillerin yargılanmasını talep etti. Eylemde açlık grevlerinin 108. gününde olan ve tutuklanan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça da unutulmadı. Onların taleplerinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.
'FAİLLER O MEZARLARI TAHRİP EDENLERDİR'
Gözaltında kaybedilen İbrahim Demir'in kızı Deniz Demir ilk söz aldı. Demir, "Babam ve amcam 24 yıl önce gözaltında kaybedildi. Biz yıllardır onların mezarlarına ulaşmak için mücadele verdik. Ve mücadelemiz sonunda, kendi imkanlarımızla bir mezar taşı elde edebildik. Ama bir kaç gün önce öğrendiğimiz kadarıyla mezarlarını tahrip edildiğini öğrenmiş olduk. Biz yıllarca failler yargılanmasını istedik. Biz iyi biliyoruz ki failler o mezarları tahrip edenlerdir. Söylenecek hiçbir şey yok. Kendi vicdanları ile baş başa bırakıyorum" dedi.
'BAYRAM DA ÇİÇEK GÖTÜREBİLECEĞİMİZ MEZAR TAŞIMIZ OLSUN'
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, "Yine bir arife günü Galatasaray Lisesi önündeyiz. Mezarsız aileleriz. Arife günlerinde herkes sevdiklerinin mezarının başında olmak istiyor. Biz cumartesi anneleri mezar taşlarına hasret insanlarız. Öyle bir ülke de yaşıyoruz ki insanların mezar taşlarından korkuyorlar. İnsanları gözaltında kaybediyorlar ve cenazesini vermekten korkuyorlar. Biz yıllardır adalet istiyoruz. Sadece mezar taşımız olsun istiyoruz. Bu çiceklerimizi Galatasaray meydanına değil, mezarlar taşların yanına koymak isterdim. Mezar taşlarımız olmadı, olanların da tahrip edildiğini duyuyoruz. Vicdanlı olan insanlara sesleniyorum; Gelin Galatasaray meydanına bakın. Bizim sesimizi duyun. Bayramları burada geçirmek değil, mezar taşlarımızın yanınyanında geçirmek istiyoruz. Bizim için yıllardır bayram yok. Fotoğraflara sarılıyoruz" diye konuştu.
'ANNEM HALA KARANFİLLERLE DONATACAĞI MEZAR ARIYOR'
Gözaltında kaybedilen Hayrettin erenin kardeşi İkbal Eren, "Hayrettin 1980 de gözaltına alınıp, kaybedilmişti. O günden bugüne hukuk mücadelemiz sürüyor. Abim kaybedileli 36 yıl geçti. Annem hala karanfillerle donatacağı mezar arıyor. Babama söz vermiştim, abimin kemiklerini getirip koynuna koyacağım diye. Yarın babamın mezarına gidip bakamıyacağım" dedi.
'İŞLENEN SUÇLARLA HESAPLAŞIN'
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın abisi Ali Ocak ise şunları söyledi: "22 yıldır bu meydanda adalet arıyoruz. Mezar taşı arıyoruz. Talebimiz en insani, en doğal talepken ne yazık ki 22 senedir bu devlet insanların bu talebini duymuyor. Yarın bayram biz Hasan'ın mezarına çiçek koyacağız. Burada ki kayıplardan biraz daha şanslıyız. 22 yıldır adaletten bir hayli uzaklaştık. Biz adaleti yakalamaya çalışırken adalet hızla bizden uzaklaşıyor. Her iktidar döneminde adalete ulaşmamamız için yeni barikatlar kuruluyor. Adrese erişmemiz daha da zorlaşıyor. Nuriye ve Semih adalete ulaşmak için bedenlerini ölüme yatırmışlar. Onların bu adalet arayışını bir kez daha selamlıyoruz. Devlete bir kez daha sesleniyoruz. İşlenen suçlarla hesaplaşın, yüzleşin. Biz yüz senede değil iki yüz senede geçse bu adalet arayışından vazgeçmeyeceğiz. Torunlarımız, çocuklarımız bu mücadeleyi sürdürecek."
'ÇEYREK ASIRDIR ADALET ARIYORUZ'
Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın abisi Mikail Kırbayır , "639 haftadır burdayız. Hep aynı şeyleri tekrarladık. Hep aynı taleplerimiz dile getirdik. Çeyrek asıra yakındır burada adalet arıyoruz. Bu adaletin konusu neydi. Biz diyorduk ki ellerimizde fotoğrafı bulunan bu insanlarımızın da bu dünyada yaşamaya hakkı vardı. Bu topraklarda payı vardır. Bu durumları, bu haklı talebimizi bugün 24 639 haftadır burdayız. Hep aynı şeyleri tekrarladık. Hep aynı taleplerimiz dile getirdik. Çeyrek asıra yakındır burada adalet arıyoruz. Bu adaletin konusu neydi. Biz diyorduk ki ellerimizde fotoğrafı bulunan bu insanlarımızın da bu dünyada yaşamaya hakkı vardı. Yarın bayram. Ziyaret edebileceğimiz bir mezar taşını bile çok gördüler. Şimdi siyasi partiler, sivil toplum örgütleri adalet için yollara çıktı. Uyarmıştı, uyarıyordu. Sizede birgün lazım olur diye. Sadece bizim için değil şimdi onlar adalete muhtaç olmuş durumdalar"dedi.
MEHMET SAİT ZENGİN DOSYASINDA HUKUKU İŞLETİN
Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından İkbal Eren okudu. "Bir bayram öncesi yine Galatasaray’dayız" diyen Eren, "Bayramlar bizim için gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin yokluğunun acısını daha derinden hissettiğimiz, bize yaşatılan zulmün katmerlendiği günlerdir. Bu bayrama OHAL rejimi sonucunda ortaya çıkan ağır ihlallerin de gölgesinde giriyoruz. Ve biliyoruz ki, yüz binlerce ailenin buruk geçireceği bir bayram ne hanelere ne de ülkeye huzur ve saadet getirmez" diye konuştu.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevindeki 108. günleri olduğunu hatırlatan Eren, "Yaşamları ağır tehdit altında bulunan Gülmen ve Özakça’nın “İşimizi geri istiyoruz” haklı talebi karşısında, sorumluluklarını yerine getirmeyen hükümet ne hukuka, ne vicdana ne de insanlığa sığmayan bir tepkisizlik içinde. Bizim bu bayram dileğimiz: Nuriye ve Semih'in yaşaması ve işlerine geri dönmesidir. Yaşam hakkına ve çalışma hakkına sahip çıkın; Nuriye'ye ve Semih’e sahip çıkın" dedi.
Eren,"Sorunlarımızın çözümü konusunda devletten olumlu yaklaşım bekleme hakkımızı yok sayan Cumhurbaşkanı “Adalet sokakta aranmaz” diyor. Biz de diyoruz ki: Baskı, zulüm ve hukuk dışı uygulamalar karşısında, tüm başvuru yollarımız sonuçsuz kaldığı için sokaktayız. Hukuku dışlayan bir iktidara karşı, adaleti dışlayan bir yargıya karşı başvuracak merciimiz kalmadığı için sokaktayız. Yok saydığınız kayıplarımız ve hakikat için, engellediğiniz adalet ve barış için, çiğnediğiniz insanlık değerlerine sahip çıkmak için sokaktayız.
Bugün de Zengin Ailesi’nin “Hiç değilse bayramda ziyaret edeceğimiz bir mezarımız olsun!” talebine ses vermek için sokaktayız" diye konuştu.
1995 yılında gözaltında kaybedilen 36 yaşındaki Mehmet Sait Zengin için adalet isteyen Eren sözlerini şöyle sürdürdü: "06 Mayıs 1995 tarihinde Mardin’den geldiklerini söyleyen iki sivil polis tarafından tekrar gözaltına alınarak beyaz bir Toros’la götürüldü. Onun can güvenliğinden endişe duyan ailesi Midyat’ta karakola başvurdu. Karakoldaki yetkililer “Bizde yok ama Mardin’e götürülmüş olabilir” dedi. Bunun üzerine aile Mardin’e gitti. Mehmet Sait Zengin’i sormak için karakola başvuran kardeşi “Onu ararsan sen de bu yolda gidersin” diye tehdit edildi. Ailenin başvuruları sonuçsuz kaldı. Dört çocuk babası Mehmet Sait Zengin’den bir daha haber alınamadı. 22 yıldır ailesinin “Mehmet Sait Zengin’e ne oldu?” sorusu karşılıksız bırakıldı. İnsan Hakları Derneği Mardin Şubesi’nin çabalarıyla canlandırılan dosya halen Midyat Savcılığında bekliyor. Mehmet Sait Zengin dosyasında hukuku işletin, hakikati açıklayın, 22 yıllık cezasızlığa son verin."