23 Haziran 2017 Cuma

İşkencede rekor düzeyde artış..!

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü'ne ilişkin basın toplantısı düzenledi.
TİHV binasında düzenlenen basın toplantısında TİHV Diyarbakır Temsilcisi Barış Yavuz raporu açıkladı. Son birkaç yıldır işkence vakalarında artış olduğunu söyleyen Yavuz, "Son yıllarda sadece otoriter rejimler ve diktatörlüklerde değil, gelişkin demokrasilerde bile işkence uygulamalarında bir artış gözlemlenmektedir" dedi.
Yavuz'un açıkladığı verilere göre; sokağa çıkma yasaklarının uygulanmaya başlandığı ilk tarih olan 16 Ağustos 2015 ile 1 Haziran 2017 arasında 10 il ve 43 ilçede en az 218 süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARINDAN YAKLAŞIK 2 MİLYON KİŞİ ETKİLENDİ
2014 nüfus sayımına göre en az 1 milyon 809 bin kişi bu yasaklar nedeniyle mağdur oldu.
2016 yılı ve 2017'nin ilk 3 ayında, Kürt illerinde 234 kişi gözaltında, 320 kişi hapishanelerde, 171 kişi gözaltı yerleri dışında ve 108 kişi de toplumsal gösterilerde işkence gördüğüne dair İHD'ye başvuru yaptı. Aynı sürede TİHV'e başvuranların sayısı ise 277 kişi.
Hapishane nüfusunda görülen artışa paralel olarak tutuklu ve hükümlülere yönelik işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarında da artış görüldü. Tutuklu ve hükümlü sayısı 2005'de 55 bin 870 iken, bu sayı 17 Şubat 2017 itibari ile 209 bin 941'e ulaştı.
357'Sİ AĞIR 1021 HASTA TUTSAK VAR
Türkiye'de hasta tutsakların durumunda da bir değişiklik yok. İHD verilerine göre 22 Haziran 2017 itibariyle hapishanelerde 357'si ağır toplam 1021 hasta tutsak bulunuyor. 2017 Şubat ayı itibarıyla, Adli Tıp Kurumu raporuyla ağır ve sürekli hastalığı belgelenen tutuklu ve hükümlü sayısı ise 841'e ulaştı.
Verileri değerlendiren Yavuz, "Ülkemizde işkencenin bu boyutta olmasının temel nedeni cezasızlık kültürünün varlığıdır. Cezasızlığın bir devlet politikası olması ve her düzeyden devlet ve hükümet yetkilisinin, işkenceyi meşrulaştırıcı söylem ve davranışları bu kültürün güçlenmesine neden olmaktadır. Bu tablodan üzüntü ve kaygı duyuyoruz. Elbette bu tablonun oluşumundan insan haklarına saygıyı ve demokrasiyi bir değer olarak kabul etmeyen egemen zihniyetin kendisi doğrudan sorumludur. Bu zihniyet er ya da geç mutlaka değişmelidir" dedi. Yavuz, OHAL'in bir an önce kaldırılması gerektiğini söyledi.