15 Temmuz darbe girişiminin ardından
“FETÖ” soruşturması kapsamında 9 aydır tutuklu bulunan gazeteciler Ahmet ve
Mehmet Altan ile 10 aydır tutuklu bulunan Nazlı Ilıcak’ın savunmasına devam
edildi. Ilıcak, y darbe girişiminin ardından FETÖ’nün TSK içindeki yapılanmasını
gördükten sonra “Balyoz darbe planı” denilen belgenin sahte olabileceğini,
uzmanlık gerektirdiği için anlayamadığını söyledi.. Ilıcak, “Erdoğan bunun
savcılığını yaptı. Biz de destekledik. dedi.
İşte Cumhuriyet gazetesinden Canan
Coşkun’un haberine göre Nazlı Ilıcak’ın bugünkü savunmasından başlılar,
“Kainat imamı denilen insanın neden
peşine takılayım ki?”
“Niçin Fethullah Gülen’in Türkiye
Cumhuriyeti’nin başına geçmesini isteyeyim? Bütün aidiyetimi Türkiye
Cumhuriyeti’ne borçluyum. Bir İran rejimindeki kadın gibi yaşamayı ister miyim?
Mantıken doğru bulmuyorum bunu. Kainat imamı denilen insanın neden peşine
takılayım ki? Fazilet Partisi’ne de destek için gittim. Ben barış sürecine
taraftarım. Ne o sosyolojiyi eleştirdim ne de KCK operasyonlarını onaylamadım”
“Balyoz Darbe Planı denilen o belge
sahte olabilir”
“Erdoğan’ı destekledim. Geçmişten gelen
yol arkadaşlığım nasıl böyle bir nefretle yorum yapmama sebep olabilir. Ondan
sonra her şey bir kumpasmış da ben de FETÖ’yü aklıyormuşum. Böyle bir gizli
plan semineri yapılmışsa bit yenikleri vardır altında. 15 Temmuz darbe
girişiminden ve FETÖ’nün TSK’nin içinde bu denli geniş yapılandığını gördükten
sonra Balyoz Darbe Planı denilen o belge sahte olabilir. Yanındaki listeler
sahtedir. Ben ilk olarak anlayamadım çünkü uzmanlık gerektiren belgeler bunlar.
Asker o kadar tedbirliydi ki evlerde biblo var mı, eşleri dans ediyor mu diye
imtinalı davranıyordu. Birden bire TSK’nin yarı yarıya teslim olduğunu ve
komutanlarının yarısının FETÖ’cü olduğunu tahmin edemezdim”
“Erdoğan Savcılığını Yaptı, Biz de
Destekledik”
“Ben mecbur muyum Ergenekon ve Balyoz
için toptan kumpas demeye. Erdoğan bunun savcılığını yaptı. Biz de destekledik.
Bugün gelinen noktada Ergenekon’un sulandırıldığını, insanların bu kumpasın içine
atıldığını biliyoruz. Yanlış yaptığım oluyor ama yalan söylemem, öz eleştirimi
de yaparım. Ergenekon ve Balyoz için topyekün böyle bir şey yok demek
yanlıştır. Ben MGK kararına uymak zorunda değilim. Öyle olsaydı 28 Şubat MGK
kararlarına da uyup baş örtülülere cihat açmam gerekirdi. 15 Temmuz’dan sonra
terör örgütü olduğuna yüzde yüz eminim. FETÖ çok kötü bir örgüt, kumpas kurdu
hükümete, haber vermeliydi hükümete bunlar söylenebilir.”
“Hükümet o zaman kollarını açmıştı”
“2012’yi baz alırsanız hükümet kollarını
açmış o zaman. ‘Her Taşın Altında The Cemaat mi Var’ kitabının böyle bir
ortamda yazıldığını unutmamak gerek. Biliyorum ki FETÖ’cü olmanın bazı
kriterleri var. Bank Asya’ya para yatırmak, KPSS’ye girmek gibi. Ben de hiçbiri
yok. Olmayınca Ergenekon ve Balyoz’dan bahsedersen FETÖ’nün kumpasını aklamak
oluyor. Başbakan ve Cumhurbaşkanı deyince onlara bir şey olmuyor. Oda TV
yayınlarının Ergenekon talimatlarıyla yapıldığı söyleniyor. Oda TV çalışanları
cemaati yıpratmak için kitap yazdırmış dahi olsalar Ergenekon irtibatının somut
olarak belirtilmesi gerekmez mi?”
“Biz FETÖ’yle aynı mevzide yürüyemeyiz”
“Benim FETÖ’yle bir göbek bağım yok ki
söylediğim her şey ona mal ediliyor. Ben buna kesinlikle razı değilim, itiraz
ediyorum. Biz FETÖ’yle aynı mevzide yürüyemeyiz. Kaçmam söz konusu değil. 73
yaşındayım. Bu yaştan sorma kaçmam, Türkiye’nin dışında yaşamam mümkün değil,
imkanı yok. 12 eylülde hayatımız tehlike altındayken Türkiye’yi bırakmadım. 3
kez ağırlaştırılmış müebbet istemine rağmen tahliyemi istiyorum”