30 Haziran 2017 Cuma
Saray halkın ayağa kalkıp hesap sormasından korkuyor.
Onun için, büyüme ihtimali olan her hürlü sıradan eylemi daha büyümeden polis terörüyle ezip bastırmaya çalışıyor.
114 gündür işleri, ekmekleri için açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasının tek nedeni bu korkudur.
Açlık grevinin kitle hareketinin bendinin yıkacağından korktukları için sürekli saldırdılar. ve eylem büyümeden bastırıldı. .
OHAL kararnamesi ile gerekçesiz olarak işlerini kaybettikleri için açlık grevine başlayan bu iki direnişçi yürekli insan, cezaevinde adım adım ölüme gidiyor.
Dışarıdaki bir avuç devrimci-demokrat ve ilerici , bu yürekle ağzında sağlık durumlarını takip ediyor.
İşlerine iade edilmesinden korkan AKP iktidarı, yalanla emekçileri aldatmaya çalışıyor.
Onlar
Nuriye ve Sedatın direnişi sonucu geri adım atarsak aynı kapıda başkalarının gireceğinden korkuyorlar
İşin ilginç olan Erdoğan'ın şeflik rejimi artık Türkiye’de her şeye ama her şeye bu pencerede bakıyor.
Hayatın genel akışı çıkar ve menfaat zemini üzerinde yükseliyor.
Hukuk-yargı-adalet yalnızca görünte de var, O görünte ye AKP iktidarının ihtiyacı var;
Çünkü Batı dünyası, olmayan adalete sırf bu yüzden “var” muamelesi yapıyor.
AKP'nin yönettiği Türkiye’de kendi yasaların bile rafa kaldırıldığı , insan hakları ve özgürlüklerin ruhuna fatiha okunduğu , işkencenin sınır tanımadan sürdüğü, demokratik kırıntıların tırpanlandığı sistemin dini gericilik temelinde değiştirildiğini ve daha da kötüye gideceğini çok iyi biliyorlar.
Peki, Türkiye halklarının bu gelişmelerden yeterince haberleri var mı?
Ağırlıklı olarak TV haberleri seyreden, gününün en az 5-6 saati ekran başında geçen emekçiler nereden bilsin.
AKP’nin yandaşı kirli propaganda yayınlarıyla halkın beyni öyle motive edildi ki, bu haberleri veren kanal olsa dahi, ekrana terlik fırlatıp “Türkiye’nin güçlü olmasını istemiyorlar” dış güçler,üst akıl vb. yalanları sıralanıyor
Ktle hareketinde Çok korktukları için, büyüme olasılığı olan en sıradan eylemleri bile devletin güvenliğini tehlikeye düşüyor ,darbecilere ve teröristlere destek veriyor diye ya yasaklanıyor yada bastırıyorlar. Pankart açan, marş türkü, söyleyen gençleri gözaltına alıyorlar. Üç-beş kişi bir araya gelse, diplerinde sivil polis bitiyor. Ankara da olduğu gibi İnsan hakları anıtının etrafı bile, haftalardır bariyerle çevrili.
Sadece Erdoğan’a hakaret davalarında 2016 bilançosu bile yeterli fikir veriyor: 5 bine yakın kamu davası, 1080 mahkumiyet.
Hayır diyen yüzde 50, kendi etrafında gerisin geriye dönse biter bu iş. Onun yarısı, hatta yarısının yarısı bile yeterli. Ama olmuyor. Halk örgütsüz ve dağınık, kendi gücünün bilincinde değil. .
Halk AKP dinci faşizminin baskı ve zulmüne, , itiraz eden bir az sayıdaki insanı uzaktan seyrediyor sadece.
Geçte olsa CHP'nin adalet yürüyüşü suskunluğa karşı toplumsal bir tepki olarak ortaya çıktı. Toplumsal baskı CHP'nin sokakta öcü gibi korkan yönetimini sokağa çıkmaya zorladı.
Ana Muhalefet yürüdüğü için Sarayın askeri-polisi Adalet yürüyüşüne ilişemediler, HDP’liler yürüseydi daha Ankara’dan çıkmadan gözaltına alınmaları içten bile olmazdı.
CHP adalet yürüyüşünü belli bir sınır içinde tutmaya ve devlete dokundurmamaya çalışıyor.
Saray ve şürekası Adalet yürüyüşünde oldukça rahatsız. On binlerin sokağa çıkması ve devletle yüz yüze gelmesi Erdoğan kliğini kokutuyor.
Onun için Adalet yürüyüşüne her fırsatta saldırıyor ve FETOcular ve teröristlere destek veriliyor palavrasıyla itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Yandaşları vasıtasıyla, yürüyüş yoluna hayvan dışkısı dökülüyor ve geçilen kentlerde hakaretler örgütleniyor.
Ayrıca Kerbala da olduğu gibi AKP belediyeleri mola yerindeki suyu kesiyor,
Yalan tutmayınca da, meşhur “İkinci Dünya Savaşı yıllarındaki ekmek karnesi” haberleri bir kez daha tedavüle sokuluyor.
Yandaşlar her yerde adalet ve özgürlük istemini dillendirmelere saldırıyorlar.
Zindanlar tıka basa dolu. Binlerce işkence olayı ortada. Onbinlerce işten atılan ve yoksulluğa açlığa mahkum edilen emekçiler-aydınlar. Ve durdurak bilmeden süren faşist baskı ve terör . Bu zulüm düzeni mutlaka halkların birleşik direnişiyle kırılacak ve saraydan hesap sorulacaktır.