TÜİK tarafından 15 Haziran 2017
tarihinde açıklanan Mart 2017 dönemi Hane Halkı İşgücü İstatistikleri ile 8
Haziran 2017 tarihinde açıklanan Sanayi Üretim Endeksi İstatistikleri verileri
karşılaştırıldığında sanayide istihdam azalmasına rağmen üretimde büyüme yaşandığı
ifade edildi.
DİSK-AR'ın değerlendirmesi şöyle:
TÜİK Hane Halkı İşgücü verilerine göre
Mart 2014 tarihinde 5 milyon 365 bin olan sanayi istihdamı, Mart 2015’te 5
milyon 307 bin, Mart 2016’da 5 Milyon 295 bin ve Mart 2017’de ise 5 milyon 345
bin olarak gerçekleşti. Böylece bu dönem içinde istihdamda artış yaşanması bir
yana, 70 bine varan düşüşler yaşandı.
2014-2017 arasında dönem toplamında ise
sanayi istihdamında net 20 bin kişilik azalma yaşandı. İstihdamdaki değişim
2014 yılı 100 kabul edilirse yıllar itibariyle 2015’te yüzde 1,1, 2016’da yüzde
1,3 ve 2017’de yüzde 0,4’lük bir azalma anlamına geliyor.
Sanayi istihdamında yaşanan bu azalmaya
rağmen büyüme oranlarındaki artış ise son derece çarpıcıdır. 2014 yılında 100
olan sanayi üretim endeksi son dört yılda düzenli biçimde artış gösterdi.
Sanayi üretimi 2014 yılına göre 2015 yılında yüzde 4,9, 2016 yılında yüzde 9,8
ve 2017 yılında ise yüzde 12,6 artış gösterdi. Böylece sanayi istihdamı
düşerken sanayide son dört yılda yaşanan üretim artışı yüzde 13’e yaklaşmış
oldu.
İstihdamda düşüş yaşanırken üretim
artışının sebebi nedir
Bunun iki sebebi olabilir:
Makine-teçhizat (teknoloji) yatırımlarındaki artış veya mevcut istihdamın daha
yoğun ve aşırı kullanımı. İstihdam artışı yaşanmaksızın üretimde meydana gelen
artışın nedenini irdelediğimizde bu artışın makine-teçhizat yatırımından
(teknolojik yenilenmeden) kaynaklanmadığı anlaşılıyor.
TÜİK’in Dönemsel Gayri Safi Yurt İçi
Hasıla 1. Çeyrek sonuçlarına göre 2016-2017 döneminde makine-teçhizat
yatırımlarında yüzde 10 oranında daralma yaşandı. 2016 ilk çeyreğinde 100 olan
makine-teçhizat yatırımları endeksi 2017’nin ilk çeyreğinde 89,9’a geriledi
(Tablo 1). Bu veriler net bir biçimde üretim artışının işçilerin üzerinden
gerçekleştiğini gösteriyor
İstihdam artışı bir yana, işçi sayısı
azalmasına rağmen üretim artmaktadır. Bu “mucizevi” büyümenin arkasında yatan
gerçek işçilerin daha yoğun ve aşırı çalıştırılmasıdır. Makine-teçhizat
yatırımları ve istihdam gerilerken üretimin artması ancak bir şekilde mümkün olabilir:
İşçilerin daha yoğun ve aşırı çalıştırılması. Bu yoğun ve aşırı çalıştırmanın,
iş kazalarını, iş cinayetlerini ve meslek hastalıklarını artırdığı
bilinmektedir. Türkiye sanayisi istihdama faydası olmayan, işçinin daha yoğun
çalıştırılması ve sömürülmesine dayanan bir büyüme süreci yaşamakta.
İstihdam seferberliği iddiaları ve
teşviklerine rağmen sanayide son dört yılda istihdam artışı değil, istihdam
daralması yaşanmakta. Ancak istihdamda yaşanan bu durgunluk ve daralmanın
sanayi üretiminde düşüşe yol açmadığı tersine sanayi üretiminin arttığı
görülmekte.
Üretimde yaşanan artışın istihdama da
yansıması için: Çalışma saatlerinin düşürülmesi,
Aşırı çalıştırılma uygulamalarına son
verilmesi, İşçilerin çalışma koşullarının işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına
uygun hale getirilmesi gerekli.