17 Haziran 2017 Cumartesi

Cumartesi Anneleri 638.Kez Emin Kaya için adalet istedi..!

“Failler belli. Kayıplar nerede?” pankartının açıldığı ve gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının karanfillerle birlikte taşındığı eylemde bugün 24 yıl önce evinden alınarak işkence ile katledilen Emin Kaya için adalet istendi.
Eylem saat 12.00’de Galatasaray Meydanı'nda başladı. Açılış konuşmasında Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın açlık grevlerinin 101. gününde yaşamlarının tehlike altında olduğuna dikkat çekilerek direnişçilerin taleplerinin yerine getirilmesi istendi. 638. haftada Emin Kaya için adalet istendiği belirtilirken Emin Kaya'nın annesi Meryem Kaya'nın oğlunun katillerinden hesap soramadan yaşamını yitirdiği hatırlatıldı.
“Sanmayın ki o sıra size gelmeyecek”
Eylemde basın açıklaması öncesinde 1995 yılında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız söz aldı. İktidarın, seslerini duymadığını belirten Yıldız, “Bizim sesimizi bir kez duydular. 2011 yılında. Onda da yalan söylediler” dedi. Dün Berkin Elvan'ın vuruluşunun yıl dönümü olduğunu ve aynı zamanda Gülmen ve Özakça'nın açlık grevlerinin 100. günü olduğuna değinen Yıldız baskıyla, katliamla, tutuklamalarla sorunların çözülemeyeceğini vurguladı. Yıldız “Buradan halka sesleniyorum. Sanmayın ki, o sıra size gelmeyecek” diyerek birliktelik vurgusuyla konuşmasını sonlandırdı.
“Adalet hiç olmadı”
Anne Yıldız'ın ardından aynı zamanda kaybedilen diğer Kaya ailesi üyelerinden babası ve amcasının da fotoğraflarını taşıyan Emin Kaya'nın yeğeni Emine Kaya söz aldı. Kürtçe yaptığı konuşmada ülkede adaletin hiç olmadığını belirten Kaya, dayısının uğradığı vahşi işkenceyi betimledi. Gözlerinin oyulduğunu, karnının açılarak iç organlarının boşaltıldığını ve ardından karnına iki taş konulup telle dikildiğini anlatan Kaya, “Nerede böyle bir vahşet var!” diye tepki gösterdi. Adalet istedikleri vurgusuyla sözlerini noktalayan Kaya’nın ardından basın açıklamasına geçildi.
Jandarma ‘yol göster’ diyerek götürdü bir daha geri dönmedi
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Cumartesi insanlarından Leyla Kaya tarafından okunan basın açıklaması “hukuk ve adalet” çağrısıyla başladı. Açıklamanın devamında 24 yıl öncesinde Emin Kaya’nın Güçlükonak Jandarma Bölüğü tarafından köyünden götürülerek katledilmesi süreci anlatıldı. Şırnak’ın Güçlükonak (Basa) ilçesi, Düğünyurdu (Taruni) köyünde yaşayan Kaya’nın defalarca Güçlükonak Jandarma Bölüğü tarafından gözaltına alınıp ağır işkence gördüğü, can güvenliği endişesi taşıdığı belirtilerek katledilmesi süreci ise şu şekilde aktarıldı:
“Dolmuşunu satan Emin Kaya İstanbul’a taşınmak için son hazırlıklarını yaparken 24 Aralık 1993 günü sabahın erken saatlerinde Güçlükonak Jandarma Bölük Komutanlığınca köye baskın yapıldı. Evler tek tek arandıktan sonra bütün köy halkı okulun önüne getirildi. Bölük komutanı, Emin Kaya'yı ‘Biz Damlabaşı köyüne gideceğiz. Sen de bizimle birlikte gelip, yol göster’ diyerek götürdü. Oğlunun akıbetinden endişe duyan Meryem Kaya onları bir süre takip etti. Ancak bölük komutanı ‘merak edilecek bir şey yok, sen geri dön’ diyerek, onu yatıştırıp köye gönderdi. Aynı gün akşamı, geri dönmeyen Emin Kaya’yı sormak için bölük komutanına giden aile ‘Benim bölüğümde böyle biri yok’ cevabı aldı. Bunun üzerine ailesi ve köylüler Emin Kaya’yı aramaya başladı.”
İç organları çıkartıldı, Dicle nehrine atıldı
Aramalar sonucu Kaya’nın cansız bedeninin 27 Aralık 1993 tarihinde Dicle nehrinde bulunduğu, Kaya’nın tüm iç organlarının çıkarıldığı ve karın boşluğuna iki büyük taş yerleştirilerek suya atıldığı hatırlatıldı. Ailenin otopsi için cenazelerini Güçlükonak Merkez Karakolu’na götürdükleri ancak Celal adındaki komutanın “Hemen gömsünler, otopsiye gerek yok. Eğer başka bir yere götürmeye çalışırlarsa aynısı onların da başına gelir” diye kendilerini tehdit ettiği anlatıldı. Bu nedenle ailenin hiçbir işlem yapamadan cenazeyi köyde defnetmek zorunda kaldığı belirtildi.
Sonrasında da bütün girişimlere karşın Emin Kaya’nın gözaltında katledildiği gerçeğinin dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe tarafından reddedilerek olayın üzerinin kapatıldığı ve sorumluların cezasızlık zırhıyla korunduğu ifade edildi. Sorumlular yargı önünde hesap verinceye kadar bu hukuksuzluğun hatırlatılmaya devam edileceği ifade edilerek açıklama sonlandırıldı.
Eylemde son olarak Cizre’de ve Yüksekova’da yapılamayan kayıp annelerinin sesinin Galatasaray Meydanı'nda olduğu belirtildi. Cumartesi Annelerinin avukatlarından Tahir Elçi'nin de unutulmadığı belirtildi.