29 Eylül 2016 Perşembe

İstanbul Tıp Fakültesi'nde direniş: İşe geri dönene kadar...

İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde haksız yere işlerine son verilen  2 işçi ve sürgün edilen hastanenin 16 yıllık çalışanı, işe geri alınmak için direnişe başladı.
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, bilinen adıyla Çapa Hastanesinde, haksız hukuksuz işten atmalar, sürgünler emek örgütlerinin ve çalışanların tepkilerine rağmen devam edince işlerine son verilen işçiler işlerine geri dönmek için hastane önünde direnişe başlattı.

SEN MİSİN TAŞERON İŞÇİNİN HAKKINI ARAYAN

İlk olarak 16 yıldır İstanbul Üniversitesi laboratuvarlarında tek deneyimli  laboratuvar teknisyeni olarak çalışan Güneş Cengiz İstanbul Üniversitesi Avcılar Mediko’ya sürgün edildi. Cengiz’in sürgün edilme nedeni, SES işyeri temsilcisi olarak taşeron işçi mücadelesi yürütmesi.
İstanbul Tıp Fakültesinde 10 yıldır taşeron hastabakıcı olarak çalışan Cemal Bilgin, taşeron işçilerin sorunlarını ve hastane yemekhanesinde yaşanan gıda zehirlenmesini gündeme getirdiği için işten çıkarıldı.
10 yıldır santral operatörü olarak çalışan Ali Doğan da işitme kaybından dolayı aldığı meslek hastalığı raporu ile işten atıldı.
Hastane yönetimi bu 3 çalışanının dile getirdiği sorunlara çözümü onları sürgün etmekte ve işten çıkarmakta buldu. Şimdi hastanenin girişinde bir standt açarak direnişe başlayan 3 işçi işlerine geri dönmek ve hastane yönetiminden sorunların üzerini örtmek yerine çözüm bulacak bir tutum sergilemesini istiyorlar. Direnişlerinin ilk gününde konuştuğumuz işçiler talepleri yerine getirilene kadar direnmeye devam edeceklerini söyledi.

‘ZEHİRLENME ARAŞTIRILSIN’ DEDİ...

3 yıldır  işçi sağlığı ve güvenliği yasasına göre işçi baştemsilcisi olduğunu söyleyen Cemal Bilgin, hastane yemekhanesinde ağustos ayında meydana gelen ve 40’ın üzerinde sağlık çalışanının acil servislere başvurmasıyla ortaya çıkan zehirlenme olayının araştırılmasını istediği için işine son verildiğini anlattı. Bilgin hastanenin zehirlenmeyi yalanladığını, araştırmadığını belirterek “Ben burada işçi baştemsilcisiyim ve bu olayı araştırmak zorundayım, 40’ın üzerinde çalışan zehirlendi sonuçta. O gün olaydan etkilenen arkadaşlarıma geçmiş olsun demek için ziyaret ettiğimde onların acil servisten aldıkları sonuçlara da baktım. Bazı arkadaşlarımıza iki ayrı sonuç verilmişti, ilkinde zehirlenmeye neden olan bakteri mevcutken, diğerinde bu bakteri yok deniyor, sonrasında hocalarımızla görüştüğümde bana zehirlenme olduğunu söylediler. Hastane ise reddediyor, böyle olunca da olayın üzerine gittim” diye konuştu. Bilgin hastanenin zehirlenmeye dair açıklamalarının ikna etmediğini ve çelişkili olduğunu ifade ederek, “Bu hastanenin yemekhanesinden sadece çalışanlar değil, hastalar da besleniyor ve bu ciddi bir durum. Benim bu olayın araştırılmasını istemem kadar doğal bir şey yok. Ama hastane yönetimi taşeron firmaya adeta direktif vererek işime son verdi” dedi.  Bilgin işe geri dönme taleplerinin yanında sürgün ve rotasyonların durdurulmasını, mahkeme kararlarının ve müfettiş raporlarının uygulanmasını ve tüm taşeron işçilerin kadrolu ve güvenli çalışmasını istediklerini dile getirdi.

‘SONUNA KADAR HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ’

Taşeron işçilerin sorunlarını dile getirdiği için İstanbul Üniversitesi Avcılar Mediko’ya sürgün edilen Güneş Cengiz üniversitenin 16 yıllık çalışanı olduğunu, 2010 yılına kadar taşeron olarak çalıştığını söyledi. Cengiz 2010 yılında taşeron işçileri derneğini kurduklarını ve o günden beri taşeron işçilerin haklarını aradıklarını anlattı. Cengiz kadroya geçtikten sonra SES’e üye olduğunu belirterek “Ben burada hem SES iş yeri temsilcisi olarak hem taşeron işçileri derneği aracılığıyla taşeron işçilerin sorunlarını dile getirdim, mücadele ettim ve bu nedenle de sürgün edildim” şeklinde konuştu. Aynı zamanda bu üniversitede okuduğunu söyleyen Cengiz, “Bu kadar kötü bir yönetimle karşılaşmamıştık daha önce. Yemekhanedeki zehirlenme olayında bile hastane yemekhaneye astığı yazıda bakteriye virüs demiş, burada hiçbir bilgisi olmayan sadece yönetici vasfı olan insanlar görev başında” diye tepkisini dile getirdi. Cengiz hak mücadelesi verdiği için sürgün edildiğini belirterek, “Ben Çapa’daki işime, diğer arkadaşlarım da işlerine geri dönene kadar biz burada direnişimizi sürdüreceğiz. Korkmuyoruz, sonuna kadar hakkımızı arayacağız” dedi.