Kamuda 720 bin taşeron işçisi çalışıyor. Çalıştığı kurumda aynı işi yapan kadrolu personelle arasında ise dağlar kadar fark var. İş güvencesi, ücret, sosyal yardımlar... Taşeron işçisi bu haklardan yarı yarıya mahrum... Tüm bunlar çalışma ortamına da yansıyor ve baskılara maruz kalıyorlar. Kamu sağlık sektöründe de durum aynı. Aydınlık’a ulaşan kamu hastanesi çalışanı bir taşeron işçisi bu sorunların bire bir muhattabı olarak çalışma koşullarını madde madde yazdı. Okurlarımızla paylaşıyoruz:
“Kamu sağlık sektöründe veri giriş personeliyiz. İşe girişte, ‘sadece hasta kayıt ve kabulde çalışacaksınız’ deniyor. Taşeron işçisiyiz. ‘Taşeron işçisi de olsak, devletteyiz, az çok kanun kitap vardır’ sanıyorduk. Yanılmışız, korsan diyarı imiş meğer...
1- Maaş asgari ücret, yol parasının yarısı, yemeğin böceklisi -ki basında çıktı-, eldivenli börek, kurtlu bakliyat, çürük meyve ve sebze... Aynı işi yapan kamu işçisi, bizden iki kat fazla alıyor. Ayrıca döner sermayeden pay veriliyor.
HER İŞİ YAPIYORUZ
2- Görevimizde ‘hasta kayıt ve kabul’ yazdığına bakmayın; hemen her işi yaparız. Medikal raporları yazmak, kan tetkiklerini girmek, kan almanın barkodlarını basmak, yoğun bakımların tüm tetkiklerini girmek, kan gazı barkodlarını ve kan sonuçlarını girmek, yatışını yaptığımız hastanın bilgilendirmesini yapmak, hastanın rızasını alıp kol bantlarını takmak, hastayı tedaviye hazırlamak, doktor yerine tanı girmek, reçete yazmak, ilaç raporlarını sisteme yazmak, doktorun sözel olarak istediği tetkikleri sisteme girerek talep etmek, doktor adına takibini yapmak... Hepsi bizden soruluyor. Yaptığımız işlerin bazıları doktor, bazıları hemşirelerin işi.
TEHDİT, AZAR, AŞAĞILANMA
3- Hastane yöneticisinin, taşeronun, doktorun, hemşirenin değil sadece, hastanın, hasta yakınının tehdidi, azarı, aşağılaması da var. Çalışırken yüzü gülen taşeron işçisi görmediyseniz, sebepsiz değil. Söz hakkı diye bir şey de yok. Haksızlığa uğradıysanız uğradınız, o kadar. Şiddete uğradığında bile ‘beyaz kod’ verme hakkın yok.
4- Taşeron işçisi olan veri giriş personeli, fikri alınmadan, hatta haberi olmadan, herhangi başka bir birimde görevlendirilebilir. Gideceği yer için önceden eğitim verilmez, sonradan eğitim sağlanmaz. Görev kapsamına girmeyen ve anlamadığı işte çalışmaya zorlanan taşeron işçisi, bütün sorumluluklarla başbaşadır.
5- Radyasyonlu alanda çalıştırılırsın, ama kamu personeline verilen ‘şua izni’ sana verilmez. Radyasyondan koruyucu materyaller verilmez. Verilse de kullanılmış, eskimiş, özelliğini yitirmiş olanlar verilir.
İŞ SAĞLIĞI VE İŞÇİ GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİ FORMALİTE
6- İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ise tam bir düzmece. Bir form tarifle doldurtulur, ‘eğitimi aldık’ diye imza attırılır. Gerçek eğitim için gerekli olan süre zaten verilmez.
7- ‘Yeter artık’ dedin ve sendikaya üye olmaya mı kalktın? Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği’nin baskısı başlar anında. Hak-İş’in bir sendikasına üye olmaya zorlanırsın. Başka bir sendikaya üye olmaya kalktığında ise baskının, angaryanın, aşağılamanın, hakaretin biri biter, diğeri başlar.
8- 2016’ya kadar, yıllık izin zamanları, çalışanın talebi de dikkate alınır ve ilk aylarda belli olurdu.
2016’da durum değişti. Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği, ‘yıllık izinler işçinin ilk işe girdiği tarihten itibaren verilecek’ dedi. Aralıkta işe giren, ancak 2017’de izin kullanabilecek. Eylülden sonra sağlık sektöründe iş yükü artar. O tarihten sonra da, izni hak etsen bile kullandırmazlar.
9- Sağlıklı ve rahat çalışılabilir olması dikkate alınmadan alınan iş elbiseleri, özensizdir, sağlıksız kumaşlardan üretilmiştir. Giymeye zorlandığınız sağlıksız iş elbiseniz var, ama soyunma odası yok.
HERGÜN FAZLADAN 2 SAAT MESAİ
10- Doktorun, hemşirenin, teknisyenin dinlenme odası var. Kamu personelinin çalışma odası var. Ama taşeron işçisinin dinlenme zamanı sığınacağı bir çatı yok. Sabah ve öğleden sonra, güya 15’er dakika çay molan var ama kullanamazsın. Yerinizden ayrılamazsın, işini birine devredemezsin.
11- Mesai saatleri, normalde sabah 08.00, akşam 16.30 arasıdır. Ama taşeron işçisiysen mesai 07.30-18.30. Kadrolu personele göre hergün 2,5 saat fazladan çalışmak zorundasın. Ayda 5 ya da 7 kez 20.30’a kadar çalışacaksın. Haftasonu acilde 12 saatlik nöbet tutacaksın. Yoğun bakımda haftasonları yarım gün nöbet tutacaksın. Bayramlarda 12 saat nöbet tutacaksın. Peki, bütün bu fazla çalışmalar için fazla mesai ücreti? Yok.
İşte durum böyleyken böyle... Azgından da azgın bir sömürü bu.”