26 Eylül 2016 Pazartesi

Ulucanlar Zindanında 10. Devrimcinin Vahşice Katledildiği Katliamı unutma, unutturma...

Bundan tam 17. yıl önce Ankara Ulucanlar Zindannında 10 devrimci tutsak vahşice öldürüldü. Başkentin orta yerindeki bir zindandaki devrimciler kapatıldıkları dört duvar arasında kurşunlandı, hunharca işkenceye tabii tutuldu, katledildi. Bu yanıyla 21. yüzyılın en vahşi hapishanede katliamı olan Ulucanlar diğer yanıyla da büyük bir direnişin de adı oldu. “Ya teslim olacaksınız ya öleceksiniz” diye devrimci tutsakların iradelerini kırmaya çalışanlara karşı ”öleceğiz” diyerek direnen, kurşun yağmuru altında halaya duran devrimciler zulme karşı boyun eğmezliğin, cüretin, cesaretin ve ölümü hiçe sayarak direnmenin adı olduklarını bir kez daha gösterdiler.
Peki 17.Yıl Önce Ulucanlar’da neler olmuştu?
Haradan bozma Ulucanlar Hapishanesi, tutsakların üste üste yattığı son derece sağlıksız koşullara sahipti. Normalde 30-40 kişinin kalması gereken koğuşlarda, 100′den fazla tutsak kalıyorud. Faşist katliam öncesi devrimci tutsaklar koğuşa sığmayacak kadar kalabalıklaşmışlardı. Sürekli talep edilmesine rağmen idare yeni koğuş açmıyordu. Tutsaklar bunun üzerine kendi iradeleriyle bitişik koğuşa geçerek oraya yerleştiler. İdare sorunun çözülmesi için görüşmeye yanaşmadı. Çünkü hapishaneler sorununu kendince kökten çözecek bir sürecin düğmesine basmıştı. Katliamlarla devrimci tutsakları zorla F Tiplerine dolduracaklardı.
Koğuş sorunu tasarladıkları katliam için bir zemin yaratmıştı onlara. Sorunu çözümsüzlüğe iterek, adım adım gerginliği tırmandırdılar. Sonunda 26 Eylül günü sabaha karşı kontrgerilla timleriyle hapishaneye baskın düzenlediler.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit operasyonun yapıldığı sabah resmi bir ziyaret için Amerika’ya gidiyordu. Havaalanında operasyon hakkında kendisine soru soran gazetecilere “gerekenin yapılacağını” söyledi. Gerekenin ne olduğu bir süre sonra açığa çıktı. Devrimci tutsakların üzerine silahlar ve bombalarla saldırılmıştı, uzun bir direniş sonrasında barikatlar aşılmış ve devrimciler hamama götürülmüş ve orada son derece hunharca işkenceye tabii tutulmuştu. Vahşetin boyutu TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda Ulucanlar katliamını gösteren resim ve video kasetin izlenmesinden sonra tam olarak anlaşıldı. Resimleri ve videoları görenlerin ”canavarlık” olarak tarif ettiği bir vahşet yaşanmıştı. Kasaturalar, özel kesici aletlerle devrimciler parçalanmıştı. Kesilen yerlerinden özel bir takım sıvılar şırınga edilip sağ kalanlar sakat bırakılmaya çalışıldı.
Devlet bu katliamla 19 Aralık katliamının provasını yaptı ve F Tiplerine hazırlıkta son adımı atmış oldu. Bir yıl sonra 19 Aralık’ta bu defa 30'u aşkın devrimci tutsak vahşice katledilecekti…Ulucanlar katliamını unutma, unutturma...
Ulucanlar Katliamı’nda katledilen; Abuzer Çat, Zafer Kırbıyık, İsmet Kavaklıoğlu, Önder Gençaslan, Habip Gül, Ümit Altıntaş, Aziz Dönmez, Ahmet Savran, Mahir Emsalsiz, Halil Türker’i saygıyla anıyoruz.