Kapitalist üretim tarzında her şey (insanın emek-gücü de dahil)
metadır. Kapitalist düzen toplumu öyle bir biçimlendirmiştir ki,
artık insanlar arasındaki ilişkiler bile basit çıkar ilişkileri biçimine
dönüşmüştür. Marx'a göre meta, burjuva toplumun bir ekonomik
hücresidir. Yani kapitalist üretim tarzının incelenmesine meta ve
meta üretimi ile başlayacağız.
Meta Ve Meta Üretimi
Kişisel kullanım ve tüketime değil, satış ve pazarda değişim
için ayrılan ürünlerin üretimine "Meta Üretimi" denir. Bu ürünlere
de "meta" denir. Meta üretimi ilkel topluluğun son dönemlerinde
ortaya çıkmış, köleci ve feodal toplumlarda da varlığını sürdürmüştür.
Ama bu üretim tarzlarında belirleyici olan "doğal ekonomi"dir.
Yani satış için değil, kişisel tüketim için ürün üretilmesi
ve üretilen yerde tüketilmesi geçerlidir. Bu "doğal ekonomi" tipinde,
her üretici kendi gereksinimi olan şeyleri üretmek için, hammaddeyi
sağlar, bunu işler ve bu hammaddeleri kullanılabilir hale
getirinceye kadar ki bütün işlerle kendisi uğraşırdı. Üretim sonucunda sadece fazla ürünler değiştirilirdi.
Kapitalist üretim ilişkilerinin gelişmeye başlamasıyla birlikte
belirleyici olan üretim ilişkisi meta üretimi olmuştur. Kapitalist toplumda, işçinllı emek-gücü de bir metadır. Üretim araçlarına sahip olan bir kapitalist, işçisine ancak kendisinin ve ailesinllı geçimi için gerekli olan geçim araçlarını, yani meta almasını sağlayacak bir ücret öder. Bundan dolayı da işçi ile kapitalist arasındaki üretim
ilişkileri meta ilişkisi biçimindedir.
Meta'ların üretilmesi, belirli koşullan içerisinde olur. Meta üretiminin
olması için birinci koşul; toplumsal işbölümüdür.
Yani toplumda, ürünlerin üretiminin farklı birey ya da gruplar
a n an a !aşılması gerekmektedir. Mesela, bazıları ayakkabı,
zı an el ı e, bazıları tuz, şeker vb. üretmeleri gerekir. Burada
ayakkabı üretenin tuza, tuz üretenin ayakkabıya ihtiyacı vardır. Ve
bu üreticiler ürettikleri ürünleri değiştirmek durumundadır. İkinci
koşul ise, üretim araçlarıyla farklı kimselere ait olmasıdır. Daha
doğrusu, üretim araçlarının özel mülkiyeti gerekmektedir. Çünkü
bir kişinin ürettiği ürünün sahibi olabilmesi için o ürünü, kendine
ait üretim araçları ile üretilmesi gerekir. İlkel komünal toplumda üretilen
ürünler ve avlanan hayvanlar topluluk tarafından paylaşılı¬
yordu. Çünkü üretim araçları tüm topluluğun malıydı. Dolayısıyla
meta ve meta üretimi de yoktu.
Meta üretimi, basit ve kapitalist meta üretimi olarak iki biçim
altında olmuştur. Kapitalist meta üretimi, basit meta üretimi temeli
üzerinde oluşmuştur. Basit meta üretimini küçük köylüler ile zanaatçılar
temsil ederler. Bunların üretimi kişisel emek üzerine kurulmuştur.
Kendileri çalışır, üretir ve işçi çalıştırmazlar. Dolayısıyla
başkasını sömürmezler. Kendilerine ait üretim araçlarına sahiptirler
ve sadece kendi ihtiyaçları için üretim yapmakla yetinmeyip, pazar
için, satış ve değişim için de üretim yaparlar. Basit meta üreticileri,
üretim araçlarına sahip oldukları için kapitalist'e, kimseyi sömürmeyip kişisel emek üzerinde üretim yaptıkları için de proletarya'ya yakındır. Günümüzde, özellikle de kapitalizmin tekelci aşamasında,tekellerin rekabetine dayanmayan, pazardan pay kapamayan bu küçük üreticiler, her geçen gün proleter saflara daha çok yakınlaşmakta
ve katılmaktadır. Bundan dolayı tekellere karşıdırlar. Ve
bu özellikleri nedeniyle Demokratik Halk Devrimi'nde proletaryanın
müttefiki olacak güçlerden biri konumundadır.
Metanın Kullanım Değeri Ve Değişim Değeri
Metaların insanın herhangi bir ihtiyacını karşılama niteliğine,
"Metanın Kullanım Değeri" denir. Bu ihtiyaçlar çeşitli biçimlerde
olabilir. Ekmek, elbise, vb. çok önemli ihtiyaçları da giderebilir,
araba, mücevher gibi lüks tüketim için de olabilir.
Peki, metaların değerini belirleyen şey nedir?
Metaların yararlılığı arz ve talep konusu, az bulunması ve belirli
bir emek sonucu ortaya çıkması özellikleıi, bütün metalarda az
veya çok bulunan niteliklerdir. İlk bakışta metanın değerini, onun
yararlılığı belirler gibi gözükür. Gerçekten de bir meta ne kadar yararlıysa, değeri artar. Ama biraz düşünürsek, "yararlılığın" metanın değerini belirlemediğini anlarız. Mesela; hava insan için çok yararlı ve gerekli bir şeydir; ama parasızdır. Su çok yararlıdır ama çok ucuzdur. Veya bunun tersi olarak altın yararlı bir meta olmadığı halde çok pahalıdır. Öyleyse, metanın değerini belirleyen şey onun yararlılığı değil. Ama bu demek değildir ki, metanın yararlılığı onun değeri üzerinde etki yapmaz. Etki yapar ama değerin kaynağı değildir.
Arz ve talep de ilk bakışta metanın değerini belirler gibi gözü-
kür. Çünkü bir metaya talep artarsa, o metanın fiyatı artar. Ya da
bir metanın arzı arttıkça fiyatı azalır. Ama aslında metaların değeri
ne arza ne talebe bağlıdır. Örneğin; şeker ile tuzun arz ve talebi birbirini dengelese bile 1 kg şekerin fiyatı 1 kg tuzun fiyatından kat
kat fazladır. Demek ki, arz ve talep metanın fiyatı üzerin.de etkili
olur ama metanın değerini belirleyen etken değildir.
Metaların azlığı da onun değerini belirler gibi görünür. Mesela;
altın az bulunduğundan dolayı pahalıdır. Ama su çok olduğu için
ucuzdur. Ama bir metanın az bulunması onun değeri üzerinde etki
yapsa da değerini belirleyemez. Mesela; kurak geçen bir yılda, yağ¬mura ihtiyaç fazladır. Buna rağmen yağmur para olarak ifade edilecek değere sahip değildir.
Bütün bu özelliklerden sonra geriye bir tek emek kalıyor. Ger-
çekten de metanın değerini belirleyen özelliği onun "emek" ürünü
olmasıdır. Bir meta üretmek için fazla emek harcanırsa o metanın
değeri artar. Altın örneğini tekrar ele alırsak; altının değerini belirleyen şey, ne azlığı, ne yararlılığı ne de ona olan talebin çokluğudur.
Altının aranıp bulunması, temizlenip işlenmesi, kömürden ve buğ¬
daydan daha fazla emek gerektirdiği için değeri de fazladır. Sonuç
olarak şunu söyleyebiliriz: Bir metanın değerini, onun içinde maddeleşmiş (billlurlaşmış) "toplumsal-emek" belirler.
Metanın değerinin yanında bir de "kullanım değeri" vardır.
Metayı üreten kişiyi asıl ilgilendiren kullanım-değeri değil,
değeri'dir. Ama metanın değer olarak ifade edilebilmesi için de
kullanım değeri olması gerekir. Yani insanların herhangi bir ihtiyacını gidermesi veya toplum tarafından talep edilmesi gerekmektedir.