
“Bir daha öğretti yenilmemeyi
Dört yanda çevrili kavga etmeyi
Serin feda edip sır vermemeyi
İbonun yolunda yürüdü Pirahmet yoldaş ”
Çalışkanlığı, başladığı işi sonuna kadar götürme kararlılığı, mütevaziliği ve İşkencede direnişiyle yaşamı güzelleştirmiş olan Pir Ahmet Solmaz yoldaşı Elazığ işkencehanelerin de kaybedeli 39. yıl oldu.
Dersim de yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya geldi. Yaşamı yokluk ve yoksulluklarla geçti. Pir Ahmet Devrimci mücadelenin hep en ileri düzeyde sürdüğü Tunceli’de lise döneminde Hareketle tanıştı. Ağırbaşlılığı, olgunluğu arkadaşları arasında hep saygı uyandırdı. Dersim katliamını ve Kemalist diktatörlüğün kırımlarını yakın çevresinden öğrendi.
Yine aydınlanma ve yoksulluktan dolayı dışa açılma bakımından da en ileri olan illerin içinde yer alan Dersim, baskı ve zulme başkaldırının çoğu zaman adı olmuş ve devrimci komünist harekete binlerce savaşçı ve önder kadro yetiştirmiştir. İbrahim Kaypakkaya yoldaşın hareket çalışmalarını yoğunlaştırdığı ve gerilla savaşı hazırlıkları yaptığı devrimci hareketin önemli bir kitle faaliyetiyle belli bir kitlesel güç kazanıldığı alan olmuştur. Bölgede İbrahim Kaypakkaya ve örgütünün çok büyük etkisi vardı. İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci direnişçi ve savaşçı çizgisi, 1974’ten sonra yeniden toparlanma sürecinde bir çok yeni devrimcinin saflara akmasına ve İbrahim Kaypakkaya’nın çizdiği devrimci yolda sebatla yürümelerine neden oldu. İbrahim Kaypakkaya’nın direnişiyle büyüyenlerden birisi de Pir Ahmet Solmaz yoldaştı. O lise döneminde görevler alarak ve devrimci bir militan olarak gecesini gündüzüne katarak, devrimi ileri taşımaya çalıştı.
Pir Ahmet Solmaz liseyi bitirdiğinde artık komünist bir militan ve profesyonel bir devrimci idi. 1976 ayrılığında Ovacık’ta partizancıların güçlü olması Pir Ahmet yoldaşı hiçte etkilemedi. O araştırmacı ve sorgulayıcı özelliğiyle, dogmatizme karşı, M-L saflarda yer almasını başardı ve o günden sonra teorik seviyesini yükseltmek için daha sıkı inceleme-araştırmaya yöneldi. 1973 yenilgisinin nedenlerini daha derinden kavrayan Piro yoldaş, tartışmacı özelliğiyle de öne çıktı. İnandığı doğruları sonuna kadar savunmasını bilen ve karşısındakinin sözlerine de değer veren Piro yoldaş, bölgede Ali Haydar yoldaşın boşluğunu doldurmak için daha fazla çalışmak ve ileri görevleri omuzlamak istiyordu.
Nitekim Hareket Piro’nun çalışkanlığı, davaya bağlılığı ve yeteneklerini dikkate alarak kendisini üyeliğe aldı. Harekete üye olarak alındığı söylendiğinde Piro sanki çocuklar gibi şendi.
Artık daha ağır ve yüklü görevler altına girdiğinin de bilincindeydi. Onun için komünist bir kadronun tek bir dakikasının bile boş geçmemesi gerekiyordu. Nerede bir eylem var, nerede zor iş varsa, orada hep Piro vardı. Mütevazi ve olgun, her göreve hazır yaklaşımıyla tam bir örgüt adamıydı. Onda küçük burjuva davranış ve tutumun en küçük bir belirtisi yoktu. 1976 ayrılığı döneminde dogmatiklerin bir çok yanlış tutum ve yaklaşımlarını Piro hep serin kanlı ve devrimci yaklaşımlarıyla aşmasını bilmişti. O, ideolojisinin ve politikasının doğru olduğuna inanıyordu. O, kendi gücüne ve fikirlerine güvenen ve inananların zorba yöntemlere başvurmayacaklarına inanıyordu. Çünkü o, halk içindeki çelişkileri zorba yöntemlerle çözmeye çalışanların her zaman kendi güçlerine ve fikirlerine inanmayanlar olduğuna dair yüzlerce olaya tanık olmuştu.
Nitekim Piro yoldaş pratiğinde de dogmatiklerin fikirlerine güvenemediklerinden dolayı yanlış yöntemlere başvurduklarını gördü. Fazla zaman geçmeden TKP/ML Hareketinin devrimci çizgisiyle, yanlış tutumlar ve yaklaşımlar karşısında başarı sağlama ve bölgede olumlu bir çalışma Piro’nun çok büyük rolü oldu. Bir dürüst ve mücadeleci devrimci, Piro’nun devrimci çalışmalarından etkilenerek saflarımızda mücadeleye katıldı.
Devrimci çalışmalarıyla bölgede öne çıkan Piro yoldaş, yoğun bir tempoyla faaliyetlerini Tunceli-Elazığ alanında yoğunlaştırmıştı. Hemen her göreve koşan Piro yoldaş, 2 Eylül 1977de polisçe gözaltına alındı. Yoğun işkencelere mağuz kaldı. Polis tarafından tam beş gün beş gece Piro’ya en ağır işkenceler yapıldı. Zayıf vücudu bu ağır işkenceleri kaldırmayan Piro yoldaş, Elazığ Cezaevine atıldı. Cezaevinde durumunu gören tutuklular yoldaşın hastaneye gönderilmesini sağladılar. Hastanede doktor kılıklı işkencecilerden Musa Duman ve Vahdettin Ayık’ın raporlarıyla işkenceci polisler temize çıkarılmaya çalışıldı. Oysa Dr. Mustafa Pazarcılıklı verdiği raporda; Pir Ahmet’in işkence gördüğünü belirtiyordu. İşkenceci doktorlardan Musa Duman ve Vahdettin Ayık, Pir Ahmet Solmaz yoldaşı “bir şeyi yoktur” diyerek cezaevine geri gönderdi. Ağır işkenceler gören ve komaya giren Pir Ahmet yoldaş ser verip sır vermeyenler ordusunun bir neferi olarak 13 Eylül 1977’de Elazığ zindanlarında can verdi.
Pir Ahmet Solmaz yoldaş dirayetli ve işkencede de ser verip sır vermeyen bir devrimci olarak, önderi İbrahim Kaypakkaya’nın izinde yürümeyi başardı ve geride kalan yoldaşlara “sonunu kadar diren” devrimci direniş bayrağını devretti. Bugün Piro’nun bu mücadele bayrağı yoldaşlarının elinde daha da yukarılara çekilmektedir.
Gericiliğin kale burçlarına devrimin kızıl bayrağı çekilene kadar da Piro’dan lekesizce devralınan bayrağı yükseklerde dalgalanmaya devam edecektir.
Pir Ahmet yoldaşın işkencelerde katledilişinin üzerinde tamı tamına 39 yıl geçti. Adını Piro yoldaştan alan genç Pirolarımız devrim ve sosyalizmin zafere taşınması yürüyüşümüzü kararlıca sürdürerek ve daha fazla fedakarlık ve cesaretle ileri atılarak, Piro yoldaşın savaşçı geleneğini ve komünist çizgisini yürütmeye çalışmaktadır.
13-Eylül-2016
HALKIN BİRLİĞİ