2 Eylül 2016 Cuma

Yeni kadrolaşma Ala'ya koltuğu kaybettirdi

Yayınlanma tarihi: 01 Eylül 2016 Perşembe, 21:07

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Efkan Ala’nın, dün düzenlenen devir teslim töreninde yeni bakan Süleyman Soylu’yu kapıda karşılamaması, yaşanan krizin göstergesi oldu. Ala’nın istifasının arkasında emniyet ve bürokrasi içinde cemaatten boşalan kadrolara dolan Okuyucu- Yazıcı, KÖZ’cüler ve Milli Damarcılar gibi grupların tasfiyesine karşı çıkmasının etkili olduğu öne sürüldü. Emniyet müdürleri kararnamesinin yaşanan bu kriz nedeniyle çıkmadığı belirtildi.
Yine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınması isteğine Ala’nın soğuk bakmasının da istifa ettirilmesinde etken olduğu iddia edildi. Önceki akşam sürpriz bir şekilde görevinden istifa ettiği açıklanan Efkan Ala, dün bakanlıkta görevi yeni İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya devretti. Devir-Teslim için bakanlık önünde Jandarma ve Emniyet tören kıtası hazır bekletildi. Geçmişteki devir-teslimlerde görevi bırakan bakanı, yeni bakanı tören kıtasının önünde karşılar, beraber içeri girerlerdi. Hatta Efkan Ala’ya görevi devreden Muammer Güler de kendisini kapıda karşılamıştı.
Ancak dünkü devir-teslimde sürpriz yaşandı. Jandarma Genel Komutanı Yaşar Güler ve Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Selami Altınok ve Bakanlık bürokratları karşılamada hazır bulundu. Ancak Efkan Ala, Bakanlık bahçesine inmedi. Ala’nın yerine Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, Süleyman Soylu’yu karşıladı ve tören kıtasını selamlamasını sağladı. Efkan Ala ise makamına çıkan merdivenlerin ortasında Soylu’yu karşıladı. Ala’nın Soylu’yu beklerken oldukça moralsiz olduğu gözlendi. Bu hava, tören sırasında da Ala’ya yansıdı. Sözlerine “Bu görevi bana tevdi eden Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza teşekkür ediyorum” diyerek başlayan Efkan Ala, konuşmasında görevinden neden ayrıldığına ilişkin ipuçu vermedi.
‘Hayırlı olsun’ dileği
Ala, yeni bakana “hayırlı olsun” dileklerini ileterek bitirdi. Süleyman Soylu ise konuşmasında PKK ve IŞİD’in yanı sıra cemaatle mücadele mesajı verirken, şöyle konuştu: “15 Temmuz milletimiz için, Türkiye’den umudu olan tüm milletler için milattır. Demokraside milletleşmenin ne olduğunu, ana unsurlarından birisinin demokrasi olduğunu 15 Temmuz’da bu aziz millet bütün dünyaya göstermiştir. Samimiyeti, ihlası ve vatan duygusunu aziz milletimiz dünyaya göstermiştir. Hepimizin sorumluluğu 14 Temmuz’dan daha fazla.
Elbette ki 15 Temmuz’un müsebbibi FETÖ terör örgütünden tek bir fert kalmayıncaya kadar Türkiye bu beladan, alçaklıktan kurtulacaktır. Kararlılığımız net ve açıktır. Bu İçişleri Bakanlığı’nın kendi tasarrufu değildir, bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kararı, hükümetimizin bir politikası ve milletimizin emridir.” Efkan Ala, görevinden neden istifa ettiğine ilişkin suskun kalmayı tercih etse de bakanlık kulislerinde ilginç iddialar konuşuluyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emniyet ve İçişleri bürokrasisi içindeki okuyucu-yazıcı, KÖZ’cüler ve Milli Damarcılar gibi diğer cemaat gruplarının da tasfiyesini istediği ancak Efkan Ala’nın buna direndiği idddia ediliyor. Emniyet Müdürleri kararnamesinin bu zamana kadar çıkmamasında da yaşanan bu krizin etkili olduğu öne sürüldü. Erdoğan’ın kararnameye bu gruplara bağlı müdürleri koymak ve tasfiye etmek istediği, Ala’nın ise bu isteği yerine getirmediği ileri sürüldü.
Daha önce hükümet, 17-25 Aralık operasyonu üzerine Fethullah Gülen cemaatini devlet içinden tasfiye ederken Okuyucu-Yazıcı, KÖZ ve Nur cemaatinden ayrılan Milli Damarcılar gibi grupların desteğini almıştı. Ancak cemaatin tasfiye edilmesinden sonra boşalan yerlere bu grupların dolması ve kadrolaşmaya çalışmasının hükümette ve Cumhurbaşkanlığı’nda rahatsızlık yarattığı belirtildi. Ala’nın istifasıyla ilgili ikinci iddianın ise, Erdoğan’ın zamanında cemaate çok fazla destek veren Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını görevden alınması istediği oldu. Efkan Ala’nın Melih Gökçek ve Kadir Topbaş’ın görevden alınmasına soğuk baktığı ve bu istediği yerine getirmediği savunuldu.