Cumartesi Anneleri 597’inci kez adalet talebini yineledi.
Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınları, “Kayıplar belli failler nerede?” yazılı pankartı açarak, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı.
Bu haftaki eylemde 12 Eylül 1994'te Ankara'da gözaltına alınarak kaybedilen Kenan Bilgin'in akıbeti soruldu.
Eyleme CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve çok sayıda kişi katıldı.
‘DEMOKRASİ İSTİYORSANIZ FAİLLERİ BULUN’
Eylemde ilk olarak 17 Ocak 1996 tarihinde gözaltına alınarak kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Tayip Canan konuştu.
Hak arama taleplerinin engellendiğini söyleyen Canan, "Her Cumartesi oturmamıza izin vermediler. Buna da güvenliği gerekçe gösterdiler. Eğer sen bir devlet olarak bizim güvenliğimizi sağlayamayacaksan senin iktidarından şüphe duyarım" dedi.
Darbe girişimi ardından başlatılan "demokrasi mitingleri"ne atıfta bulunan Canan, "Türkiye'de demokrasi istiyorsanız, failleri bulun" ifadelerini kullandı.
‘GÖZALTI AMAÇLARI KAYBETMEKTİ’
12 Eylül 1994'te gözaltına kaybedilen Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin ise 22 yıldır Galatasaray Meydan'ında oturduklarını ve 21 yıldır kardeşinin akıbetini sorduklarını söyledi.
Devletin gözaltına aldıklarını bilinçli bir şekilde kaybettiğini belirten Bilgin, "Bu devlet rastgele bu insanları gözaltına alıp kaybettirmedi. Gözaltına alma amaçları kaybettirmektir" dedi.
Kardeşi Bilgin'in Malatya'da gözaltına alınarak işkence edildiğini ve kendisine "Sen bu sefer sağ kurtuldun ama bir daha kurtuluşun olmayacak" denildiğini aktaran Bilgin, "Bir yıl sonra Ankara'da gözaltına alındı ve gerçektende kendisinden bir daha haber alamadık" diyerek kardeşinin kemiklerini istediğini ifade etti.
Gözaltında kayıpların faillerinin ortaya çıkıp "Biz yaptık" demelerini isteyen Bilgin, "Bize nerde kaybettiklerini ve yerlerini söylesinler ben kendi adıma onları affedeceğim" dedi. Bilgin, iki elinin faillerin yakasında olduğunu belirterek, hesap soracaklarını söyledi.
Kenan Bilgin'in gözaltına alındığı sırada kendisi de aynı yerde gözaltında olan Ercan Aktaş isimli yurttaş ise, Ankara'da Bilgin ile birlikte gözaltında olduklarını dile getirerek, "Kenan Bilgin'in işkenceden yürüyemez halde gördüm" dedi.
Diğer bir tanık Cavit Nacitarhan da Aktaş gibi Ankara'da gözaltındayken Bilgin'i gördüğünü ifade ederek, "Elimizde taşıdığımız bu fotoğrafların hepsinin hikayesi aynıdır. Hepsi gözaltına alınarak kaybedildi ve kendilerinden bir daha haber alınamadı" diyerek failleri ortaya çıkaracaklarını ve hesap soracaklarını söyledi.
Eylemde bu haftanın basın açıklamasını okuyan Cumartesi insanlarından Ümit Tekaydişli, Kenan Bilgin'in Ankara Dikmen otobüs durağında gözaltına alındığını belirtti.
Bilgin ile birlikte 10 kişinin daha gözaltına alındığını dile getiren Tekaydişli, 9 kişinin mahkemeye çıkarıldığını ancak emniyetin Bilgin ve Cavit Nacitarhan'ın gözaltında olmadığını iddia ettiğini söyledi. Daha sonra Nacitarhan'ın gözaltına alındığının kabul edildiğini ve mahkemeye çıkartıldığını ifade eden Tekaydişli, Nacitarhan'ın Bilgin'i gördüğü ve durumunun ağır olduğuna tanıklık ettiğini kaydetti.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu'nun tanıklarının ifadeleri üzerine Bilgin'in bulunmasını istediğini aktaran Tekaydişli, "Selahattin Kemaloğlu'nun görevinin yapması engellendi. Tanıklarla yüzleştirmek için soruşturmayı yürüten ekipteki polislerin isimlerinin bildirilmesi istediği yerine getirilmedi. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar hakkında suç duyurusunda bulunma girişimi sonuçsuz kaldı. Savcı Selahattin Kemaloğlu Ankara'dan sürüldü" dedi.
Dosyayı devralan savcı Özden Tönük'ün dosyayı kapattığını belirten Tekaydişli, iç hukukta sonuç alınamayınca davanın AİHM'e taşındığını ve AİHM'in Türkiye'yi bu konuda mahkum ettiğini belirtti.
Anne Fincan Bilgin'in ömrünün oğlunu bulmaya yetmediğini dile getiren Tekaydişli, "Onun Kenan'a ulaşma düşü hepimizin insanlık görevi olmalıdır" dedi.
"Kenan Bilgin, Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar'ın emrindeki Terörle Mücadele Şubesi'nde işkence gördü ve kaybedildi.
İçişleri bakanı Nahit Menteşe, Adalet Bakanı Mehmet Moğoltay, Başbakan Tansu Çiller'di" diyen Tekaydişli, Bilgin'in kaybedilmesinden sorumlu olduklarını belirtti.