Halkevleri’nin çağrısıyla İstanbul’da düzenlenen “Demokrasi, Laiklik ve Barış Buluşması’nda” bir araya gelenler türkülerle halay çekti, AKP diktatörlüğüne meydan okudu: “Ancak direnenler kazanır, direneceğiz”
Halkevleri’nin darbe girişimi sonrası AKP’nin yarattığı baskı, faşizm ve anti-demokratik politikalarına karşı örgütlediği “Demokrasi, Laiklik ve Barış Buluşması” 2 Eylül’de İstanbul Kadıköy’de Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda gerçekleşti. Buluşmada bir araya gelenler türkülerle halay çekti, AKP diktatörlüğüne meydan okudu.
Etkinliğin girişinde gelenleri Uçurtma Dergisi ve Halkevci Kadınlar standı karşılarken içeriye girişler yine Halkevcilerin güvenlik noktasından gerçekleşti. TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın Che Guevara için söylediği “katil” sözüne karşı Che’yi sahiplenen ve Che Guevara tişörtlü görevlilerle konser alanını dolduran Halkevleri’nin yanı sıra etkinliğe katılanların ellerinde de Che baskılı bandanalar vardı.
Etkinlik ilk olarak Tolga Sağ ile başladı. Sağ’ın söylediği deyişler coşkuyla karşılanırken Sağ sahneden inerken son sözünü söyledi: “Demokrasi ve barışa kasteden herkesi lanetliyorum. Bizim aydınlık günlerimizin karşısında duran herkesin karşısındayım.”
Sahneyi Grup Abdal devralırken grup coşkulu türküleriyle konser alanındaki herkesi ayağa kaldırdı. Çocuklar, aynı zamanda Halkevleri Yaz Okulu’nda müzik öğretmeni olan Grup Abdal solisti şarkı söylerken çocuklar da kendi kurdukları halayla hocalarının türkülerinde eğlendi.
Grup Abdal’ın ardından sahneye Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy çıktı. AKP diktatörlüğü karşısında laik, demokratik bir ülkeyi ancak solun, sosyalistlerin kurabileceğini söyleyen Ersoy herkesi Halkevleri’nde örgütlenmeye çağırdı. AKP’nin “Kandırıldık” diyerek geçmiş suçlarının üzerini örtemeyeceğini, Cemaat’le ortaklıklarının hesabını verene kadar mücadele edeceklerinin altını çizen Ersoy “Ancak direnenler kazanır, direneceğiz” dedi.
Halkın kendi taleplerini koymasını söyleyen Ersoy şartları sıraladı:
- Suç ortakları cezalandırılmadan yeni bir sayfa açılması mümkün değildir. Suçların üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz. Tek kurtuluşumuz, ülkenin bilimsel, Laik ve demokratik esaslara dayalı olarak yeniden yapılandırılmasından geçmektedir.
- Laik, demokratik bir ülke için gericiliğin baş düşmanı kadınlar bir adım değil 10 adım öne çıkacak! Benim bedenim, benim kararım diyen, bu hayat bizim sana ne diyen kadınlar ülkenin yeniden kurulmasında asli sorumluluk alacak! Biz kadınlar; yarım kadın değil bu halkın yarısıyız! Sadece kaç çocuk doğurup doğurmayacağımıza, nasıl yaşayacağımıza, nasıl güleceğimize değil, bu ülkenin geleceğine de karar vereceğiz! Eşit, özgür bir ülkeyi biz kuracağız!
- Bombalarla yaşamaya alışılmaz! Çünkü bombaların patladığı yerde yaşam olmaz! O halde bu ortamı yaratan savaş politikalarına son vermek bir zorunluluktur! Biz barış istiyoruz! Hem içeride, hem dışarıda barış! Bunun için önce kendi içimizde Kürtlerle anlaşılacak, sonra Suriye’de laik, ilerici demokratik kesimlerle ortak hareket edilecek. Cihatçılardan kurtulmanın yolu budur.
- Şimdi dillerinden “mutabakat” söylemlerini düşürmüyorlar. Biz bu ülkede emeği ile geçinenler, onuruyla yaşayanlar; emeğimize, yaşam alanlarımıza, kentlerimize, doğaya ve haklarımıza sahip çıkacak, sermaye saldırılarını püskürteceğiz.
Ersoy’un ardından önce Erdal Erzincan türküleriyle sahneye çıktı. Peşi sıra “Dünyayı verelim çocuklara” diyen Halkevleri Yaz Okulu’nun çocuk korusu sahne aldı, ardından İlkay Akkaya ile birlikte şarkılarını söyledi.
Çocuklarla söylediği “Sevgi güzellik ister” şarkısının ardından “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganıyla başladığı şarkısını aynı sloganın hep bir ağızdan atılmasıyla bitiren Akkaya, Nazım Hikmet’in “Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta” sözlerini hatırlattı, “Teslim olmayalım dostlar” dedi. Bugün için bir birlikteliğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Akkaya’nın türküleriyle etkinlik son buldu.