The Guardian’da yer alan ve Dünyadan Çeviri tarafından Türkçe’ye çevrilen “‘Unarmed, we are nothing’: Farc guerrillas wary of future without guns” adlı makaleyi, FARC gerillasının gözünden barış sürecini okuyabilmek için sizlerle paylaşıyoruz.
Daniela, AK-47’si olmadan hayatı hayal edemiyor. On yıl kadar önce 15 yaşındayken Kolombiya’nın en büyük gerilla grubuna katıldığından bu yana, yıpranmış saldırı tüfeği hep yanında oldu. Ama Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’nden ve Başkan Juan Manual Santos hükümetinden müzakereciler elli yıldan uzun sürmüş bir savaşı sona erdirecek anlaşmaya çok yakın görünüyorlar ve şimdi Daniela bir sivil olarak hayatı üzerine kafa yormaya zorlanıyor.
“İlk günler bizim için zor olacaktır,” diyor, saldırı tüfeği, FARC’ın Magdalena Medio Block’taki üssünde, önündeki kaba ahşap masada dururken.
Geçtiğimiz ay iki taraf, FARC’ın aylar içinde gelebilecek nihai anlaşmanın imzalanmasını takiben altı ay içinde tüm silahlarını teslim etmesi çağrısı yapan çift taraflı bir ateşkes anlaşması imzaladılar. Ateşkes henüz yürürlüğe girmedi ve bir FARC birliği, ordu ile geçtiğimiz hafta Meta ilinde birçok gerillanın yaralandığı bir çatışmaya girdi.
Ancak hem isyancı komutanlar hem de hükümet, anlaşma tamamlandığında silahsız bir FARC’ın, Marxist-Leninist ideallerinin peşinden silah yerine seçimle gidecek sol bir siyasi parti haline geleceğini umuyorlar.
Ama birçok FARC üyesi onlara koruma ve statü sağlayan silahın olmadığı bir geleceğe sıcak bakmıyor.
“Saldırıya açık olacağız,” diyor Daniela. “Silahsız hiçbir şeyiz.”
En az bir FARC birliği silah bırakma gibi bir planı olmadığını açıklamış durumda. FARC’ın Birinci Cephesi, geçtiğimiz hafta kamuoyuna açıklanan bir bildiride, tahminen 200 üyesinin “örgüt üyelerinin geri kalanınca alınan karardan bağımsız olarak, iktidarın halk için halk tarafından ele geçirilmesi adına savaşmaya devam edeceğini” duyurdu.
Daniela’nın birliği eli kulağındaki barışa hazırlıklı olduğunu söylüyor ama onun gelecek konusundaki korkularını paylaşıyorlar.
Kampta sabahlar gün ağarmadan hemen önce başlıyor.
Son sabahlardan birinde, özel üniformalar içinde 20 erkek ile kadından oluşan bir bölük teftiş için voleybol filesinin yanına dizilmiş. Bazıları Kolombiya ordusunca kullanılan kamuflajlar, diğerleri polis tarafından kullanılan yeşil üniformalar giymiş.
Bölük komutanı Andrés askerleri selamlıyor (“Günaydın yoldaşlar!”), ardından evvelsi gecenin nöbetçileri raporlarını veriyorlar. “Hayvan sesleri ve aşağıdaki yoldan geçen bir motosiklet sesi duydum,” diyor savaşçılardan biri coşkusuz bir şekilde.
Kısa bir incelemeden sonra “Yaşasın Kolombiya!” nidalarıyla safı bozuyorlar.
Silahlarını – AK47’ler, M-16’lar ve Gallil tüfekleri – yere bırakıyor ve ardından tişörtlerini çıkarıp beden hareketleri yapmaya başlıyorlar: kafa çevirme, yerinde koşu, germe açma.
Barış müzakerelerinin parçası olarak FARC 2015 Temmuz’unda tek taraflı bir ateşkes ilan etti, bu nedenle bu gerillalar savaşa değil derslerine hazırlanıyor: Havana’daki müzakere masasından son haberleri okumak ve notlarını kapaklarında çizgi film karakterleri olan defterlerine kaydetmek.
Bu genç savaşçıların çoğu Kolombiya’nın kendi haline terk edilmiş kırsal bölgelerinden geliyorlar ve ilkokulu bile zor bitirmişler. Bazıları o kadar yalıtılmış bölgelerden geliyorlar ki dünyanın geri kalanı ile çok az temasları var. FARC’a sadece 1 yıl kadar önce katılmış olan 19 yaşındaki Didier, barış sürecini öğrendiğinde şaşırmış. “Savaşmaya can atıyordum,” diyor. Onun yerine sabah voleybol oynuyor.
Aniden bir helikopter tepede dolanmaya başlıyor. Gerillalar koşturup silahlarını alıyor ve geçip gidene kadar ağaçların arkasında çömeliyorlar.
Soğukkanlılığını koruyan tek asi, birliğin komutanı, savaş adı Pedro Aldana, 25 yıldır FARC’ta ve epey hava saldırısı atlatmış.
Müzakere heyetleri henüz 23 Haziran’da anlaşmaya varılan çift taraflı ateşkesi imzalamamış olsa da Aldana ordunun hükümetin beyaz bir bayrakla işaretlenmiş FARC kamplarının bombalanmayacağı vaadine saygı göstereceğinden emin.
FARC merkezi yüksek komitesinin bir üyesi olan Aldana, Sovyetler Birliği’ndeki yedi yıllık eğitimi nedeniyle “Rus” olarak biliniyor ve bu savaşçıları siyasi militanlara dönüştürmek niyetinde.
“Bazı Kolombiyalılar siyaseten de tasfiye olmamızı istiyorlar ama bunu yapmayacağız. Tersine, siyasi olarak örgütleneceğiz.”
Ama bu birlikteki neredeyse tüm gerillalar FARC bir partiye dönüşünce siyasi çalışma yapmaya hazır olduklarını söylemelerine rağmen, silahlı muhalefetin aksine aktivizme pek az ilgileri var gibi görünüyor.
Gece, bölük teneke çatılı bir ortak alanda toplanıyor ve Venezüella devlet kanalı Telesur’da haberleri izliyor. Bunu FARC’ın Havana’daki medya ekibinin hazırladığı YouTube haber programı “İsyan Bülteni”nin projeksiyondan izlenmesi takip ediyor.
Kimse soru sormuyor. Kimse günün olayları hakkında yorum yapmıyor.
“Gençleri savaşa çeken şey silah,” diyor Aldana. “Ama gerillalar aynı zamanda komünist ve bu yüzden silahlı gerilla hareketinden siyasi bir harekete geçiş travma olmayacaktır.”
Ama bazıları için olabilir. “100 gerilladan yalnızca ikisi siyasete ilgi duyuyor,” diyor 28 yaşındaki Franklin. FARC’a 2005’te patlayıcılara olan ilgisi sebebiyle katılmış. Askerlerin geçmesi muhtemel yollara döşemek için, kararsız cıva kullanarak nasıl mayın yapılacağını öğrenmiş.
Franklin, o dönem ulusal polis şefi olan General Oscar Naranjo’yu (şimdi hükümetin barış müzakerecilerinden biri) öldürmeye dönük başarısız bir girişime katılmış olmasıyla övünüyor ve 80 ila 100 mayın döşediğini tahmin ediyor. Barış anlaşmalarının parçası olarak FARC mayın tarlalarının haritasını çıkarmayı kabul etti ama grubun patlayıcı uzmanlarının çoğu ya ölmüş veya bombalarını nereye gömdüklerini hatırlamıyorlar. Franklin bazılarını hatırladığını söylüyor. “Başkaları çıkarsın,” diyor.
Geçmişte, diğer Kolombiya örgütlerinde silah bırakan gerillalara, af, maddi yardım ve bağımsız küçük işletmeler kurmaları için ekonomik destek sunulmuştu. FARC liderleri, siyasi bir proje olarak devam edecekleri için bunların hiçbiriyle ilgilenmediklerini söylüyorlar.
Ama Franklin’i çeken şey siyaset değil. “Okumayı sevmiyorum,” diyor Franklin. O zaman çatışma sonrası süreçten ne bekliyor? “Yukka, muz, şeker kamışı ekeceğim,” diyor.
Ancak şimdilik, FARC’ın Franklin gibi savaşçılardan yararlanması hala mümkün. Birliğin bulunduğu bölge gibi bazı yerlerde, organize suç grupları, uyuşturucu ticareti yolları ve haraç ağları gibi yasadışı ekonomileri ele geçirmek için bir zamanlar FARC kontrolündeki bölgelere çöküyorlar.
Silahlarımızı bırakma konusundaki en büyük korkumuz paramiliterler. Bize ne olacak?
Gerillalar karşılık veriyor. Ordu veya polisle bir yıldır çatışmamış olsalar da son üç ila beş aydır FARC’ın Magdalena Medio Block birlikleri kerelerce Clan Usuga veya Autodefensas Gaitanistas de Colombia (AGC) olarak bilinen bir grupla çatıştılar.
“Saldırı durumundayız, onları kontrol altında tutuyoruz ve ilerlemelerine izin vermiyoruz,” diyor bloğun askeri komutanı Alberto Camacho.
Uyuşturucu mahsulleri ve yasadışı madenlere el koymanın ötesinde, AGC silah bırakan gerillalar açısından doğrudan bir tehdit teşkil edebilir. Kolombiya’nın paramiliter milisleri 1980 ve 90’larda gerillaların adam kaçırma ve haraç toplamasına bir yanıt olarak ortaya çıktı ve vahşi katliamlarda asi sempatizanlarını veya şüphelilerini hedef aldı. Uyuşturucu lortları ve büyük toprak sahipleri tarafından finanse edilen paramiliterler, 2000’ler başında tasfiye edildiler ancak daha sonra AGC gibi daha az ideolojik, daha çok kriminal çeteler şeklinde yeniden bir araya geldiler.
Asi savaşçıların, silahlarını kendilerine çevirebilecek “neo-paramiliter” gruplardan korkması sebepsiz değil: FARC’ın seçim siyaseti yapmaya çalıştığı son denemesinde grubun solcu Unión Patriótica partisinin 3000 üyesi ordu ile gizli anlaşma içindeki paramiliterler tarafından öldürüldü.
Haziran’da imzalanan ateşkes anlaşması, hükümetin bu neo-paramiliter grupları tasfiye etmesine yönelik özel tedbirler içeriyor.
Ama Daniela’nın şüpheleri var.
“Silah bırakma konusundaki en büyük korkumuz paramiliterler. Hala aktifler,” diyor. “Hükümet onları kontrol edemezse bize ne olacak?”
Daniela FARC’a kendisini korumak için katıldığını söylüyor. Amcalarından ikisi asi imiş ve ailesi sağcı milisler tarafından isyancılarla işbirliği nedeniyle hedef alınmış.
“Her zaman sizi koruyacak birini ararsınız,” diyor.
Annesine söylemeden katılmış, çünkü karşı çıkacağını biliyormuş. “Hangi anne çocuğunun silahlı bir gruba katılmasını ister ki?” diyor.
Kolombiya’nın kırsal bölgelerinde birçok kız çocuğu ve kadın için gerillaya katılmak ülkeye hakim maço kültürünün zincirlerini kırmanın bir yolu.
Kadınlar FARC saflarında erkeklerle yan yana savaşırken, bu eşitlikle birlikte üreme hayatlarının katı bir kontrolü geliyor. Doğum kontrolü ve hamile kalırlarsa kürtaj zorunlu. Arada bir kadın isyancıların doğurmasına izin veriliyor ancak onlar da çocuklarını FARC sempatizanlarına bırakmak zorunda.
Daniela barış anlaşması sonrasında anne olmayı düşünmeye başlayabileceğini söylüyor.
“Bir savaşçı olarak bunu istemezdim çünkü çocuk sahibi olmak onu kendiniz yetiştirmeniz demektir. Başkasına vermek istemezdim,” diyor.
“Ama bir sivil olarak, bu yapabileceğim bir şey.”
Sibylla Brodzinsky
Bu yazı ilk olarak https://dunyadanceviri.wordpress.com/2016/09/02/silahsiz-hicbir-seyiz-farc-gerillalari-silahsiz-gelecek-konusunda-sikintili-sibylla-brodzinsky/ adresinde yayınlanmıştır