
Serbest bırakılan Çakıroğlu hakkında
nöbetçi savcılık talimatı ile‘halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek’
suçlamasıyla tekrar yakalama kararı çıkartılmıştı.
Ne olmuştu?
Hemşirelik yapan Terzi, çalıştığı
hastaneden çıkıp evine giderken bindiği otobüste, kimliği belirsiz bir erkeğin
saldırısına uğramıştı. Saldırganın kendisine “Şort giyenler ölmeli” diyerek
sözlü sataştığını belirten Terzi, ardından da otobüsün demirinden destek alarak
yüzüne tekme attığını anlatmıştı.
Tekmenin etkisiyle bayılan Terzi’nin
anlatımına göre otobüs şoförü ve otobüstekiler de kendisine yardımcı olmamıştı.
Terzi’nin basına giderek saldırıyı anlatması sayesinde duyulan olay, kamuoyunda
ve sosyal medyada büyük tepki çekince, saldırgan da beklenenden kısa süre
içinde yakalanmıştı.
Olayla ilgili çalışma yapan Gasp Büro
Amirliği ekipleri, saldırganın kimlik ve adresini belirlemiş, Üsküdar’da
düzenledikleri operasyonda Abdullah Çakıroğlu gözaltına alınmıştı.
‘Giydiği şort ortama uygun değildi’
Çakıroğlu’nun bir gayrimenkul şirketinde
güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, olay günü işinden çıkıp Çekmeköy’deki
evine gitmek üzere otobüse bindiği anlaşılmıştı.
Bekar ve ailesiyle yaşadığı öğrenilen
Çakıroğlu’nun için manik depresif teşhisi konulduğu, ancak tedavi olmak için
sevk edildiği hastaneye gitmediği iddia edildi. AA’nın haberine göre, Abdullah
Ç.’nin ağabeyi de, kardeşinin aslında şizofren olduğunu ancak doktora gitmeyi
reddettiğini öne sürmüştü.
Abdullah Çakıroğlu ilk ifadesinde,
“Giydiği şort ortama uygun değildi. Bu nedenle sinirlenip hareketi yaptım”
demişti.
‘Her şey İslam hukukuna göre oldu’
Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye
sevk edilen Çakıroğlu, emniyet çıkışında gazetecilere şu açıklamayı yapmıştı:
“Arkadaşlar herşey kontrol altında… Sıkıntı yok gerekli izahatları yapacağım…
vandalların saldırısına uğradım… 20 tane solcu terörist bana saldırdı… Her şey
İslam hukukuna göre oldu.”