İstanbul Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği bileşenlerinin “Faşizme, darbelere ve savaşa karşı barış hemen şimdi” çağrısıyla düzenlediği Barış Mitingi bugün (4 Eylül) Bakırköy Pazar Meydanı’nda gerçekleşti. Mitinge, savaş, baskı ve şiddet politikalarına son verilmesi, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü çağrıları damga vurdu.
Akademisyen Koçak: “Tek pişmanlığımız ölenler için daha fazla bir şey yapamamış olmak”
Binlerin katıldığı miting, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda ve Kürt illerinde hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşuyla başladı. Katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının asılı olduğu sahnede ilk sözü 672 sayılı kararname ile Kocaeli Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Doç. Dr. Hakan Koçak yaptı.
Barış İçin Akademisyenler adına konuşmasını yapan Koçak, “Amaç barış sözünden geri döndürmekse barış sözünden asla geri dönmeyeceğiz. Tek pişmanlığımız ölenler için daha fazla bir şey yapamamış olmak” dedi. Koçak, söz konusu kararnameye ilişkin olarak da “Biz kamu için mücadele eden bilim insanlarıyız. Biz o kararnameye, o çuvala sığmayız. Bizi o çuvala sokmaya çalışanlar yıllardır o çuvalın içinde debeleniyor. Bu korkunç bir kararname. Muhalif olan herkesi kararnamede ifade edilenlerle ihraç edilebilirler. Burada bir direnç koymak demokrasi için önemlidir” diye konuştu. “Biz laik eğitimi savunanlarız. Bu mücadeleden geri durmayacağız” diyerek sözlerini sonlandıran Koçak, imzacı diğer akademisyenlerin de barış dileğini iletti.
“Hurşit Külter’in annesi için barışı haykırmaya devam edeceğiz”
Koçak’ın ardından 10 Ekim Dayanışma Derneği adına katliamda hayatını kaybeden Meryem Ana’nın oğlu söz aldı. 101 gün önce devlet güçleri tarafından kaybedilen Hurşit Külter’in annesi için “Barış çığlıklarını haykırmaya devam edeceğiz” dedi. Katliamda hayatını kaybeden Güney Doğan’ın babası ise“Onların tek isteği barıştı, bunu haykırmaktan vazgeçmeyin” dedi.
Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği’nin ortak metnini KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Fadime Kavak Türkçe, Feremez Erkan ise Kürtçe olarak okudu.
İktidar OHAL uygulamalarını “milli mutabakat”la maskelemeye çalıştı
15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP’nin izlediği politikaları eleştiren Kavak, “AKP, darbe girişiminin oluşturduğu atmosferi faşizan, sömürücü ve savaş yanlısı dikta rejimini derinleştirmek için fırsata dönüştürdü. İktidar, antidemokratik OHAL uygulamalarını ‘milli mutabakat’ ile maskelemeye çalıştı” dedi.
7 Haziran seçimlerinden önce iktidar sözcülerinin “Ya biz ya kaos” dediğini hatırlatan Kavak, “Haziran 2015’ten beri ülkemizin içine sokulduğu bu tabloda, bitmek bilmeyen çatışmalar, ölümler, bombalı katliamlar, sivillerin yakıldığı bodrumlar, Sur ve Cizre başta olmak üzere yakılan, yıkılan, yok edilen kentler, ilçeler, kasabalar eksik olmuyor. Hemen her gün ülkenin dört bir yanında patlayan bombalarla onlarca insanımız hayatını kaybediyor, yüzlerce insanımız yaralanıyor. Bu savaş bizim savaşımız değil! Savaşa mecbur olan halklarımız ve emekçiler değildir. Savaşa mecbur olan iktidarını savaşa, gerilime ve kaosa bağlayan AKP’dir. Savaşa mecbur olan, emek düşmanı, doğa düşmanı, sermaye yanlısı politikalara karşı tepkileri savaş ortamında bastırmak isteyen güçlerdir. AKP hükümetinin hem içerde hem dışarıda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır” diye konuştu.
Kürt sorununda barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için acilen adım atılmalı
Kavak, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği olarak, Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş, şiddet odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını, çatışmanın bitmesini diyalogun başlamasını istediklerini de aktardı. Kavak sözlerini “Son sözümüz barış olsa da barış demeye devam edeceğiz”diyerek bitirdi.
Sık sık “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Direnen halklar kazanacak” sloganlarının atıldığı miting Bajar konseriyle son buldu. Miting bitiminde polis slogan atan bir kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına tepki gösteren bir kadının polisler tarafından darp edilmesine ise kitle “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Katil polis” sloganlarıyla tepki gösterdi.