Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet
arayışlarının 596’ıncı haftasında, Galatasaray Meydanı’nda 12 yıl önce
gözaltında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın akıbetini sordu.
Eylemde, gözaltında kaybedilenlerin
fotoğraflarını ve “Tolga’nın akıbetini açıklayın”, “Kayıplar belli failler
nerede?” yazılı pankart açtı.
HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya,
Urfa Milletvekili Dilek Öcalan ve HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ile
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun katıldığı eylemde gözaltında
kaybedilen İrfan Bilgin’in kardeşi Kenan Bilgin söz aldı.
“İşkence ile katledilen yakınlarımızın
mezarlarını istiyoruz”
Bilgin, “Mezarlarımızı istiyoruz,
işkence ile katledilen yakınlarımızın mezarlarını” diyerek başladığı
konuşmasında, demokrasinin olmadığı bir ülkede yaşandığını söyledi.
Bilgin, “Biz her şeye rağmen adalet
talebimizi yükselteceğiz. Bizi bu duruma sokanlar bize hesap verecekler.
İnsanlarımızı kaybedenlerin isimlerini tek tek biliyoruz. Onlar yargı önüne
çıkana kadar bizler mücadele edeceğiz” dedi.
Dilek Öcalan: “Bir arada yaşam adaletle
olur”
Bilgin’in ardından konuşan HDP
Milletvekili Dilek Öcalan, kayıp yakınlarının haykırışını duymayanlara duyurmak
için alanda olduklarını belirtti.
Kaybedilen ve katledilenlerin haklı
mücadelesini devam ettireceklerini ve onların haklılığını duyurmaya devam
edeceklerini dile getiren Öcalan, “Onlar yanlış yapmadı ancak onlara büyük
yanlış yapıldı. Onlara yanlış yapanlar hatalarından geri dönsünler.
Yanlışlarından geri dönsünler. Biz onların tüm savunduğu değerlerin devam
ettiricisi olacağız” diye konuştu. Sadece Kürt halkı için değil tüm halkların
eşit ve özgür bir şekilde yan yana yaşayabilmesi için mücadele ettiklerini
ifade eden Dilek Öcalan, birlikte yaşamın da ancak gerçek bir adalet sağlanması
ile mümkün olacağını vurguladı.
Ceylan: “Oğlumun kaybedilmesi adli bir
vaka değil”
Milletvekili Öcalan’ın ardından 12 yıl
önce Kırklareli’nin İğneada ilçesine tatile gittikten sonra kendisinden bir daha
haber alınamayan üniversite öğrencisi Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye
Baykal Ceylan da, oğlunun kaybedilmesinin “adli bir vaka” olarak ele
alınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını okuyan Esra Koç
şöyle konuştu:
“İktidar OHAL ilanını gazeteleri
kapatmak, gazetecileri, akademisyenleri işten atmak tutuklamak fırsatına
dönüştürmek istiyor. Kayıt dışı gözaltılar, gözaltıların spor salonlarında
tutulması, aile ve avukatlarıyla görüştürülmemesi, işkence iddiaları bize darbe
dönemini hatırlatıyor.”
Tolga Baykal Ceylan’a ne oldu?
24 yaşındaki İstanbul Teknik
Üniversitesi öğrencisi Tolga Baykal Ceylan, İstanbul’da annesi ile birlikte
yaşıyordu. 07 Ağustos 2004 tarihinde tatil amacıyla Kırklareli’nin İğneada
İlçesine gitti. Aynı gün telefonla annesini arayarak İğneada’ya ulaştığını
söyledi. 10 Ağustos 2016 tarihinden sonra annesi ile haberleşmesi kesildi.
Tolga’dan bir daha haber alınamadı.
Anne Kadriye Ceylan tüm mercilere
başvurarak oğlunu aradı. Başvurduğu her yerde görevlilerin ilgisizliği ile
karşılaştı.
2004 yılında Demirköy Savcılığı’nın
başlattığı soruşturma dosyası 2006 yılında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı
verilerek kapatıldı. 5 Şubat 2011 tarihinde dönemin Başbakan Erdoğan’ın
Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği yetkilileriyle yaptığı görüşmeden
sonra, 09 Şubat 2011 tarihinde Tolga Baykal Ceylan’ın akıbetini araştırmak için
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde bir alt
komisyon kuruldu.
Komisyon 4 aylık çalışması sonucunda
yayımladığı raporda, “Komisyonumuz bu aşamada, elindeki verilerin
değerlendirilmesi sonucunda, Tolga Baykal Ceylan’ın gözaltında kaybolmadığına,
ancak bu güne kadar ailesi ve çevresinden hiçbir kişiyle temas kurmaması
gerçekliği karşısında da normal asayiş olayı olarak değerlendirilmesi gereken
bir kayıp olayı ile karşı karşıya olduğumuz sonucuna ulaşmıştır” denildi.
Raporda adli işlemlerin ifasında
gösterilen dikkatsizlikler nedeniyle ailede haklı olarak bazı şüpheler oluştuğu
kaydı düşüldü.