1990’lı yıllar, memleketin dönüştüğü yıllar: O güne kadar “Türkçe sözlü hafif Batı müziği” ya da “Türk hafif müziği” olarak adlandırılan tür, yeni bir ivme kazanmış, “Türk popu” olarak anılmaya başlamış ve kendi yıldızlarını yaratmıştı. Birbiri ardına çıkan “yeni” seslerin piyasayı kapladığı dönemdi bu. Naşide Göktürk’ü, bu furyanın bir adım sonrasında tanıdık.
“Yüreğim Rehin”le müzik piyasasına adım attığında köşe başları çoktan tutulmuş, “yıldız”lar kendini belli etmeye başlamıştı. Biraz talihsiz bir zamandı bu ama Göktürk, bunu lehine çevirmeyi bildi. Emin adımlarla yolunda ilerledi ve kendi tarzını ortaya koydu. İkinci albümü “Yüreğim Hâlâ Rehin” adını taşıyordu -ki bunu, müzik piyasasına yapılmış bir nanik olarak algılamak mümkün. Naşide Göktürk, piyasayla içten içe hep dalgasını geçti. Üstelik, piyasayı besleyen isimlerdendi: Şarkılarını, pek çok isim seslendirdi.
Naşide Göktürk’ü, en etkin olduğu dönemde bile televizyonlarda görmedik. Sadece şarkılarıyla adından söz etti -ki olması gereken zaten buydu. Onu farklı bir yere koyan tam da bu. Benim nazarımda “farklı” oluşu, çocukluğumdan bildiğim Erdek için yazdığı şarkıdan ötürü: Marmaris, Çeşme, Alanya gibi “meşhur” yerleri görenlerin aksine, “çiçekli dalları, tertemiz havası”yla Erdek’i anlatması, başlı başına aykırı bir davranıştı. Üstelik tam da sevdiğim muhiti tarif ediyordu: “Mavi yeşil el ele / Güneş deniz iç içe / Yıldızlar parlar gökte / Kalbim Erdek’te…”
Aykırıydı. Kendi bildiğini yaptı. Yolundan sapmadı. Bu yüzden de yaşarken kıymeti pek bilinmedi. Bir dönem Ankara’da bir mekan işletiyordu, gece aleminin tanınmış simalarındandı; bir ara İstanbul’a gitti, döndüğünde ünlü bir şarkıcıydı. Şiir kitaplarını hesaba katmıyorum bile: Sadece şarkıcılığı değil, şairliğiyle de adından söz ettirdi.
Ahmet Kaya şarkılarını bambaşka söylerdi Naşide Göktürk. “Hani Benim Gençliğim”, “Mahur”, “Ağladıkça” ve “Adı Bahtiyar” onun yanık sesiyle bambaşka tınlardı. Ardından bir Ahmet Kaya plağı döndürelim, “Yorgun Demokrat” albümündeki “Bir Veda Havası” ile onu uğurlayalım: “Korkulu geceleri sayar gibi / Birdenbire bir yıldız kayar gibi…”
Yakın zamanda tanıdığımız, birlikte büyüdüğümüz isimlerdendi Naşide Göktürk. Ani vedasının bu kadar koyması belki de bundan.