25 Ağustos 2016 Perşembe

NE KADAR ÖZÜMLEMİŞİZ YOLDAŞLIĞI ?


Çok sıklıkla yoldaşlık nedir sorusu üzerinde durmaya ve, bencillik-bireycilik ve duyarsızlığın geliştiği, vefa duygusunun neredeyse unutulduğu, kendi çıkarlarıyla sınırlandırılmış bir devrimcilik eğiliminin güçlü olduğu, bir birine karşı duyarlı davranma, zor süreçlerde omuz omuza olma, dahası ben yerine biz kolektif ruhun egemen olduğu, paylaşım, dayanışma, önce yoldaşı düşünme yaklaşımının egemen kılınması, vefa-fedakarlık, bir birine bağlılık duygusunun devrimci kavgayı ileriye taşımak bakımından büyük önem taşıyor. Buradan hareket ettiğimizde unutulmaya yüz tutulan yada özü boşaltılarak sıradanlaştırılan, yoldaşlık, paylaşım, dayanışma, vefa, fedakarlık vb. üzerinden döne döne durmak her zaman daha bir önem taşıyor.
Biliyoruz ki yoldaş demek aynı ideolojik-politik hatta buluşarak, aynı amaçlar için hiç bir kaygı içinde olmadan örgütlü savaşım içinde olmak, enerji ve yeteneklerini kavganın emrine sunmak demektir. Buradan hareket ettiğimizde, yoldaş kelimesi oldukça önemli ve bir o kadarda özel manalar yüklü bir kelimedir.
Herşeyden önce yoldaşlar topluluğu yeryüzünün en onurlu hiçbir kişisel çıkar gözetmeyen devrimci sosyalist yaşam tarzıdır. Öyle ki bir devrimci kendi yoldaşlarına karşı ihanet ediyorsa, bu yapılan ihanet aslında devrim ve sosyalizme karşı yapılmıştır.
Sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için mücadele eden insanlar arasında ilişki aynı amaç için dövüşenler arasında gelişti yoldaşlık ilişkisi Sadece aynı amaçlar için bir araya gelmek -örgütlenmek- değildi bu ilişkinin zemini. Köklerini, dünyayı aynı şekilde yorumlamak ve aynı şekilde konumlanmaktan alan ortak ideolojide bulduğumuz ruh hali, sevgi, cesaret, dayanışma-paylaşma, vefa, bağlılık, fedakarlık vb. biçiminde somutlaşıyordu yaşamımızda.
Elbette yoldaşlık yalnızca bilinçlenmeyle olmaz. O olağanüstü güzel duyguyu oluşturan etmenler, paylaşımdır, emektir, üretimdir. Ve bütün bunların yaşamda gerçekleşmesi, sahiplenmeyle paralel biçimde, birbirini üreterek gelişir. Bilinci, ideolojiyi, hedefi, güçlükleri, örgütü, örgütsel koşulları paylaşmayla başlayan süreç, giderek kavganın değişik boyutlarda da paylaşılmasıyla iyice pekişir.
Küçük-burjuva anlayışlar ve değerler devrimci düşünceleri, devrimci ahlakı yozlaştırır, kirletir, çürütür ve örgütlü kimliğe yakışmayan davranışlarda bulunan kadrolar yaratır. Yalan söylenme, bencil-bireyci davranma, başkasının değerlerinin üzerine konma, sözüyle pratiği arasında tezatlık vb. Burjuvazinin yozlaşmış ahlakına karşı devrimci ahlak, komünistlerin mücadelesiyle örtüşen bir yaşam biçiminin oluşturulmasında yol gösterici olur, mücadeleye yön verir.
Devrimci ahlak; örgüt içerisinde yoldaşlık ilişkilerine de yön vererek kolektivizmi geliştirir, kolektif bilinci hakim kılar. Devrimci ahlak; kolektifin yoldaşça sevgi, yoldaşça denetim, yoldaşça paylaşım, yoldaşça eleştiri-özeleştiri, yoldaşça güven üzerine oturmasını sağlar.
Yoldaşlık, temelde her ilişki gibi ama onların tümünün ötesinde, ilmek ilmek örülen bir ilişkidir. Emek ister, sabır ister. Ancak ilmeklerden biri hatalı örülürse, eksik olursa; sağlamlığı bozulur, gücü zaafa uğrar. Dolayısıyla, çok dikkat ister. Ve yapılan herhangi bir hata, gün gelir, su yüzüne çıkar. Edilen kötü bir söz, yanlış bir davranış, temelsiz bir eleştiri, keyfi bir tavır vb. eğer hata olarak teşhis edilip bilinçli bir şekilde düzeltilmezse, başta yoldaşlık ilişkisi olmak üzere, bir bütün olarak mücadeleye zarar verir, yozlaşmaya zemin hazırlar.
Yoldaşlığın en güzeli, en zor günlerde yaşananı, gelişenidir. Paylaşılan bir simit, yürümekten şişen ayakların ortak sızısı, gece yarısı kuytu bir köşede birbirine sığınıp gizlenmek, sobasız bir evde beraber titremek, ortak özverilerde bulunmak, düşmana karşı sırt sırta vermek, en elverişsiz koşullara rağmen birlikte üretmek, direnmek, kendinden sakındığını yoldaşına layık görmek, ihaneti ve acıyı, inadı ve direnci paylaşmak..Ve bütün buna benzer zorlukları sızlanmadan, şikayet etmeden, sadece yapılmak zorunda olunduğu için değil, bilerek ve isteyerek bilinçle-inanarak yapmak, insanlar arasındaki ilişkiyi görece rahat zamanlardakine oranla, çok daha hızlı ve güçlü bir biçimde geliştirir.
Yoldaşlık ilişkisi, insanlık değerlerinin en yoğun ve rafine tarzda üretildiği ve hayata geçirildiği ilişkidir. Sevgi, coşku, dayanışma, fedakarlık, vefalık, dürüstlük, güven, sadakat, inanç, hepsi doruktadır. Yani yoldaşlık benlikten kurtulup biz olmaktır. Kendine yoldaş denemsini isteyen her bir devrimci bu yaklaşım içinde kendisine yoldaşlık aynasını tutmalı ve gerçektende yoldaşlığı hak edip etmediği, etmiyorsa neden etmediğini bilince çıkararak, önce yoldaş olmak için daha çok çaba göstermeliyiz.