Katledilen Tarık Ekinci'nin oğlu Sertaç
Ekinci ve Musa Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, Ağar ve Çiller'in
"demokrasi havarisi" gibi sahne almasını ikiyüzlülük ve acı verici
olarak değerlendirdi.
Dönemin MİT Kontrterör Dairesi Başkanı
Mehmet Eymür Susurluk sonrası MİT Müsteşarlığı’na yazdığı mektupta şöyle diyor:
“Kanaatimce Mehmet Ağar, Cumhuriyet tarihinin en büyük suçlularından biridir”
Oysa şimdi, 90’lı yılların faili meçhul
cinayetlerinin sorumlusu olan ve “Devlet adına bin operasyon yaptık” diyen
Mehmet Ağar Erdoğan’ın evinin bulunduğu Üsküdar Kısıklı’da ‘Demokrasi
Nöbeti’nde konuşuyor.
9 yıldır siyasetten uzak olduğunu fakat
15 Temmuz’da bir vatandaş olarak FETÖ ve benzerlerine karşı mücadelede
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasında durmanın milli bir görev olduğunu belirten
Ağar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde yapılacak mitingle dünya
Türkiye’de demokrasinin ne anlama geldiğini, millet bütünlüğünün ne anlama
geldiğini FETÖ ve benzerlerinin yerle bir edileceğini açıkça görecektir” demiş.
Kontrgerillanın faili meçhul cinayetlerinden,
işkence ve katliamlara, Bahçelievler Katliamı’nın emrini veren, Abdi İpekçi’nin
katili Mehmet Ali Ağca’yı cezaevinden kaçırıp evinde saklayan Abdullah Çatlı’yı
korumaktan, 1993-1994 yılında işlenen cinayetlere bir çok suçtan sorumlu Mehmet
Ağar şimdi demokrasi diyor.
Birlik diyor, dayanışma diyor, darbeye
karşı olduğundan bahsediyor.
mehmet-agar-demokrasi-nobeti-610x380
Tayyip Erdoğan'ın organizasyonu ile
Yenikapı'da yapılan "Mili ittifak" mitingine 90'ların JİTEM
organizatörü Mehmet Ağar ve Tansu Çiller'in katılması, yakınlarını
kaybedenlerin tepkisine neden oldu. Katledilen Tarık Ekinci'nin oğlu Sertaç
Ekinci ve Musa Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, Ağar ve Çiller'in
"demokrasi havarisi" gibi sahne almasını ikiyüzlülük ve acı verici
olarak değerlendirdi.
“Demokrasi” iddiasıyla düzenlenen ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını yaptığı Yenikapı Mitingi’ne AKP, CHP ve MHP
genel başkanlarının yanı sıra 90’lı yılların simge isimleri eski Başbakan Tansu
Çiller ile eski Emniyet Genel Müdürü ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar da katıldı.
Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’nin
hazırladığı rapora göre, 1993 yılında 103, 1994 yılında 518, 1995 yılında 232
ve 1996 yılında 170 kişi gözaltında kaybedildi.
Mehmet Ağar ve Tansu Çiller ise bu
dönemlerde kilit görevlerdeydi.
Ağar, 1993-95 yılları arasında Emniyet
Genel Müdürü, 1996 yılında Adalet Bakanı görevini yaptı. Çiller ise, 1993-1996
yılları arasında Başbakanlık görevini yürüttü.
Avukat Sertaç Ekinci, dönemin Başbakanı
Çiller’in ölüm listesinde olan ve 1994 yılında "faili meçhul" cinayet
sonucu katledilen avukat Yusuf Ekinci’nin oğlu ve aynı zamanda babasının da
dâhil olduğu 18 Kürt işverenin devlet tarafından öldürülmesine ilişkin 20
Aralık 2013 tarihinde açılan Ankara JİTEM Davası’nın avukatı.
Ankara JİTEM 19 sanığından biri de
Mehmet Ağar.
Avukat Ekinci, babası ve binlerce
kişinin katledilmesinden sorumlu olan Ağar ve Çiller’in “demokrasi havarisi”
olarak topluma sunulmasına tepkili. Ekinci’ye göre, devletin kendi içindeki
hesaplaşmalarında Ağar gibi eski kadroların bir şekilde meydanlara getirilmesi,
emniyet gibi kurumları tekrar kontrol altına almayı amaçlıyor olabilir.
‘Acı verici buluyoruz’
Ekinci, devletin 90’lı yıllardaki çirkin
yüzünün bir sembolü de Mehmet Ağar olduğunu söyledi ve ekledi: “En basitinden
bir demokrasi havarisi olmadığı bizce ortadadır. Demokrasi adı altında
anılmasını acı verici buluyoruz.”
‘Babamın katilleri Çiller, Ağar,
Demirel, Erkan’dır’
Kürtlerin bilgesi Musa Anter’in 1992
yılında "faili meçhul" cinayet sonucu katledilmesinde de
sorumlulardan biri olarak Mehmet Ağar gösteriliyor. Babasını katleden idarenin
devletin en tepesine varan bir zinciri kapsadığını belirten Anter’in oğlu,
Anter Anter, “Benim için babamın katilleri; Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Süleyman
Demirel, Ünal Erkan'dır. Bunlardan hesap sorulsun. Katiller bunlardır ve
yargılanmaları gerek" talebi hala sürüyor.
Anter Ailesi'nin avukatı Selim Okçuoğlu,
Ağar ve Çiller’in “demokrasi” adı altındaki mitinglere katılmasını “iç burkan
görüntüler” olarak niteledi. Bir dönemin kirli politikalarında Çiller ve
Ağar’ın başrol oynadığını ifade eden Okçuoğlu, “Sanki hiç günahları yokmuş gibi
sahne almaları bizi yaralayan bir durumdur” diye belirtti.
Yüzleşme davaları aklama davasına
dönüştü
Okçuoğlu, Musa Anter ve Jitem Ana Davası’nın
seyrinde zaten özellikle Anter’in katledilmesinde faillerin ve bilgilerin
saklandığını her fırsatta dile getirdiklerini hatırlattı ve şöyle konuştu:
“Bizim bu görüşümüzü değiştirecek hiç bir şey olmadı. Ağar’ın sahne alması da
yüzleşme davalarının artık aklama davası olduğunu gösterdi. Demokrasi geçmişin
kirli politikalarının sembolleriyle aynı sahneyi paylaşmak olmamalıydı.”