Darbelerden en çok etkilenen kesimler, tarihin tescillediği gibi ilerici, devrimci, muhalif ve yurtsever kesimlerdir. O nedenle de her daim işkenceye, baskılara ve katliamlara maruz kalmışlardır. Fakat kendisini darbelerle var etmiş olan bir iktidar, 15 Temmuzdan bu yana vatan, millet, sakarya edebiyatıyla şimdiye kadar:
– iktidar ve koltuk kavgasını, “darbelere karşıyız” diye çarpıtmakta,
– toplumsal yaşamın gerici bir biçimde dönüşümünü kendisine hedef olarak koyduğunu saklayıp, kendini demokrasi kahramanı olarak göstermekte,
– kendi siyasal sorumluluğunu örtbas edip araştırma komisyonu kurulmasına karşı çıkmakta,
– özellikle siyasî mahkûmlara yönelik işkencelerine ve zulümlerine devam etmekte,
– uluslararası kamuoyunca iktidarın işkence yaptığı tescillenmiş Gezi eylemlerinin dava süreçlerini yavaşlatmakta ve hiçbir şekilde hesap vermemekte,
– Gezi eylemlerinde katledilen onlarca insanın davasına tahliye üstüne tahliye vermekte,
– öğrencilerine okuttuğu kitapta “cinsel sapkınlık” içerdiği suçlamasıyla öğretmenlere soruşturma açmakta,
– gazeteleri kapatmakta,
– gazetecileri gözaltına almakta
– birinci dereceden sorumlu olduğu Soma gibi işçi katliamlarını cemaate yıkmaya çalışmakta
– kamu, kurum ve kuruluşlarında fişlemeleri el ele yaptıkları ve hiçbir zaman yargılayamayacağı cemaat grubunu, göstermelik ve hukukî olmayan süreçlerle sadece belli bir süre susturmayı hedeflemekte,
– kurunun yanında yaş da yanar misali akademiye yönelik baskıları artırmakta,
– “Ne Darbe Ne Diktatörlük” diyen ODTÜ’lü öğrencilere soruşturma açmakta,
– kaçak saraya ek bina inşa etmekte,
– imar ve şehircilik ilkelerine aykırı uygulamaları hukuka aykırı bir biçimde tam gaz devam ettirmekte,
– “beton martı” gibi projelerle kentlerin talanına yol açmakta
ve son olarak da,
ve son olarak da,
– AKM, AOÇ, TDK, TTK, İller Bankası, MKE, TKİ, DSİ gibi 111 devlet kurumuna ait kamusal varlıkların satış için özelleştirme idaresine devredileceğini duyurmaktadır.
Hatırlatmak isteriz ki, mevcut siyasal iktidar gayrimeşrudur. Zulüm etmeye tüm hızıyla devam etmektedir. Bizler bu “cadı avında”, herkesin darbeci olarak yaftalandığı ve AKP’nin kendisini aklayarak çıkarmayı planladığı bu tozpembe siyasal atmosferde “gerçeklerin” kısa sürede ortaya çıkacağından emin olduğumuzu bildirir ve vatan, millet, sakarya edebiyatına kanmayacağımızı, iktidar hırsıyla ülkemizi, yaşam alanlarımızı, kamusal varlıklarımızı ve üniversitemizi bir bilinmezlik ve kaos ortamına sürüklemeye ve kendi diktatörlüğünü kurmaya çalışan bu iktidara karşı tüm kararlılığımızla, mücadele edeceğimizi bir kez daha bildiririz.
Sinan Cemgillerin fakültesinden dayanışmayla…