Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararı sonrası gözler, Türkiye’nin Afrin
harekatına çevrildi.
Bir ay
süreli ateşkes kararının Afrin harekatını da kapsayıp kapsamadığına dair
koalisyon ülkeleri ve Türkiye arasında bir kriz yaşanıyor.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan'la görüşen Fransa Cumhurbaşkanı Macron, kararın Afrin'i de kapsadığını
belirterek operasyonun sonlandırılması çağrısı yapıyor.
ABD de,
"Türkiye'nin BM'de kabul edilen tasarıyı iyi okuması lazım. Ateşkes tüm
Suriye için geçerli" diyerek Türkiye'ye mesaj gönderiyor.
BMGK
kararının ardından Türkiye'nin de ateşkese uyması çağrısını yapan AB Yüksek
Temsilcisi Federica Mogherini ise; Türkiye, Rusya ve İran'ın sorumluluklarının
olduğunun altını çiziyor.
Ancak
Türkiye, BM kararının çarpıtıldığı görüşünü savunuyor ve harekata devam
edeceklerini söylüyor.
Diplomasi
ve dış politika konusunda gazetecilik yapan Semih İdiz, Amerika’nın Sesi’nden
Dorian Jones’a verdiği görüşte,sadece Paris ve Washington’un değil. Rusya’nın
da (BM ateşkesine uyulması bu konusunda açıklama yaptığını, İran’ın bu
açıklamalara dahil olabileceğini söyleyerek, Ankara’nın “yalnız kaldığını ve
bunu öngörmediğini” savunuyor.
İdiz’e göre
Afrin harekatı artık ateşkes götürmeyecek kadar ileri seviyeye gitmiş durumda.
Türk hükümeti için bu harekatın, “varoluşsal bir tehditle yüzleşme” olduğunu
söylüyor.
Ahval
yazarı Cengiz Aktar da, Afrin operasyonunu ABD’nin Vietnam savaşına benzetiyor.
Ankara’nın,
“Afrin’in tam anlamıyla ele geçirilmesi için toptan bir savaş olacağını
düşündüğünü” söylüyor.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Afrin kent merkezine çok yakın bir zamanda girileceğini ilan etmiş
durumda.
Bölgeden
çok sayıda sivil kaybının olduğuna dair iddialar basına yansıyor ama Türkiye bu
iddiaları sert bir dille reddediyor.
Uzmanlar,
kent merkezine operasyonla, bir sokak savaşının sahneleneceğini ve yüksek
sayıda zayiat ve sivil kayıp riskinin oluşacağını öngörüyor.
Bir Kürt
uzmanı ise, Afrin’in Kürt hareketi için sembolik öneme sahip olduğu için
YPG’nin sonuna kadar savaşacağı görüşünü dile getiriyor.
2. Dünya
Savaşı sırasında Rus ve Alman güçleri arasında 1 milyonun üzerinde kişinin
öldüğü muharebeye atıfta bulunan uzman, “Burası onların Stalingradı olacak”
iddasını öne sürüyor.