Halkların Demokratik Kongresi (HDK)
Halklar ve İnançlar Komisyonu, 21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle Şişli'de
bulunan Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde etkinlik düzenledi.
"Renklerden dillere, dillerden
yaşama" şiarıyla gerçekleştirilen etkinliğe Halkların Demokratik Partisi
(HDP) Milletvekili Hüda Kaya, Demokratik Alevi Dernekleri, Romen Dernekleri
Federasyonu, Gürcü Dil Merkezi, Laz Kültür Derneği, Mezopotamya Kültür ve Dayanışma
Derneği, Kürt Araştırmaları Derneği, HDP İstanbul İl Örgütü ve çok sayıda
yurttaş katıldı.
Etkinlikte ilk olarak HDK Yürütme Kurulu
Üyesi Sedat Şenoğlu konuştu.
'VAROLUŞUMUZUN TEMEL KOŞULU DİLDİR'
Tutuklu ve gözaltındaki HDK ve HDP
yöneticilerine selam göndererek konuşmasına başlayan Şenoğlu, dillerin
kültürleri var eden en temel öğe olduğunu söyledi.
Şenoğlu, "Toplumsallık, toplumsal
varoluş dilsiz olamazdı, gelişemezdi. Yeryüzündeki varoluşumuzun en temel
kültürel ön koşuluna baktığımızda; dili, dilleri yaşatmanın, insanlığı,
insanlığımızı yaşatmakla özdeş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz"
ifadelerini kullandı.
‘TEKÇİ ZİHNİYET YENİDEN DAYATLIYOR’
Şenoğlu’nun ardından söz alan dilbilimci
Necmiye Alpay, anadilin önemi üzerine sunum yaptı.
Alpay, Türkiye'de anadil konusunda
çeşitli dönemlerde adımlar atıldığını; ancak tekrardan dil üzerinde korku
imparatorluğunun yaratıldığını söyledi.
Alpay, "Anadil meselesini çok geç
keşfettim. Çünkü dil konusu, ülkede en çok bastırılan gerçeklerden biridir.
Türkiye’de dil bilimcileri bırakın eleştirilmeyi, suçlamamız gerekir. Eskiden
beri olan tekçi zihniyet bugün yeniden dayatılıyor" dedi.
'ÇOCUKLAR ANADİLİNDEN UZAKLAŞTIRILDI'
Bilime aykırı bir şekilde çocukların
anadilinden uzak yetiştirilmeye çalışıldığını söyleyen Alpay, "Bir dönem
Kürt dili ve edebiyatı demek bile cesaret istiyordu. Sonra sessizce enstitüler
üzerinden bu sözlükler yeniden gündeme geldi. Anadillerin taşıdıkları kültürü
bütünüyle temsil etmeye, geliştirmeye izin yok" diye konuştu.
‘KÜRT ÇOCUKLARI ANADİLDE EĞİTİM İSTEDİĞİ
İÇİN TUTUKLANDI’
Kürt çocuklarının 1999’da ilk defa
anadilde eğitim istediklerini belirten Alpay, toplumun bir şaşkınlık
geçirdiğini ve bu çocukların tutuklandığını söyledi. Alpay, Kürtçe üzerindeki
baskılara ilişkin şunları söyledi:
"Anadilin aynı zamanda beyindeki
izler olduğunu biliyoruz. Diller kültürleri, duygusal meseleleri, her şeyi
etkiliyor. Mehmet Uzun bir yazısında duygu dilinin Kürtçe olduğunu söylüyor.
Sonra da bilgi dilinin Türkçe olduğunu
söylüyor. Ardından Musa Anter ile cezaevine girince de orada Kürtçe okuma yazma
öğrendiğini belirtiyor. Burada dile getirmek istediğim önemli bir şey şu;
diller bizim için büyük bir zenginlik ve derinlik yaratma kaynağıdır.”
'HALKLARDA ÖFKEYE NEDEN OLUYOR'
Kürt dilinin boğazına bıçak
dayatıldığını dile getiren Alpay, "Devlet, parklara kendine ait dilde
isimler verme diyor. Bu utanç verici bir durum. Bunu şu an ifade etmekte zorluk
çekiyorum. Bu politikanın bir geleceği yok. Bu kararları verenler de bunu
biliyor. Bu isimleri, dilleri unutturamazlar. Dilleri yasaklamak halklarda daha
fazla öfkeye neden oluyor” dedi.
Alpay’ın konuşmasının ardından farklı
dil ve etnik gruptan katılımcılar, kendi dillerinde sunumlar yaptı.
Şölen, BEKSAV Müzik Topluluğu'nun
Kürtçe, Türkçe, Lazca, Hemşince ve Adigece seslendirdiği türkülerle sona erdi.