25 Şubat 2018 Pazar

Bravo işçisi: Yerimizde siz de olabilirdiniz!


Bravo Giyim Fabrikası işçileri 3 ayı aşkın süredir maaşlarını ve tazminatlarını alamıyor. İşçiler, bu markanın ürünlerini satın alanların duruma ilgi göstermelerini sağlamak için geçtiğimiz aylarda satılan giysilerin ceplerine, ‘alacağınız ürünü ben yaptım ama hâlâ paramı alamadım’ etiketi yerleştirerek gündeme gelmişlerdi. Birçok işçi hâlâ çözüm beklerken işsiz kalanların gelecekle ilgili hayalleri de yarım kaldı. Bu işçilerden bir tanesi de Bravo Giyim Fabrikası’nda 5 yılı aşkın süre çalışan 40 yaşındaki Eyüp Demir… Demir, maaşını ve tazminatını alamadığı için nişanlısıyla evlenemedi, ailesiyle birlikte kaldığı evi de terk etmek zorunda kaldı. 20 bin TL’ye yakın alacağı olduğunu söyleyen Demir’in bir çağrısı var: “Bizim yerimizde siz de olabilirdiniz. Destek olun…”
Fabrikada yıkamadan, sevkiyata kadar bütün işleri yaptığını söyleyen Demir, çalıştığı yerden 4 aya yakın süredir maaşını ve tazminatını alamadı. Demir, şunları söylüyor: “İnsanların dikkatini çekmek için yaptığımız ürünlere, ‘alacağınız ürünü ben yaptım ama paramı alamadım’ etiketi yapıştırdık. Bu eylemimiz ses getirdi ama olumlu bir sonuç alamadık. Tüketicilere şunları söylemek istiyorum: Bizlerin yerinde siz de olabilirdiniz. Tüketiciler bizlere destek olsun, işçi haklarının yanında yer alsınlar. Çalıştığım kurum bize 3 ayın maaşını verip konuyu kapatmak istiyor. Bizim orada 5-6 yıla yakın alacağımız var. Haklı olduğumuz için bunu kabul etmiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz.”
PARASINI ALAMADIĞI İÇİN EVLENEMEDİ
İşine son verildikten sonra yaşadıklarını anlatan Demir, iki buçuk yıldır nişanlı. İşten ayrıldığı için evlenemediğini belirten Demir bu süreci de şöyle anlatıyor: “İşime son verildikten sonra düzenim allak bullak oldu. İki buçuk yıldır nişanlıyım. Nişanımı da yapamadım. Bu yüzden ailemden de ayrılmak zorunda kaldım. Aile içinde de birçok kez bana, ‘Neden hakkını aramıyorsun. Paranı da alamıyorsun’ dedikleri için evden ayrıldım. Bu süreç beni psikolojik olarak çok ciddi derecede etkiledi. İşe güvenerek bankadan kredi çekmiştim. Nişan, düğün hayalleri kurmuştum. Şimdi bu hayallerimin hepsi yarım kaldı.
Demir: Ailemle sorunlarım olduğu için derme çatma bir eve yerleştim…
‘HAKKIMIZI VERİN HELALLEŞELİM’
Ailesinden ayrıldıktan sonra derme çatma bir eve yerleştiğini, buranın kirasını da ödeyemediğini ifade ederek çalıştığı fabrikanın üretim yaptığı Zara, Mango ve Next firmalarına da seslenen Demir, “Zara, Mango ve Next firmalarına şunu söylemek istiyorum: Sizleri incitmek ya da isminizi lekelemek, zor durumda bırakmak gibi bir amacımız yok. Bizim tek amacımız gelin bizimle yüzleşin. Bizim hakkımızı verin helalleşelim” dedi.
Taciz idare z.jpg
Taciz mağduru: ‘Bir kereden bir şey olmaz’ deyip tecavüzü meşrulaştırmaya çalıştılar..!
Çocuk istismarına karşı düzenlenen eylemde konuşan taciz mağduru kadın “‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyerek tecavüzü meşrulaştırmaya çalıştılar” dedi.
Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde öğretmenevinin önünde bir araya gelen parti ve STK temsilcileriyle halk ‘Çocuk bedenime dokunma’, ‘Sessiz kalma, ortak olma’ ve ‘Çocuk istismarına hayır’ yazılı pankartlar taşıdı.
Eyleme, Eylül 2017’de Çaycuma İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan polis memuru O.Ç.’nin cinsel tacizine maruz kalan 18 yaşındaki Bilge A. (18) da katıldı
Bilge A. geçen yıl yaşanan olayı hatırlatarak şunları söyledi: “Ama ben şanslıydım. Benim üç yaşındaki ve dört yaşındaki kardeşlerim benim kadar şanslı değildi. Onların ellerinden hayalleri, gençlikleri, çocuklukları çalındı. Onların ellerinden oyuncak bebekleri alındı. Çocuk istismarına göz yumanlar en az onlar kadar suçludurlar. Tecavüzü, istismarcı diyerekten kibarlaştırmaya çalıştılar. Lakin bunun adı düpedüz cinayettir, çocuk cinayetidir. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyerek tecavüzü meşrulaştırmaya çalıştılar. ‘Dokuz yaşındaki kız çocukları evlenebilir’ diyerek halkı çocuk gelinlere özendirmeye çalıştılar. Adalet elbet bir gün tecelli eder ancak yasalarımız yeterli değil.”