Türkiye’de ifade özgürlüğünün
baskılandığı, gazetelerin kapatıldığı, gazetecilerin hapsedildiği tarihi
günlerden geçiyor. Son olarak Doğan Medya’nın Demirören Grubu’na satışı, bağımsız
gazeteciliğin önemini bir kez daha ortaya koydu.
Gazetecilik yapmaya ve halkın haber alma
hakkını savunmaya kararlı sayılı birkaç devrimci-demokratt gazete, var kalmak
için direniyor. Kürt medyası da, kapatmalar ve operasyonlarla baskı altına
alınmaya çalışılıyor. En son, Özgürlükçü Demokrasi gazetesi başta olmak üzere
birçok muhalif gazete ve dergiyi basan Gün Maatbaacılık şirketine AKP faşizmi
kayyım atadı. Bu atama ile birlikte Türkiye’de Kürtçe yayın yapan tek günlük
gazetesi Rojnameya Welat (Welat/ Vatan Gazetesi), Gün Maybaası’na kayyım
atanmasıyla yayın hayatına son verme kararı aldı.
İnşaat işçilerine 'Kürtçe' konuşma
yasağı getiren,Kürtçe halaya durduğu içim düğünleri basılıp, okullarda eğitim
hakları gasp edilen öğrencileri düşündüğümüzde AKP faşizminin Kürtçe dili
üzerinde baskı ve yasak yoktur sözlerinin tümüyle yalan olduğu netçe açığa
çıkıyor.
Welat yönetimi, kayyımın atanmasıyla
başvurdukları diğer matbaalardan “Bize de kayyım atanır” yanıtını aldı ve
gazeteyi bastıracak yer bulamadı. Welat, önceki gün fotokopiyle çoğaltılıp
okurlarına ve abonelerine ulaştırıldı. Gazetenin emekçileri, ellerindeki
fotokopi gazeteler ile kapı kapı dolaşıp gazeteyi okurlarına teslim etti.
Welat’ın, sadece internetten
yayımlanması kararıyla birlikte 2018 Türkiyesi’nde basılı günlük Kürtçe gazete
kalmamış oldu. Kürt basınının öncü gazetelerinden Ülke, Yeni Ülke veya Gündem;
1990’larda da bizzat devlet iradesiyle yasaklanıyordu. O dönem o gazetelerde
çalışan basın emekçileri de tıpkı bugün Welat çalışanlarının yaptığı gibi kente
binbir güçlükle bölgeye getirdikleri gazeteleri, fotokopiyle çoğaltıp
dağıtıyordu.
Bu yasaklı gazetelerin kente giriş
sevüvenleri, oldukça ilginç ve yaratıcıydı. Yasaklı gazeteler, kimi zaman
hamile bir kadının bedeninde, kimi zaman bir hayvan kamyonunda gübrelerin
altında, kimi zaman da sanki bir gazete değil de ambalaj kağıdı gibi bir
kutunun etrafında bölgeye getirildi. Yasaklanmamış gazetelerin bölgeye girişi
ise dağıtım kamyonları daha kente gelmeden ya da havaalanında bagaj çıkışında önleniyordu.
Bugün artık, yayımlanamayan bir Kürtçe günlük gazete gerçeği somut olarak
karşımızda duruyor: Bir gazete, 21. yüzyılda fotokopi ile çoğaltılıyor.
Türkiye tek sese sığmaz
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)
Diyarbakır Şubesi, Özgürlükçü Politika ve Gün Matbaası’na kayyım atanmasını ve
Welat gazetesine basılacak matbaa bulunamasını protesto etti. TGS Diyarbakır
Şubesinde yapılan basın açıklamasına HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel
Yiğitalp, DTK Başkanlık Divanı üyeleri ve bölgedeki gazeteciler katıldı. TGS
Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral’ın okuduğu açıklamada, “Türkiye tek sese, tek
renge, tek görüşe sığmaz” dedi. Welat gazetesi emekçilerinden Zeynel Bulut ise,
“AKP hükümeti iktidara geldiği günden bu yana sürekli basını bir tehdit olarak
gördü ve çok acımasız bir şekilde düşünce özgürlüğünü hiçe sayarak muhalif
basın kurumlarını susturdu. AKP döneminde, Kürtçe gazeteler onlarca kez
kapatıldı, binlerce dava açıldı, gazetenin çalışanlarına yüzlerce yıllık
cezalar kesildi. Özellikle Kürt kültürü ve dili hedef alınıyor. OHAL ile
beraber bu ülkede Kürt dili fiili olarak yasaklanmış durumdadır” diye konuştu.