Ankara’da bir kadın öğretmen, eşinin
şiddeti sonucu bir gözünü kaybetti. Ağlayan çocuğu susturmadığı gerekçesiyle
“Sen ne biçim kadın, ne biçim annesin” denilerek darbedilen kadın, bir yandan
yaşadıklarıyla mücadele etmeye, diğer yandan da iki çocuğuna bakmaya çalışıyor.
Eşi 4 aydır tutuklu yargılanan öğretmen,
adının açıklanmasını ve basınla görüşmek istemediğini söyleyerek yaşadıklarının
üyesi olduğu sendika aracılığıyla anlatılmasını istedi. Kadın öğretmenin
yaşadıklarını Eğitim-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Banu Günüç ile konuştuk.
Günüç, “Arkadaşımızın adını isteği doğrultusunda kullanmıyoruz. Çünkü hâlâ
öğretmenlik yapıyor ve çocukları var. Böyle bir konuyla gündeme gelmek
istemiyor. Yakın zamanda, diğer gözünün zarar görmemesi ve enfeksiyon riskleri
oluşmaması için yine bir ameliyat geçirdi” dedi.
ÇOCUKLARIN ÖNÜNDE SALDIRDI
Günüç olayı şöyle anlattı: “Küçük
çocukları ağlamaya başlayınca babası, çocuğu susturmak için emziği ararken
eşine ‘Sen ne biçim kadınsın, ne biçim annesin! Çocukla ilgilenip
susturmuyorsun bir de bana söylüyorsun’ demiş ve tartışma başlamış. Tartışma
üzerine 15-20 dakika boyunca arkadaşımız dayak yemiş. O sırada çocukları da
aynı ortamdaymış.”
HASTANE ŞİDDETİ BELGELEMEDİ!
Kadın öğretmenin olayın ardından
hastaneye gittiğini ve hastanenin olayı adli vaka olarak değerlendirmediğini
söyleyen Günüç, birkaç gün sonra mahalle karakoluna gittiğinde soruşturma
başlatılabildiğini anlattı. Günüç mahkemede öğrendikleri bilgileri de şöyle
aktardı: “10 yıllık evliliğinde arkadaşımız 6-7 kez şiddete uğramış. Bize de
ailesine de bu durumu hiç söylemedi. Kadına yönelik şiddet her alanda var;
eğitimli eğitimsiz fark etmiyor.”
AİLEDEN ŞİKAYETİ GERİ ÇEK BASKISI
Günüç, şiddete uğrayan öğretmenin bir de
eşinin ailesinin tehditlerine maruz kaldığını anlattı. Öğretmen, şikayetini
geri çekmesi için kendisini tehdit eden eşinin ailesiyle de mahkemelik olmuş.
15 Mart’ta duruşma öncesi adliye önünde
basın açıklaması yapmalarına valilik tarafından izin verilmemesine de tepki
gösteren Günüç, “Bir hafta önce 8 Mart’tı. Medyada kadınlara hediyeler verildi.
Ama Türkiye’de kadınlar o kadar da rahat yaşamıyor. Biz de dava günü kadın arkadaşımızın
şiddete uğramasını gündem etmek istedik. Valilik onay vermedi. Halbuki emniyet
güçleriyle görüşmelerimiz olumlu geçmişti” dedi.
‘EĞİTİMDE ÖRTÜLÜ MESAJLAR’
Eğitim sistemini de eleştiren Günüç
şöyle konuştu: “Bir ara ders kitaplarını inceledik. Sadece oradaki görseller,
kullanılan sözler bile o kadar belirgin ki. Anne ve kız çocukları ev içinde,
baba ve erkek çocuklar dışarıda; bilimle, toplumla daha fazla uğraşır gibi
resmedilmiş. Bu örtülü mesajları biz her gün çocuklara bombardıman gibi veriyoruz
ve bazı şeyleri normal kabul ederek büyüyorlar. Eğitimcilerin büyük kısmın bu
tehlikenin farkında. Ama öyle sistemli bir uygulama var ki karşımızda bizim de
buna karşı sistemli mücadele etmemiz gerek. Eğitim-İş ve diğer bütün kitle
örgütleri, sendikalar, emek örgütleri olarak ortak mücadele etmemiz gerekiyor.”