Binlerce sağlık emekçisinin KHK’lerle
ihraç edilmesinin sonucunda halkın da sağlık hizmetlerine erişmediğini, birçok
yerde uzmanların olmadığını belirten SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden,
“Sağlıkta eksiklikler büyük sorunlar doğurur. OHAL’in kendisi sağlığa
zararlıdır” ifadelerini kullandı.
Sağlık ve sosyal hizmetler alanında
yaşanan sorunlar, OHAL ve KHK’lerle birlikte daha da derinleşti. Uygulamaya
konulan “Güvenlik soruşturması” nedeniyle mezun olan binlerce sağlıkçı, yaşanan
personel eksikliğine rağmen işlerine başlayamıyor. Sağlık alanındaki sorunlar
hakkında değerlendirmelerde bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden, “Kamu hizmetleri tasfiyesinin
geçmişi 30 yıl önceye dayanıyor. Sağlık hizmetlerinin de bu tasfiyeden payını
alması 1980’lere kadar gidiyor. 1980’lerden bugüne adım adım bu alanın
piyasalaştırılması, metalaştırılması gündemde” dedi.
2002 yılında AKP iktidarıyla beraber,
sağlık alanındaki dönüşümün hızlandığını belirten Gönül, “AKP iktidarıyla
birlikte neredeyse he alanda yapısal değişiklikler yapıldı ancak bu
değişiklikler toplumun ihtiyaçlarına göre değil, sermaye çıkarlarına göre
şekillendi. Sermaye odaklı yapılan değişikliklerin sonuçlarını oldukça olumsuz”
dedi.
‘İhraçların sonuçları Bakanlık
tarafından takip edilmiyor’
OHAL’in ilanıyla beraber kamuda toplamda
110 binin üzerinde ihraç olduğunu paylaşan Gönül, sağlık alanında da bu rakamın
12 binlere ulaştığının altını çizdi. Gönül, bu durumun sağlık alanına olumsuz
yansımalarını da kendi çabalarıyla tespit etmeye çalıştıklarını aktararak,
“Bakanlığın bu konuda bir çalışması da bulunmuyor. Bizim yaptığımız çalışmalara
güç katma gayreti de yok. Bu ihraçların nasıl yansıdığına dair bir
değerlendirme yapmıyor. Bizler bu alanda örgütlü olanlar, sendikalar,
dernekler, sağlık emekçileri bu yansımaları kendi çabalarımızla tespit etmeye
çalışıyoruz” diye konuştu.
‘İhraçlarla birlikte birçok klinik
kapatıldı’
OHAL ve KHK gerekçesiyle
gerçekleştirilen ihraçların sonuçlarını sıralayan Gönül, sağlık emekçilerinin
yükünün daha çok arttığını ve kendilerine daha fazla saat çalışma olarak
döndüğünü söyledi. Gönül, ihraçların halka yansımasına da değinerek, halkın
birçok ilde doktora, hemşireye ulaşmada sıkıntı çektiğine vurgu yaptı.
Özellikle bölgede birçok branşlarda eksiklikler yaşandığının altını çizen
Gönül, “Bazı yerlerde klinikler kapatıldı, yatak kapasitesi azaltıldı. Yine
birçok hastanede birçok branştan hekim bulmada zorluk çekildi. Özellikle
Radyoloji, Diyaliz, Çocuk Yoğun Bakım, Çocuk Kardiyoloji gibi özellikli
birimlerdeki ihraçlar bu sorunun derinleşmesine sebep oldu. Hastalar ciddi bir
mağduriyet yaşadı. Bulunduğu ilde tedavi olma şansı elinden alındı. Başka
illere gitmek zorunda kaldı. Bu da her boyutuyla hastaya hem ekonomik anlamda
bir külfet, hem de hizmet almada geç kalınmasından kaynaklı sağlık sorunlarının
derinleşmesine sebep oldu” ifadelerini kullandı.
‘OHAL’in sağlığa zararlı’
İhraçların ardından ihmal sonucu
Cizre’de bebeğiyle birlikte yaşamını yitiren Feyruz Pulat’ı örnek gösteren
Gönül, “Sebebi burada olması gereken uzmanın olmamasıydı. Kolaylıkla
önlenebilir bir anne ve çocuk ölümü önlenemedi. Sağlıkta bir takım eksiklikler
basit sonuçlar doğurmuyor, çok büyük sorunlar doğuruyor. Daha geniş bir
perspektifle bakıldığında şunu söyleyebiliriz; OHAL’in kendisi sağlığa
zararlıdır” dedi.
‘Sağlığın olmazsa olmaz koşulu barıştır’
Sağlığı yalnızca sosyal, bedensel ya da
zihinsel bir iyilik hali olarak tarif etmediklerini söyleyen Gönül, bir
toplumun mülkiyet ilişkilerinin, yaşam tarzının, savaş içerisinde yaşamasının,
barışın olmamasının, demokrasinin olmamasının başlı başına bir sağlıksızlık
hali olduğunu vurguladı. Gönül, savaşın ve çatışmanın olduğu bir ortamda
sağlıktan ve sağlık hizmetinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını dile
getirerek, bu nedenle sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin başından beri,
sağlığın olmazsa olmaz koşulunun barış olduğuna dikkat çektiğini kaydetti.
Sendika ve örgütlü yapılar olarak
mücadelemiz devam edecek’
Bütün bu sorunlara karşı mücadele etmeye
devam edeceklerini söyleyen Gönül, “Bütün bunlar sonuç olarak OHAL’e ve
KHK’lere dayandırılıyor. Ne uluslararası yasalara ne kendi iç tüzüklerine
anayasalarına denk düşen bir yerde durmuyor. Sağlık hakkı yaşamla başlar ve
güvence altındadır aslında ama bugün bunların hiçbirinin bir karşılığının
olmadığını yaşayarak deneyimliyoruz. Ama sendikalar olarak, örgütlü yapılarak
olarak bunlara karşı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” diye belirtti.
Kaynak : Jinnews